Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

ŞEHRİ GEZDİM BU SABAH...

Yorum

ŞEHRİ GEZDİM BU SABAH...

12

Yorum

5

Beğeni

0,0

Puan

1174

Okunma

Okuduğunuz yazı 22.2.2019 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
ŞEHRİ GEZDİM BU SABAH...

ŞEHRİ GEZDİM BU SABAH...



Gün özürlü düş’üşler…
Aşkın çelme taktığı bekası hüzünün
Yarım adalar.
Adam boyu ıssız makber;
Devingen kelamın hangi beyit nazarında
Kul köle olduğu
Nasıl nasıl da aşikar.
İç’in kıyamında muhafız alayı her hece
Ve sihri şehrin ve lanetin
Ve dokunaklı nüfusunda elemin
Balyalarca hüküm
Sisli gecenin de yargısı.
Şimdi dirilme vaktidir, azimim
Sorma sakın ahvalime halimi:
Sadece oku ve dikizle geceyi;
Ben ki;
Şehla sevdaların galibi
İçimde öteki bir lanet
İçre aşık kelamın
Tadı damakta kalan aşktan yana
Kalmamışken ümidi.

Şehrin ve şiirin müridi bir hece tasarlama kaygısı ve pekişen lanet zincirinde tensiye edildiğim rahmet kadar konuşlu olduğum o iskele.

Matemin dökümünü oldum bu sabah ve patavatsız güneş çatıp da kaşlarını aldı benden öfkesini.

Tahliye olmuş vapurlar vardı, düdükleri öten yanılgının, sisler bulvarındaki kayıtsızlığı…

Şehla düşler tozu dumana kattı ve âşık şehrin aşkı şiirlerine serildi hüzün.

Meramı ya da selamı olmayan.

Kelamı yetmeyen derbeder bir mozaik adeta içimin rahlesinde serili beyitler ve Veda hutbesi.

Sancılı bir aksanı vardı havanın; sisler bulvarında aşk aksadı ve aksırdı:

Çok yaşa, demeyi özlemiştim ve yaşatmayı da lakin yaşamayı istemekle de alakası yok ben yaşama bel bağlamıştım aklımca ve kayıtsızlığında Tanrının, hep duydum ve gördüm enginliğini, o kalabalığın içerisinde başbaşaydım Rabbimle.

Bir tebaa vardı ki; aşkın sancağını emanet edemediğim…

Bir hulasa düş vardı ki; g/özümle daldığım s/özümle yüzeye vardığım.

Sıfatlar iksirliydi, azizim ve öznem kayıptı aslında gizil tanıklığında evrenin bendim gizli özne olmaya talip ve aşktı Rahman ve aşktı İlahi Ateşin yandığı ve ebediyen yakacağı oysaki ben pire için binlerce yorgan yakıp da aşk için mi yanmayacaktım?

Münferit heceler sürrealist imgelerin tehdidine maruz kaldı; aşktı bata çıka yol alan aslında bendin her sekmede bozguna uğrayıp sekteye uğrayan hayallerime hala nasıl oluyor da sahip çıkan.

Şehri gezdim bu sabah aslında şehir beni gezdi.

Yoldan çıkmış dürtüleri hizaya soktum ilk önce ve kendimi attığım yorgun bir arabanın arka koltuğunda sisli şehri gözledim ve özlediğimi fısıldadım.

Direksiyonu kıran sürücü arada sırada lafa tutuyordu beni ve ben sessizliğimi bozup insan olmayı sevdiğim kadar karşımdaki insanı da yüreğime yerleştirmişken kimliğime ya da şahsıma müdahale değil de azıcık insanlık bekliyordum.

Kelamımdı yorgun olmayan ve aksanımdı heyecanlı ve coşkulu.

Şehri gezdim kendimce aslında şehirdi beni için için g/ezen.

Kollarımda teyakkuz; yüreğimde aşkın ibrazı ben sadece aşkla bakarken çevreme ve hayata…

Beyitler kadar kısaydı madem ömür ben de şiirler yazdım.

Şiirler kadar mutsuzdum madem mutluluğu severek ve hayal kurarak edindim.

Ne komikti oysa ne de olsa mutluluk edim değil de bir armağan olmalıydı ve armağan ettim güler yüzümü tanıdık tanımadık kim varsa bir med-cezir eşliğinde ben dalgalandım da durulmadım bu gün.

Aşkın şahikası…

Ah’ların şehri İstanbul.

Uzaklardaydı da aklım çok uzaklarda: asla görmediğim asla bilmediğim kardeş ve sevdalı şehirlerde idi aklım ve yüreğim ve uzaklardaki yabancılardaki gizemdi aşkımın ilhamı.

Çatık kaşlı olmadığım bir güne öykünmüştüm madem…

Aşk, diye fısıldayan trafik işaretlerine gülümsedim. Ben şehrin ta kendisi olmuştum bu gün ve yabancı insanların da yakını adeta ne de olsa bir tek gülücük idi aşkın ve insanlığın açan ve solmayan çiçeği.

Adın kadar yaşama demişti rahmetli teyzem ve dünümde kalan tüm ölülerime rahmet okudum mezarlıktan geçerken aslında mezarlığı düşlediğim her gece zaten ruhum ordaydı.

Zamana yenik düşmeyen bir canlıydım ve aşkı merkez bilen bir deli yürek.

K/atıksız sevdiğim kim ise esefle kendime döndü yüzüm: daha çok daha çok sevmeyi unutma ve erteleme!

Bunu fısıldayanı aradım: elbette içimde idi ve şah damarımdan yakın.

Andım hep anmakla aşka erdim ve huzura.

Kızdım kendime neden daha da sevmeyi ertelediğim için.

Yolda çarpıştığım küçük kızı çocuğuna nasıl da sarıldım:

-İyi misin? Canın yandı mı canım?

Bunu soran bir anne değildim ya da canı yanmayan lakin her çocuğa adanmış kalbimle-ve dünde kalan öğretmen kimliğimle-örtüştüm ansızın aşkla ve ilahi ateşle.

Leblebi kavuran adamla göz göze geldik sanırım hislerimin kuvveti ile eşit bir düzlemde buluştum o yabancı adamla ama gülümsemek idi bizim ortak dilimiz ve gülümsemeyi en çok sevdiğim doğallığımla kayıtsız şartsız armağan ettim bu gün kim ise yakınımda uzağımda.

Yürüdüğüm yollar aşındı ama yüreğim huzurluydu.

Şehri gezdim kendimce ama şehirdi benim içimi turlayan.

Sevda turlarında ne y/anılgı vardı ne de abartı sadece hülyalarımı serbest bırakmıştım: yaşarken yazmayı ve yazarken yaşamayı büyülenmiş gibi aşkla soluduğum…

Göğün tanıklığında atladığım öğün yerine fincan fincan kahve içtim sanırım şehir yine susatmıştı beni. Konuşma ihtiyacım hep vardı içimde ve aralıksız konuşmayı şevkle görev edindiğim elbette akşam yazacağım yazının da bir ön elemesi idi her duygum.

Şahikanın kanadında fısıldayan bir kelebek misali…

Aşkın miadı asla dolmazdı ve içimin şehirlerinde asla yorgun adımlar da olmazdı eğer ki aşk bürümüşse insanın gözünü.

Yanılgıların olmadığı bir gündü ve aşkın ayarttığı ne çok duygu.

Andıkça rahmeti, Rabbimle baş başa…

Rabbimi andıkça kendimle barışık…

Sevdikçe huzurlu ve huzur oldukça biteviye mutluluk yine içimin minvali.

Her katmanında göğün tanıktı ölü bülbüller ölü güllerin yasını tutan elemin baş şehri İstanbul.

Kanatlarımı takmıştım bu gün ve yaşamayı hissetmek aslında umudun ve hayallerin katmanıydı.

He düşüşte ayağa kalkmak ve bilmek de yeniden düşeceğini.

Düşkün bir imge değildim ne de düşkün bir rabıta ne de düşkün bir özne sadece aşka ve umuda düşkün bir bileşkeydim: her rahlede bir ruh serili madem her niyazda da tutuklu değil miydi içimdeki izdiham?

Saf tuttuğum ışığın gövdesinde kocaman bir ışıldaktım yine makberi anmadığım yaşadığıma biat hüznümü yok saydığım ve mutlu olmanın da faslı.

Sayısız insanla karşılaştığım ve sayısız konuyu da mübalağa etmeden yüreğin hicvi ile özdeşleştirdiğim.

Bir manivela olabilirdim ya da yaşayan ayaklı bir şiir lakin bu gün şiir olma vasfımı değil mutlu olma hakkımı kullanmıştım.

Şehrin öznesi olmak güzeldi akşam oldu mu da şiirin öznesi.

Öznemle yoksunluğumu giderdiğim; yoksunluğumu varlığıma armağan ettiğim…

Düşler mertebesinde bir hezeyan olmayı yasakladığım ve günün özetini değil de hayatın özetini ayaklarına serdiğim umudun da asla kapanmayan penceresi…

Yarın olmaya mahkûmdum ve sevdalı çünkü sevdaya odaklıydım içimdeki yaşama sevincini katık ettiğim her izlekte insan olmayı sonlandırmadığım kadar samimi bir yürek atışı ile şehri içselleştirdiğim…

Sisli bir günün özeti idi sakil ruhumun tarifesinde umudun yeknesak tınısı ile hüznümü ötelediğim…

Sevgimle.


Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Şehri gezdim bu sabah... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Şehri gezdim bu sabah... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ŞEHRİ GEZDİM BU SABAH... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
glenay
glenay, @glenay
24.2.2019 22:02:29
Aslında bu bir şiir yazı değil.
Her dizenin devamı gelecek gibi,
biz tamamlıyoruz.

tebrikler canım arkadaşım,

sevgimle..
HASAN ÇAPRAZ
HASAN ÇAPRAZ, @hasancapraz
23.2.2019 19:28:47
siz şairim yazarken bazen kendinizden kopuyorsunuz ve böyle harika eserler doğuyor,,çok sevdim ve beğendim

selamlar
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
23.2.2019 16:56:22

Coşkunun ve mutluluğun ve elbette sevginin sihirli vasfı ve işte yolumun kesiştiği güzel insanlar ve yürek yürek atan o huzura eşlik eden.

Hayat yoruyor ve bir yorduyoruz neyi niçin yaşadığımızı belki de sorgulamamak lazım ne de olsa her şeyin bir nedeni var ve bunu bilmek zorunda da değiliz.

Özel olan duygular var bizlere bahşedilen ve özel, değerli insanlar ve işte yolumun kesiştiği sizler.

Tanrı bana bir armağan sundu vakti zamanında ve ben her yeni gün bu armağana dokunup şükrederek hayatı kucaklıyorum.

Yorgunluk adam boyu ama umut ve sevgi eşlik etti mi ne yorgunluk kalıyor ne de kara bulutlar.

Varlıklarınız değerli dostlarım...varlıklarınız sahip olduğum bir ayrıcalık ve bunu bana bahşeden evrene minnettarım.

Dokunduğunuz her kelime ve yüreğime dokunan güzellikler...

Çok değerli Edebiyat Defteri Seçki Kuruluna en içten teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum ve her birinize, tek tek.

Tüm güzellikler sizlerle olsun haricinde ne isterim ki Rabbimden?

Açmaya doymayan çiçekler ve gönderdiğim en iyi dileklerim...

Tüm sevgimle ve en derin saygı ve selamlarımla...

İyi ki; iyi ki varsınız.
direniş
direniş, @direnis
23.2.2019 14:11:24
Yüreğin var olsun kardeşim

Yine o muhteşem kaleminden güzel bir eser.

İstanbul benim en kıymetli şehirlerimden...

Yazınızın güne gelmesi ayrıca başka bir güzellik

başarılarınız daim olsun değerli kardeşim...
ÖNDER34
ÖNDER34, @onder342
23.2.2019 13:11:07
Dost güne düşen bu güzel eserini cani gönülden tebrik ederim daha nicelerine dileğiyle selam ve saygılar
Gamzelimm
Gamzelimm, @gamzelimm
23.2.2019 12:38:11
İstanbulun sokaklarında gezerken, aslında yazarın iç dünyasında gezmiş gibi olduk.
Yazı gerçekten çok başarılı önce bunu belirtmek isterim sevgili Gülüm. Kendi iç dünyanda yolculuğu İstanbul tasvirleriyle o kadar güzel harmanlamışsın ki. Güne gelmeyi sonuna kadar hak eden bir yazı bu.

Kendi özünden uzaklaşan insan sözü dikkatimi çekti cümlede. Aslında insanlığın geldiği bugünkü noktada en büyük etkenlerden biri de bu. Özümüzden uzaklaşmak. İç yolculuğumuzu durmadan geciktirmek ve ruhumuzun müziğini susturmak.
Biraz kolaya da kaçıyoruz sanki , bilmiyorum bana öyle geliyor. Çünkü zor ve sabır isteyen bir şey insanın kendi içindeki yolculuğu. Güzel olan ise yaşadığı her şeye rağmen insanın özüne sadık kalması.

Tebrik ediyorum, çok güzeldi yazı. Söylediği çok şey vardı yine okura.
Sevgilerimle

Gamzelimm tarafından 2/23/2019 12:39:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aygün Deniz
Aygün Deniz, @aygun-deniz
23.2.2019 07:44:10
GÜLÜMM, ÇOK CA KUTLUYORUM...Güne düşen yazın ve mutlu ol dilerim.SEVGİLER.
Fatma Oral
Fatma Oral, @fatmaoral
23.2.2019 04:07:18
Ah sevgili Gülüm hanım,
Sevgili dostum,
Sizinle uzun zamandır edebiyat üzerine de olsa yazışmamışım. Bir an nasıl da özlemiş olduğumu fark ettim. Biliyorum siz her gün sayfadasınız. Lakin ben sizi okusam da düşünsel olarak uzaklardayım. Beni meşgul eden dünyevi meşgalelerin sizin gibi çok derin ve değerli dostumu belki de o an Için anlamaya yetmedi. Ancak yazılarınızdan büyük keyif aldığımı itiraf ediyorum.
Yukarıda şehir gezisi ile duygu ve düşüncelerinizi içselleştren muhteşem şiir tadında bir o kadar da naif yazınızı keyif alarak okudum.
Sevgili dostum Kaleminize sağlık
Sevgilerimle
poeme_şiir
poeme_şiir, @poeme-siir
23.2.2019 00:54:17
Şiiri okurken dilime düşen şarkı ( kol düğmeleri)
okurken nerelere dalıp çıktım bilmek istemezsin değerli şairem. Her satırı kopyalamak isterdim çünkü hepsi ayrı bir romana başlık olacak türdendi. Seçim yaptım ve bu kısmına en çok takıldım.

Ben ki;
Şehla sevdaların galibi
İçimde öteki bir lanet
İçre aşık kelamın
Tadı damakta kalan aşktan yana
Kalmamışken ümidi.

Tadı damakta kalan aşkın buharında bir çay demle ve bekle. Mutlaka edenin bulacağı zamanı göreceksin. Sevgilerimi gönderiyorum sana ennn şiircesinden. Güne düşen şiiri de alkışlıyorum_____@
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
22.2.2019 18:22:47
Yetim bir cümleyim ben işin aslı.
Hüzün nasıl da doğurgan ve yalnızlık biteviye örseliyor ruhumu.

Sevmeye devam lakin.
Umut etmeye devam.
Özümü korumaya da devam…
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL