Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
belkibirharfimben
belkibirharfimben

Depresyonun da bir hikmeti var

Yorum

Depresyonun da bir hikmeti var

5

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

709

Okunma

Okuduğunuz yazı 20.5.2018 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Depresyonun da bir hikmeti var

Depresyonun da bir hikmeti var

Zamanın gereği buydu; çocukları sahip olduklarıyla görüntülemek, sonra belki de seyrek bakılacak bir albüme gömmek…” Sevinç Çokum, Gece Kuşu Uzun Öter kitabından.

Bazen hayat böyle birşeymiş gibi geliyor: İtinayla üstüste koymaya çalıştığın taşlar. Çok da hassaslar. Çok da uğraşıyorsun denk gelsinler diye. Dik dursunlar diye. Fakat işin biter bitmez ilk korkularını unutuyorsun. Asla yıkılmayacaklarını sanıyorsun. Kendini ve onları polattan görüyorsun. Çok güveniyorsun kendine ve onlara. Lakin hiç öyle değil. Hiç öyle değilsin. Bir üflemekle yıkılmaları mümkün. Bir üflemekle yıkılman mümkün. Bir hayalkırıklığı yetiyor dağlarını devirmeye.

Yine de hırsla ve yeniden taşları üstüste koymaya çalışıyorsun. Çünkü nefsin var. Nefsin seni hayata bağlar. Karınca kadar düşkünsün biriktirmeye. Biriktirdikçe daha güçlü olduğunu sanıyorsun. Aslında ‘yitirme ihtimalini’ de arttırıyor bu halin. Ne kadar çok yanın, malın, ilgin varsa o kadar çok canın var. Hangisine dokunulsa canın yanar. Sahip olmak, bu açıdan, varlığını büyütmektir. Sana dokunulabilecek yerleri genişletmektir. Yeni cepheler açmaktır zaten zorlandığın savaşta.

Kendine, kendi bedeninin çilesi yetmezmiş gibi, yeni bedenler/mülkler ekliyorsun. “Benim de olsun!” dediğin ne varsa can yarası. Hep kanayası. Olası varsa da can yakası. Yoksa zaten lebaleb elem. Her tahayyül bir ’farkedilmiş vuslat ihtimali’ ve her gerçekleşmeyen ihtimal bir tür ayrılık. Yine de başka birşey yapmayı bilmeyiz. Dursak o da iyi gelmiyor sanki. Meşguliyeti bir uyuşturucu gibi kullanıyoruz. Meşgul olmak hayatta kalmamızı sağlıyor. Kulaç atmak suyun yüzeyinde tutuyor.

Anların ’şahitliğine’ değil ’sahipliğine’ talibiz. Bu yüzden yükümüz çok geliyor. Hem hayatı hakkında düşünerek yaşamak da çok zor. Romanlardaki gibi inceden inceye yaşanan hayatlarımız yok bizim. Bir duvarı bir sayfa tasvir etmekmiş, sevdiğini on sayfa anlatmakmış, hatırlamakmış ne giydiğini/söylediğini her defasında… O kadar vaktimiz yok bir kere. Ahirzamandayız. Herşey hızlandı. Dokunup geçmeliyiz. Dokunup geçmeliyiz. Hafızamızda yer kalmadı. Dün ne yediğimizi unutmalıyız. Her çiçekten bir parmak bal alıp, her güneşin altında bir an ısınıp, bir diğerine, fazlasına koşmalıyız.

Yanılgının kökü şurada belki: Daha çok anda varolmak daha çok varolmak gibi geliyor. Sanki o anlar bizde kalmışlar gibi. Bir an-ı seyyaleye razı olamıyoruz. Çünkü diğer bir yanımızla da hissediyoruz: “Eşya vücuda geldikten sonra da Saniden alâkası kesilmez. Vücudun tekerrüründen ibaret olan bekaları için daima Sanie muhtaçtırlar.Allah’ı bilelim-bilmeyelim, rızasını arayalım-aramayalım, o tekrarı arıyoruz biz de. Domino taşlarının birbirlerine devrilmesi gibi geçiyor günlerimiz.

Tekrar nedir? Tekrar sen aynı iken şahitlerinin değişmesidir. Önceliğinin sonralığa taşınmasıdır. Arızînin bekasıdır. Daha çok yerde varolmak bu yüzden sonsuzluk gibi geliyor. Yaşadığımız anları tutabildikçe, yakaladıkça selfie selfie, kaydettikçe bir yerlere, iz bıraktıkça bir yerlerde, emin oluyoruz tekrar tekrar varolduğumuza. Bundan bir tür rahatlama yaşıyoruz. Albümlere bakmak da yok artık. Bitti. Bakılması gerekenler tekrar bakılmayacak kadar çok birikti çünkü. Paylaşır, şahidi kılar, geçeriz. Kendimize geri dönecek vakti bile bulamayız.

Çok apar topar bir hayat bu. Depresyona gebe. Ve bir yanıyla da modern insandaki boğulma hissinin neden arttığını anlatıyor. Hapsedildikçe varlığın dört duvar içine elinden bu apar topar hayat alınıyor. Meşguliyetin uyuşturucu etkisi çekiliyor ellerinden. Duruyorsun. Yani bir sen, bir zaman, bir de dikkatin. Zamanın geçmediğine belki de ilk kez şahit oluyorsun. Zaman açılıyor. Zaman uzuyor. Zaman ona dikkat edildikçe yavaşlıyor. Demek ki depresyonun da bir hikmeti var. Durduruyor seni.

Ömrümüz nasıl da çarçabuk geçti? Çünkü dikkat etmedik. Çocuğumuz ne çabuk büyüdü? Çünkü dikkat etmiyorduk. Daha fazlasını yapabilir miydik? Ona da bir cevabım yok. Ama bir hatamı biliyorum. Onu ya boşverdim yahut da çok fazla tutmaya çalıştım. Halbuki aynayla meşgul olmayı bırakmalı ve tutana bakmalıydım. Yapamadım. Çok kaviydi nedenlerim. “Ve bazan da kavî bir esbaba rastgelir. Onun muhabbetini mânâ-yı ismiyle tamamen cezb eder, helâkete sebep olur. Şayet Allah’a vâsıl olsa da, vüsulü nâkıs olur.

Bazen ayna öyle güzel oluyor ki ’sadece yansıttığını’ unutuyor insan. Cazibesine kapılıyor. Onda köreliyor. Gayrısına körleşiyor. Belki sen de öyleydin arkadaşım. Yüzümü çeviremeyince ben, bir kahr içre lütf ile, yani tecelli-i Zat-ı Zülcelali ve’l-İkram ile kırılman mukadder oldu. Gönlümle vermeyince ben, yine iyiliğim için, kırılarak alındı. Güzelliğine küsemedim. Çirkinliğine küstürüldü. Mevlana Celaleddin-i Rûmî (k.s.) efendim de böylelerin halini şöyle anlattı: “Evliyaya tuzak olan hayaller ilahî bahçelerin ay yüzlü güzellerinin akisleridir.

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Depresyonun da bir hikmeti var Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Depresyonun da bir hikmeti var yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Depresyonun da bir hikmeti var yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
M.Kemal Serhatlı
M.Kemal Serhatlı, @m-kemalserhatli
7.6.2018 06:34:58
O kadar hızlıyız ki ruhumuzu geride bıraktık,ruhsuz cesetler gibiyiz,çiçeklere bakmadan,koklamadan geçiyoruz,damağımıza değdirmeden,lezzetini almadan yutuyoruz ,yokluğa mahkum ediyoruz her şeyi.Tebrikler bu yazı da çok güzeldi.Özellikle mal çoğaltmanın can çoğaltmak olduğu gerçeği çok çarpıcıydı.
Cliff Burton
Cliff Burton, @cliffburton
21.5.2018 23:54:00
Major depresyona girmemiş bir insan beyanatı, komik.tabi.
Kıyısız/ım
Kıyısız/ım, @kiyisiz-im
21.5.2018 22:20:48
Hayatımızı sorgulatan, üzerinde çokça düşünülmesi gereken bir paylaşım..
Yüreğinize sağlık...Tebrik ederim.
deniz-ce
deniz-ce, @deniz-ce
20.5.2018 15:27:12
Paylaşımlarınız çok kıymetli ve ufuk açıcı, kendi adıma.
Teşekkürler emeğinize.
deniz-ce
deniz-ce, @deniz-ce
20.5.2018 15:25:58
.

deniz-ce tarafından 5/21/2018 7:08:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL