Memlekette olup bitenleri merak mı ediyorsunuz?
Tabii olarak yapacağınız şey haberleri dinlemektir
Peki, haberleri nereden dinlersiniz? Televizyondan elbette.
Bir soru daha size , hangi kanaldan?
Bu çok mu önemli?
Elbette çok önemli. Eğer birkaç kanaldan aynı haberleri dinlerseniz ne demek istediğimim anlarsınız. Ama ne olur, ayın zihniyettekilerden izlemeyin.
Asıl amaçları daha çok izlenmek midir bilmiyorum. Ama öyle haberler yapıyorlar ki, izleyici artırma niyeti çok halis kalıyor. Nerede ise ülkenin bağımsızlığına kasıtları varmış gibi geliyor insana. Suç işleyen değil de devletin güvenlik görevlilerini suçlu çıkartma çabası var sanki.
Siz de defalarca izlemişsinizdir. Bir gecekondu yıkımı geliyor ekranlara. Devlet güçleri yıkım için gitmiş. Oradakiler de evlerini yıktırmamak için direniyorlar. Buraya kadar normal. Burada işler karışıyor. Medya gecekonducunun yanında. Hani bizim millet haklıya değil, mağdur gördüğüne acır ya. Öyle bir yayın ki oradaki devlet görevlileri zulüm yapıyor, haksızlık yapıyor. Bir cümle de başkasının arazisini gasp edene, devletin düzenini karşı gelene söylenmiyor.
Bir gösteri var. Güvenlik güçleri aldıkları emir ve kanun gereği izin almadan gösteri yapmak isteyenleri uyarıyor. Göstericiler inatla yürümeyi ve basın açıklaması yapmaya çalışıyorlar. İnatlaşma çatışmaya dönüşüyor. Suçlu kim? Kanunları yerine getirmeye çalışan polis mi, kanunlara kafa tutan, düzeni bozmaya çalışan göstericiler mi? Belki göstericilerin direnişleri mazur görülebilir, ama medyanın polisi eleştirmesi çok garip.
Yıllar önce, Fransa’da bir gösteri sırasında göstericilerden bazılarının atlı polislerin atlarına bir değnek ucuna taktıkları iğneleri batırdıklarını okumuştum. Yanlış okumadınız göstericilerden biri. Sonuç ne mi oluyor? At, can havliyle ileri atılıyor, birkaç göstericiyi eziyor, ardından manşet: “Polis göstericileri ezdi.” Zaten amaçlanan da budur. Birkaç göstericinin ezilmesi, ölmesi oradaki kışkırtıcıların işine geliyor. Gösteriler bu olaydan sonra daha da hız kazanıyor. Şimdi bu durumda polis mi suçlu?

Bir de işin polis yönünü düşünün. Devleti, toplum düzenini korumaya çalışan, senin kardeşin, benim yeğenim, onun babası; aramızdan biri ve bizim için canını bile ortaya koyan bu güzel insanların yönünden bakın olaya. Siz bu kadar özveri ile işinizi göreceksiniz, birileri sizin yaptıklarınızı görmezlikten gelip sizi yerden yere vuracak. Olayları önlemedeki tüm gücünüzü birkaç kendini bilmez yüzünden kaybedeceksiniz. Haklıyla haksız aynı kefeye konacak, haksızın haksızlığını önlemek için güç kullandınız, diye siz haksız çıkacaksınız.
İnsaf edin beyler. Televizyonunuzun başında oradaki kargaşayı izlerken polisi suçlamak kolay. Bir kapkaççı çantanızı kapınca ilk ağzınızdan çıkan “poliiiis” oluyor. Bir tinerci karşınıza çıktığında gözleriniz polisi arıyor. Siz uyuyorsunuz onlar uyumuyor. Siz bu ülkenin bölünmez bütünlüğü için parmağınızı bile kıpırdatmazken o insanlar canlarını ortaya koyuyor. Kimse sizden bu fedakarlığı beklemiyor. Ama hiç olmazsa morallerini bozmayın…