10
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1759
Okunma


Saçlarına yıldızlardan taç yapayım yar
Bir nefeste güneşleri söndüreyim yar
Çıra gibi uğrunda ben yanayım yar
Canım iste canım bile sana kurban yar
Yıldızlar yerinde güzel bırak dursun yar
Saçlarımı ellerinle okşa yeter yar
Gönlüm senden bir şey ister nasıl desem yar
Alla beni pulla beni al koynuna yar
Sırası geldiğinde yinelediğim sözlerden biridir: Bu ülkede yalnızca bir gün içerisinde gelişen olayların/ konuların yarısını yabancı ülkeler genelinde yılın yarısında bile göremezsiniz..
Ülkenin çiçeği böceği çayırı çimeni yeşili ormanı denizi su havzaları güzel insanları ve birbirlerine duydukları aşkları tükenmiş de olsa yıllardan beri..
Ancak bu insanlar yeri doldurulamaz bu kayıpların yerine her an bir yenisi eklenen rengarenk biçim biçim konuları oturtabiliyorlar hiç zorluk çekmeden..
Sırtım televizyona dönük bir şeyler karalarken masada Kılıçtaroğlu’nun tebessümlü sesi çalındığı kulağıma. Günlük aktivitelerin başında Sıla adlı şarkıcı Kadının yaşadığı olaydan dolayı geçmiş olsun dileklerini ilettiği onun da çok teşekkür ettiğini söylüyordu..
Ben ‘Şans’ ın insan hayatında yadsınamaz en büyük ve önemli bir faktör olduğuna inananlardanım.
Konuyu Kadın açısından irdelediğimizde Sıla Hanım şansız bir durumun ardından gündemin en başına oturdu adeta toplumu arkasına alarak..
Bir zamanlar hemen pek çok şarkıcı oyuncu podyum sanatçısı kadınlar ağır dayak oylarına maruz kalıyorlardı..
Bir an Deniz Akkaya geldi hatırıma. Bir gözünün çevresi simsiyah..Ve kucağındaki oyuncak bir pandayı severken gülerek röportaj veriyordu televizyonda sunucuya “Ben de pandaya benzedim. Kadınların kaderi bu. Aysel Gürel bile dayak yedikten sonra..” diye devam ediyordu söyleşiye yıllar önce..
Hatta bazen “Seven erkek kıskanır. Kıskanan erkek de döver.”diyebilen kadınlar da çıkıyordu aralarında. Boşuna dememişler “Dayak cennetten çıkmadır” diye..
Yani kadınları anlayabilmek memleket meselesinden daha büyük bir mesele bana kalırsa..
Bunca yıllık ömrümde kadından daha fazla erkek cinsiyle arkadaşça içten dostane güvenilir saygılı iletişimim oldu. Hiç birinden zerrece incinip kırılmadım. Saygısız bir tavırla karşılaşmadım.
Aile yapımızda ki memur ailelerinin hemen hepsinde kız –erkek ayırımı cinsiyet ayrıcalığı asla olmazdı. Hepimiz her ailenin çocuklarıymış gibi hissettik kendimizi her zaman.
Biraz da bu nedenle olsa gerek çoğumuz hücreleri yenileyen yeryüzünün en anlamlı mucizevi iksiri olduğuna inanılan Aşk tan bihaber yaşadık maalesef..
Şans dedim ya hani..
İki yıldır Cuma akşamları çok şanslı bir kadın olduğuna iyice emin olduğum Esma Hanım konuk oluyor evimize..
Ah onu nasıl kıskanıyorum bilemezsiniz kıskançlığın nasıl bir şey olduğun bilmezken..
Baba ocağındayken karakterinde boy vermiş bu duygudan ve insana yakışan değerli erdemlerden yoksunluğu bence..
Bulunduğu şehrin itibarlı varlıklı dört yüz yıllık soyadı geçmişine sahip bir ailenin kızı..
İtibar mal mülk zenginlik ve değişmeyen gelenekler her şeyden önde geliyor..
Burnu Kaf Dağında. Kibirli üsten bakan dengi olmayan insanlara selam vermeyen. Sıcaklık ve içtenlikten uzak duygularını kendine saklayan ketum bir genç kız imajı..
Kendisine delice sevdalı çalışkan efendi ahlak sahibi babasının yanında çalışan bir gencin bu aşkına pek itibar etmeyen..Buna karşılık aynı koşullara sahip bir başka gençle nikah masasına oturan ve kendi soyadını almasını isteyecek kadar bir megaloman..
Yıllar geçer dört erkek evlat sahibi olur.. Kocası bu dik başlı baskıcı aşırı kuralcı soğuk kadınla mutlu değildir..Mutluluğu bir başka kadında arar ve ondan da bir oğlu olur..
Ancak bu şansız adam her ikisinde de mutluluğu bulamaz..
Ve arkasında kendisine adeta düşman olmuş ruh sağlıkları yerinde olmayan anlaşılamaz bencil iki kadın bırakarak ölür..
Tabi bunlar benim düşüncelerim ve inandığım doğrular..
Her iki kadının çocukları da Annelerine bağımlı denecek kadar bağlı saygılı ve düşkünler..
Oysa bu kadın çocuklarının mutluluğuna tahammül edemeyen eve gelen gelin adaylarını dışlayan kendisiyle kavgalı ve kendi içinde yapayalnız bir kadındır aslında..
Yılların ardından kendisine delice sevdalı genç adam başarılı bir avukat varlıklı görgülü zarif halden anlayan esprili sevecen ve kendisine hala delice aşık orta yaşın üstünde bir adam olarak aynı yaştaki bu şanslı Kadının önünde diz çöker ve evlenme teklif eder..
Kadın hayatında asla olmadığı kadar mutludur..
Dün akşam oldukça heyecanlı az buçuk gergin sonrasında çokça gülmeli çikolatalı çiçekli aile arasında yapılan nişan törenindeydik..
Ne şanslı bir Kadınsın sen be Esma Sultan..
İkinci bahar yaşıyor ömrüm
Gel benim yarim oluver şimdi
Seni gül gibi öpe koklaya
Gözümden, dilimden, sakınır saklar
Bugünkü aklımla severim şimdi