3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
497
Okunma

Küҫüğüm ben, büyüyemiyorum, iҫimde bilmedigim derinlikte bir özlem var, betimlemekte ҫok ama ҫok zorlandığım. Hiҫ bir şeye sahip değilim, bir sen varsın sığınacağım dulda olarak. Beni her şeyden koruduğuna inandığım.
Biliyorum, bazen değil ҫoğunlukla hiҫ bir şey bilmemenin ruhuma kimin, neden ne kadar acı verdiğini … Sevincimin sınırı yoktur. Bir kelebeğin uҫuşu, bir kuşun ötüşü, bir güvercinin kuğuldayışı, bir derenin sessiz sessiz akıp gidişi, bir ҫiҫeğin doğaya gülümseyişi, yağmurun yağışı, bir ağacın rüzgarda hışırdayan dalları, yaprakların aziz yeşilliği, kumruların uҫuşu, sahilde yürüyen insanların gidiş ve gelişleri, ҫocukların ҫocukca davranışları, işҫilerin kürek sallayışı, trenlerin, tramvayların, otobüslerin ve arabaların gelip gidişinin vermiş olduğu anlar dışında sevinecek bir şey yok sanıyorum.
Ne ҫok şeye, ne de hiҫ bir şeye sahip değilim diyorum, ama bir sen varsın sahiplendiğim ve sahipleneceğim. Mülküyetsizlik dışında, yüreğe dayanan bir zenginlikle …
Küҫüğüm ben, büyüyemiyorum! Ayaklarım küҫük, ellerim küҫük, bedenim küҫük, ruhum küҫük, beynim küҫük. Bunlar büyüymeme engel oluyorlar, büyümemi engelliyorlar. Biraz büyüdüğümü hissettiğim an bu kerataların sitemine uğrayarak yolda kalıyorum. Yürüyemiyorum, daha ileri gitmeye gözüm kesmiyor. Adımlarım yerinde sayıyor. Saatler bir asker gibi önüme dikiliyor. Biliyorum, irademin direncinin ҫekilmez saatlerde beni yendiğini.
Ama seni kazanmanın mutluluğuyla bütün acılara katlanmanın ve onları yenmenin azizliğini beynimde ve yüreğimde yaşayarak. Yağmur yağıyor, hava soğuk, saatler geceye doğru ilerliyor. Bir haber bekliyorum, ҫekilmez saatleri yele verip savurmak iҫin.
H. Hüseyin Arslan - 17.03.2018