Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
sami biberoğulları
sami biberoğulları

BİZ NE DİYORUZ, SEN NE DİYORSUN SAYIN BAŞKANIM.

Yorum

BİZ NE DİYORUZ, SEN NE DİYORSUN SAYIN BAŞKANIM.

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1519

Okunma

BİZ NE DİYORUZ, SEN NE DİYORSUN SAYIN BAŞKANIM.

BİZ NE DİYORUZ, SEN NE DİYORSUN SAYIN BAŞKANIM.





Siyasi bir yazı değil bir tarih dersidir. Farzedin ki Sami Hoca Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Dersinde ve çok yakın tarihimizden bir şeyler anlatıyor.
------------------------------------------------


S.T-Kürdistan’da kazanacağız
R.T.E-Sen ülkeyi terk et. Irak’ta Kürdistan Bölgesi var, oraya git.

Evet bir iddia ve ve bu iddiaya verilen cevapla birlikte Kürdistan diye bir kavram yine geldi gündemimize oturdu.

Birinci şahıs 31 Mart 2019 da yapılacak yerel seçimlerde Kürdistan’da kazanacaklarını söylüyor. Allah Allah...Ülkede yedi coğrafi bölge var ama hiç birinin adı Kürdistan değil. Kürdistan olarak isimlendirdiğimiz bir karış bile vatan toprağı yok. O halde bu herif hangi Kürdistan’dan bahsediyor. Seçimler Türkiye sınırları içinde yapılacağına göre, Türkiye sınırları içinde de Kürdistan diye bir yer olmadığına göre birinci şahsın söylemek istediği nedir?

Evet, birinci şahıs ve onun mensubu bulunduğu siyasi parti ile sırtlarını dayadıkları terör örgütü evveliyatı asırlar öncesine dayansa da 1984 yılında pkk nın yaptığı ilk silahlı katliam ( Eruh Kaymakamının öldürülmesi) gününden bu güne hayallerindeki Kürdistan’dan bahsedip dururlar, kendilerince Kürdistan haritaları çizerler, Türkiye’nin belirli bir bölgesine de Kürdistan derler.

Peki ikinci konuşmaya bakalım: ‘’Sen ülkeyi terk et. Irak’ta Kürdistan Bölgesi var, oraya git.’’

Hımmm. Türkiye’de bir Kürdistan Bölgesi yokmuş ama Irak’ta varmış. Madem ki Kürdistan’ı o kadar istiyormuş birinci sözün sahibi, o halde oraya gitmeliymiş.

Ne kadar büyük ve tehlikeli bir yanlış yapıldığının farkında mısınız?

Daha açık konuşayım:

‘’Türkiye sınırları içinde bir Kürdistan’ı asla kabul etmiyorum.Sınırlarımızda, burnumuzun dibinde bir Kürdistan devleti kurulmasına asla izin vermeyeceğiz.’’ Diyen birinin sonra bütün bu söylediklerini tekzip edercesine ‘’ Irak’ta Kürdistan Bölgesi var ‘’ Demesi Kürdistan diye bir şeyin ( Buna ister devlet, ister yönetim, ister otonomi, ister bölge, ne derseniz deyin ) varlığını kabul etmek değilmidir?

Şimdi denilebilir ki ‘’ Ama var. ‘’

Evet, ama var...Çok çok uzun zamandan beri var hem de.

Ceplerine kırmızı pasaport koyup diplomatik dokunulmazlık verdiğimiz Celal Talabani, Irak Cumhurbaşkanı olmadan önce hangi sıfatla geliyordu Türkiye’ye: Kürdistan Yurtseverler Birliğinin Lideri olarak değil mi?

Ne yapmışız: Kürdistan diye bir şeyin varlığını kabul etmişiz öyle değil mi?

Peki Mesut Barzani?

Adam bizim meclisimizde konuşma bile yaptı. O geldiğinde Ankara Esenboğa Hava alanına Kürdistan bayrakları asıldı ve adamın meclisimizde konuşma yapması bizi ne kadar gururlandırmış olmalı ki ‘’ Türkiye seninle gurur duyuyor.’’ Dedik. ( Halen daha da anlamış değilim nesinden gurur duyduğumuzu.)

Barzani aldığı o gazla ‘’ Tam da bağımsızlık ilan etmenin zamanıdır.’’ Deyip referanduma gitme kararı alınca nihayet jeton düştü ‘’ Ülkemizin sınırları dışında, burnumuzun dibinde bir Kürdistan devletine asla izin veremeyiz’’ Dedik.

Adamı ‘’ Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı ‘’ Sıfatıyla ülkene davet et, bayrağını gönderine as, herifi bağrına bas,sonra da ‘’ Kürdistan diye bir devlete asla izin veremeyiz.’’ De. Anlaşılabilir durum değildi. Anlayamadık da. Aynen önce gurur duymamızı, sonra ‘’ Vay namussuz, şerefsiz ‘’ Dememizi anlayamadığımız gibi...

Dediğim gibi bu yanlış çok uzun zamandan beri neredeyse tüm politikacılarımız tarafından yapıldı. Aşağı yukarı hepsi ‘’ Benim sınırlarım içinde bir Kürdistan olmasın da İran’da, Irak’ta, Suriye’de ne b.k yerlerse yesinler anlayışını benimsedi hep. Öyle olunca komşular da boş durmadı tabii ki ‘’ Benim ülkemde bela olacaklarına senin ülkende bela olsunlar.’’ Dedikleri gibi başta ABD olmak üzere pek çok büyük devlet ‘’ Madem ki Kürdistan diye bir şeyin varlığını kabul ediyorsun o halde senin de elini taşın altına sokman gerekir. Topraksa toprak, ayrıcalıksa ayrıcalık vereceksin.’’ Mealinde bir taraftan terör örgütüne yardım ve yataklık ederken bir taraftan ‘’ Demokratik hak istekleri’’ Adı altında iç işlerimize müdahele etmeye çalıştılar.

Merih gezegeninde dahi olsa bir Kürdistan’ın ( ister bölgesel yönetim, ister özerk yönetim adına ne derseniz deyin ) varlığından bahsetmek, hele de şu dönemde son derece yanlış ve tehlikeli olduğu gibi ‘’ Kürdistan’da kazanacağız ‘’ Diyenlerin ekmeğine yağ sürmektir eğer derinine değerlendirirseniz.

Neden mi?

1- Kendi sınırlarınızın dışında olsa dahi bir Kürdistan’ın varlığından bahsetmek böyle bir şeyi kabul etmek anlamına gelir. Herhangi bir yerde Kürdistan’ın varlığını kabul etmek ise bölücüler lehine atılmış çok ümitverici bir adım anlamına gelir. ‘’ Bugün Irak, yarın Neden Türkiye olmasın?’’Ümidini kendi ellerimizle beslemiş oluruz böyle bir söylemle. Unutmamak gerekir ki özellikle Balkanlarda elimizden çıkan topraklarda önce reform istekleri gündeme gelmiş, ardından özerklik istekleri ve nihayetinde bağımsızlıklarını elde etmişlerdi.

2- Daha önemlisine gelelim. Daha doğrusu en önemlisine: Ülkemizdeki bölücü hainler Kuzey Iraktaki Kürdistan’a(!) gitsinler, eyvallah...Peki Kuzey Irak’taki Türkmen kardeşlerimiz nereye gitsinler? Öyle ya şu anda bile teröristlerin ve peşmergenin baskı ve zulümleri altında inim inim inlerlerken bir de Türkiye’deki hainler oraya dolarsa halleri nice olur?

3- Kuzey Irak’ta -içinde Türkmenlerin de yaşadığı - bir bölgeye ‘’ Kürdistan’’ Demekle Türkmenleri yok saymış olmuyor muyuz? O bölge eğer Kürdistan Bölgesi ise Türkmenler Kürdstan Bölgesinde yoklar ya da azınlık statüsündeler mi?

3- Kuzey Irak’ta bir Kürdistan’dan bahsetmek aynı zamanda Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil ve daha pek çok Misak-ı Milli hedeflerimiz içinde olan veya olması gereken, asla vazgeçemeyeceğimiz ata yadigarı topraklardan, milli hedefimizden vaz geçmek anlamına da gelmiyor mu? Hem ‘’ O petrol borularının vanası bizim elimizde ‘’ Deyip hem de ‘’ Iraktaki Kürdistan ‘’ Demek suretiyle Musul, Kerkük, Süleymaniye ve Erbil’den vazgezgeçtiğimizi doğrudan ya da dolaylı yolla ifade etmek nasıl bir çelişlidir?

4- Sınırlarını ABD nin belirlediği bir bölgeye Kuzey Irak Kürt Yönetimi demek bile son derece yanlışken kalkıp bir de ‘’Iraktaki Kürdistan’’ Derseniz aynı zamanda sınırlarını ABD nin belirlediği haritaları kabul etmiş de olursunuz ve bilindiği gibi ABD nin çizdiği Kürdistan haritalarında Kürdistan diye gösterdikleri toprakların büyük bir çoğunluğu Türkiye Cumhuriyetinin topraklarıdır. Eğer ki siz ‘’ Iraktaki Kürdistan ‘’ Demeye devam ederseniz ileride ‘’ Ben bu haritanın Irak ile ilgili kısmını kabul ettim ama Türkiye ile ilgili kısmını kabul etmiyorum’’ Diyemezsiniz.

5- ‘’Iraktaki Kürdistan’’ Demek Türkiye sınırları içinde herhangi bir toprak parçasına Kürdistan demekten daha tehlikelidir. Çünkü kendi sınırlarınız içinde kontrol sizde. Ege, Akdeniz, Karadeniz, Marmara gibi bir coğrafi bölge adı olarak bir bölgeye Kürdistan adını verir ancak o toparaklarda asla ve asla hiç bir bölücünün havlamasına, hatta nefes almasına bile müsaade etmeyebilirsiniz ama sınırlarınızın dışında kontrol sizde değil. Siz buradan o topraklar için ‘’ Kürdistan’’ Dediğiniz anda en iyi ihtimalle Türkmenleri azınlık durumuna sokarsanız. Kötü ihtimal ise ‘’ Türkmenler ! Kürdistan topraklarından Defolun. ‘’ Olur.

Şimdi denilebilir ki ‘’ Yahu Hocam ! Bahsettiğin topraklara yaklaşık olarak elli senedir Kürdistan deniliyor. O topraklarda pkk paçavralarına oldukça benzeyen bayraklar dalganıyor. Sen kendin bile yazmışsın, Türkiye’de bile o bayrağın dalgalandığını Barzani ülkemize geldiğinde. Şimdi neyin davasındasındasın? ‘’

Doğrudur. Lakin biz her kıçına bayrak takanı devlet olarak tanımaya kalkarsak işimiz zor. Hele de Misak-ı Milli hedeflerimiz içindeki topraklara devletin en etkili ve yetkili ağzından ‘’Kürdistan’’ Dersek o hedeflere ulaşmak artık zordan da öte imkansız olur. Hem zararın neresinden dönerseniz kardır. Bu çok çok tehlikeli ve yanlış söylemden derhal vazgeçilmelidir.

Velhasılıkelam BİZ NE DİYORUZ, SEN NE DİYORSUN SAYIN BAŞKANIM?

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Biz ne diyoruz, sen ne diyorsun sayın başkanım. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Biz ne diyoruz, sen ne diyorsun sayın başkanım. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİZ NE DİYORUZ, SEN NE DİYORSUN SAYIN BAŞKANIM. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
22.3.2019 19:47:57
10 puan verdi
Sami Hocam,
Tarihin seyrine aldı bizi.

Çok saygımla.
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
22.3.2019 19:09:28
kolay gelmedik bu günlere.
bu vatan bizimdir ve ilelebet de bizim kalacak Allah'ın izniyle.
teşekkürler verdiğiniz emeğe ve bizlere sunduğunuz her cümle adına.
engel tanımayız ve tanımayacağız da.
kimse hayal kurmasın.
selam ve saygılarımla.
neneh.
neneh., @neneh-
22.3.2019 18:44:45
Her şeyi o kadar güzel açıklamışsınız ki...Dilerim okuma yazması olan bütün vatandaşlarımız okur.Bakar körlere de bir şekilde anlatırlar...Her zaman olduğu gibi kaleminizden damlayanlar muhteşem Sayın Hocam.Saygıyla..
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL, @serhatbingol
22.3.2019 10:29:55
Kıymetli hocam bu yazının niceliğine dönük sorguladığınız ve yorumladığınız sözlerin her kelimesine ve her satırına naçizane bende katılıyorum. Ancak!’’ evet ancak diye bir ünlemle devam etmek gerekirse sorun bu günün sorunu değil. Ha mevcut hükümetin sözcüleri yerli yersiz kelimeler kullanıyor olabilirler ama bu sorunun temeline etki etmez. Yani bu gün kürdistan denmesi veya denmemesi işin hikaye kısmıdır. Asıl sorgulanması gereken şey bu gün ülkenin başına bela olan terör örgütünün ne zaman oluşturulduğu ve kimler tarafından lojistik destek sağlanarak dünyanın en güçlü terör örgütü haline getirildiğidir.

1974-76 arasında sıradan bir kültür derneği olan (DDKO)nun, nasıl oldu da hemde Ankara'nın göbeğinde gizli veya açık bizzat Amerikan uşağı sözde ulusalcı siyasetçi ve bürokratlar tarafından ilk kürt siyasi hareketine dönüştürüldüğüdür. Gerçi o dönem bu oyunu fark eden, sağcı ya da solcu gerçek yurt severler çığlık çığlığa tehlikeyi duyurmaya çalışmış ve bu konuda direniş göstermişlerse de başarılı olamamışlardır. Çünkü Amerikanın ve onların ülke içindeki işbirlikçilerinin talimatı ve organizasyonuyla seksen askeri darbesi yapılmış ve bu sayede kendilerine ayak bağı olan gerçek yurt sever sağcı ve solcular ülkenin en ücra köşesinde olsalar bile sudan bahanelerle dalından elma, armut toplar gibi toplanıp ağır işkence gördükleri hapishanelere doldurulmuşlardır. Böylelikle Ankara'nın göbeğinde örgütlenen o günkü adıyla apocular bu günkü adıyla pkk terör örgütünün önü açılmıştır. Sonrası malum….

Kaldı ki o dönem oluşturulmak istenen ve önü açılanlar sadece pkk’li teröristler değildi. Bu günkü Atatürk düşmanları, gericiler ve muhasır medeniyet seviyesini sapkınlıkta sınır tanımamak zanneden çakma Atatürkçülerdir.

Söylenecek çok şey varda bu yorum köşesine sığacak gibi değil.

Saygı ve sevgilerimle.

MÜSLÜM BAYRAM
MÜSLÜM BAYRAM, @m-sl-mcbayram
22.3.2019 09:58:36
TÜM DÜNYAYI MEVLANA ÇİZGİSİNE GETİREBİLSEK
SINIRLARA DAHİ GEREK OLMAZDI
İŞTE SINAV DA TAM BURADA BAŞLIYOR
DÜNYA İLE AHİRET ARASINDA Kİ
KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK
LAKİN ÜLKEMİZİ GÜZEL YÖNETEMEDİĞİMİZ DE ÇOK NET
ALLAH AKIL FİKİR VERSİN
TÜM İKTİDARDAKİ PARTİLERE
BÖYLESİ BİR NEVRUZ AYINDA
BARIŞ DİLİYORUM
SAYGILARIMLA
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL