“Uzun yaşamak için yarısını yiyin, iki kat yürüyün, üç kat gülün, sınırsız sevin.” TİBET ATASÖZÜ






Uzun yaşamak kimine güzel kimine ki sıkıntı çekiyorsa pek de güzel gelmeyebilir... Ama yine de yukarıda ki bu Tibet Ata sözüne kulak vermek lazım. Çok yemek zaten biraz da nefse eziyet. Fazla kilolara sahip oldunuz mu her türlü hastalığa da kapı açıyorsunuz demektir... Kalp ve damar hastalıkları, tansiyon, reflü ve buna benzer her türlü hastalık kilo ile direk bağlantılıdır...

Gelelim hareket meselesine... Yürümek her zaman için sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazlarındandır. Eğer ki yediklerinizi de azaltmakla beraber yürümeyi arttırır iseniz ruhunuzda bedeninizde bir düzen içinde sizi daha mutlu bir hayata doğru sürükleyecektir... Zaman zaman bu yürümeye hafif tempolu koşuları da ekleyebilirsiniz, kendinizi çok yormadan...

Bir de gülmek. En başta hayata gülümseyebilmek çok önemli... İnişi var çıkışı var bu hayatın. Zorluklar kimi zaman peş peşe gelir de nefes bile alamazsınız... Moral bir kere bozulmaya görsün, çevrenizi aksilikler sarar... Dik durmak ve gülüp geçmek zor olsa da yine de gülebiliyorsanız, umudunuzu yitirmiyorsanız insanlardan ve insanlıktan, belki bir müddet sonra kaderiniz de iyiye doğruya yönelecektir, bunu da unutmamalı...

Ve sevmek tabi ki en başta kendimizi... Kendinizi seviyorsanız her türlü olumsuzluğa rağmen, işin en önemli kısmını halletmişsiniz demektir... Gidin bakın intihar eylemlerine, bir çok kişi diğer insanlar ile olan problemlerinden değil de kendi iç dünyasında ki problemlerden dolayı hayatına son verme yoluna gitmiştir...

Allah’ını bilen kendini bilir zaten, kendini bilen de O’nun dilemesi ile hayatın içinde yol aldığımızın bilincine varmıştır, o neden ile kendini de diğer insanları da sevecektir. Yunus Emre’nin dediği gibi ’Yaratılmışı sevmek Yaradandan ötürü.’ İşin özü de budur... Börtü böceği, kuşu, kelebeği, yavru ceylanları, sokak köpeklerini, sevgi dünyamızın içine alabilirsek engin bir yürek ile kimselere zarar vermeden yaşar gideriz...

’Sevgi sevgi üretir hiç bir şey üretememek sevgisizliktir.’ derler... Bir kediye, bir köpeğe ya da bir güvercine sevgi dolu gözler ile bakarsanız, aynı tepkiyi onlardan da illaki alırsınız... Kedilere nankör yakıştırmasını yapanlar insanlardır. Ben hiç kedilerin birbirine ’Nankör kedi’ diye seslendiğini duymadım... Özetle az yiyelim, çok yürüyelim, her türlü olumsuzluğa rağmen gülmeye gayret edelim ve sevelim, sevelim yine sevelim...


AHMET ZEYTİNCİ