Orhan Gencebay’ın eski bir şarkısı vardı, sözlerinden hatırladığım ’’Bak arkadaş bak şu yaraya sanma silah değdi buraya, beni dünya bu hale koydu beni dertler bu hale koydu.’’ Diye devam eder giderdi... Dertsiz başı olan var mı? Az ya da çok hepimiz, iş güç sahibi olduğumuz gibi, dert sahibiyiz de aynı zamanda...

’’Benim derdim senin derdini döver.’’ de derler... Kimi dert var dermanını kolay bulursunuz, kimi de dert var dermanını bulmak zaman alır... Ama, şunu da unutmamalı, Allah sevdiği kuluna dert verirmiş... Nitekim kendini inkar eden zamanın firavununa, başı ağrısı bile vermemiş ki kendini, Allah’ı bir şekilde hatırlamasın... Geçmiş dönemlerde peygamberler ki buna bizim peygamberimiz Hazreti Muhammed sav. de dahil ne dertler ne çileler çekmişler, insanlık uğruna, din, iman uğruna...

Çok da mahrem dertleriniz yoksa yakın dostlarınız ile dertlerinizi paylaşmak en güzeli... Unutmayalım ki sıkıntılar paylaşıldıkça azalır, sevinçler paylaşıldıkça çoğalır... Siz de olmayan derman belki bir yakınınızda bulunur da size şifa olur...

Bundan yüz yıl önce ölüm getiren bir çok hastalık günümüzde basit tedaviler ile veya aşılar ile artık kökünden halledilebiliyor... Bundan yüz yıl sonra bilimin nerelere gelebileceğini de sanırım kimselere tahmin edemez yine de...

Şunu da unutmayın, sigara, alkol ya da uyuşturucu maddeler sıkıntınızı azaltmaz bilakis bir de sağlığınızdan olursunuz... Sonrada doktor doktor gezip derman aramaya kalkarsınız... Kaybettiğiniz tonlarca parada cabası olacaktır...

Ölümden korkmamalı, ölüm bize zamanımızın kısıtlı olduğunu ve doğru yaşamamız gerektiğini fısıldar... Ayet de geçer ’’Kim Rabbına kavuşmayı dilerse o da ona kavuşmayı diler.’’ Bu da ölüm ile gerçekleşecektir. Geride kalanlara ne olur diye düşünmeyin, sizin de geride kalanlarında rızkını Allah veriyor neticede...


AHMET ZEYTİNCİ