3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
680
Okunma
Oldum olası bu sözcükten hazzetmem. Nedendir bilmem “çağdaş” deyince tüylerim diken diken oluyor.
Aslında bu alanda “medeni” ve “uygar” kelimeleri de var. Her ikisi de aynı şeyi karşılasa da çağdaşın alanı biraz farklı. Diğerleri zamana uygun, ileri görüş anlamına gelse de çağdaş aynı çağda yaşayan anlamına da geliyor. İşin esasında beni rahatsız eden bu yönü değil, çağdaşı kendi dünya görüşlerine uydurarak kullanan, onun içini kendi malzemeleri ile dolduranlar.
İşin özüne bakarsanız göreceksiniz ki, bu yöndeki insanlar her ne kadar inkar etseler de sözcüğü İslam karşıtı anlamında kullanıyorlar. Nerede bir çağdaşlık itirazı varsa temelinde İslami bir hüküm vardır.
İsterseniz teker teker ele alalım.
Birincisi içki: bütün dünya biliyor ki içki insan sağlığına zararlıdır. Ve yine bütün dünya bilir ki içkiye karşı en büyük ve en geçerli mücadeleyi de İslam vermiştir. Gün gelir de içki ile ilgili bir kısıtlama kararı almaya kalksanız hemen karşınızda bizim çağdaşları (!) bulursunuz. İnsan haklarından bahsederler, özgürlüklerden dem vururlar, sizi gericilikle suçlarlar. O halde ilk çağdaşlık hükmünü ortaya koyalım, çağdaş insan bol bol içki tüketir.
Bir başka zamanda çıplaklıkla ilgili bir hüküm olsa bizim çağdaşlar bilir ki bu hükmün kaynağı İslam’dır ve hemen durumdan vazife çıkartarak aynı teranelerle karşınıza çıkarlar. İnsan hakları, özgürlükler, hangi çağda yaşıyoruz zırvaları. sanki taş devrinde insanlar örtü üzerine örtü kullanıyorlarmış gibi. Şimdi ikinci hükme gelelim: çağdaş insan çıplak olur.
Özellikle tüm çağdaş erkeklerimizin hayalindeki kadın tipi çalışan kadındır. Ne var bunda, demeyin. Kadınlar elbette çalışabilir ama bunların hayali kadını köle durumuna getirmektir. Ben inanıyorum ki bizim çağdaşların hiçbiri evde karısına yardım etmez. Ve yine inanıyorum ki çağdaşın karısı ne kadar maaş aldığını da bilmez. İnşallah yanılıyorumdur.
Bizim çağdaşın en belirgin özelliği ise nefsinin kölesi olmasıdır. O, binmiştir nefsinin atına, siz ne derseniz deyin işin ucunu çağdaşlığa bağlar ve sıyrılır gider.
Benim en çok merak ettiğim şey, dünyada bizim çağdaşlarımızın benzerleri var mı? Yoksa bunlar Türkiye’ye mi has…
Lafı fazla uzatmak istemiyorum ama bir örnek daha vermeden geçemeyeceğim. Yine bizim çağdaşlardan birini gördüm geçen gün bir toplantıda. Nereden açıldı bilmiyorum konu çok çocuğa geldi. Bizim çağdaş bayan az çocuk yapmayı savunuyor. (Bunların daha çağdaşları, bırakın çocuğu evlenmeyi bile çağ dışı görür ya, ne ise) Birileri de az çocuğun sakıncalarından söz etme cüretinde bulundu. Bizim bayanda bir feryat ki sormayın. Tek doğru düşünen o. Onun dışında herkes mürteci. Bir bayanla cebelleşmek istemeyenler sustu. O da haklılığına bağladı suskunluğu. Demek ki ne imiş: çağdaş az çocuk yaparmış, demek ki ne imiş: çağdaş şirret olurmuuuuuş.