12
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1311
Okunma


HEY GİDİ GÜNLER!
Yenilerden sıkıldıkça, huzursuz oldukça, hep eskilere özlem duyuyoruz ya, benim de ara sıra geliyor aklıma çocukken nelerle mutlu olurduk, görünce sevinirdik diye.
Örneğin mahalle bakkallarında günümüzde olduğu gibi paketlenmiş bisküviler bulunmazdı. Yurt dışından gelen ürünler de pahalı olduğundan pek alınmazdı.Ama bakkal dükkânlarının hemen girişinin yanında Ön kısımlarında üst üste dizilmiş teneke bisküvi kutuları olurdu.
Bu kutuların ön kapakları camlı olur ve kapakları içindekiler bayatlamasın diye sürekli kapalı tutulurdu. Bu cam kapaklardan içindeki bisküvileri görebilirdik. Hangilerini istediğinizi bakkal amcaya gösterirdik, o da kâğıttan bir kese kâğıdına doldurulup tartar verirdi.Benim aklımda kalanlar Eti, Ülker ve Besler gibi markalar.
Bunun dışında daha bir çok gezici sokak satıcıları vardı hatırlarsınız. Seslerini duyduk mu ne yaparsak yapalım bırakır koştururduk yanlarına. Örneğin elma şekeri, düdüklü horoz şekerler, rengarenk macun tepsileri, yuvarlak şekerli mısır topları, pamuk şekerler vs.
Ha! Bir de maniciler olurdu. Ellerinde basılı tek sayfa kağıt üzerinde şiirler maniler, bağıra bağıra dolaşırlardı. Ama asla peşlerine takılıp terk etmezdik mahalleyi! Bilirdik ki sonunda annenin beş kardeşi beklerdi bizi.
Şimdiler de hayal ettiklerimizden de fazlası var. Hele internet sayesinde dünya bir oldu, herkes her şeyleri görüyor biliyor imkanı olanlar gerekirse posta yoluyla başka ülkelerden siparişlerini veriyor getirtebiliyor.
Ama bana göre o eski hevesler, mutluluklar yok ve huzur hep yarım!
*