24
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1157
Okunma

Çok bereketli bir kahvehane vardır, her sabah iki bardak çayımı orada içmeyi yeylerim. Yol düşüncelerimi biriktirerek yürürüm, gelip, en mütena yeri seçer otururum. Babam demişti; "Oğlum bir topluma girdiğinde öyle bir yer seç otur ki, ne şah, ne padişah geldiğinde kalkmak zorunda kalma, bu hal adamı kararsız yapar" Kulağımda küpe..Aynen öyle yaparım ve hiç rahatımı bozmam.
Burası kahveci Mehmet’in yeri. Mehmet, kendince meyhaneden dervişliğe terfi eden biri. Her yeni günde farklı sorularla gelr; Bu gün abi dedi; "Neden şeytan taşlarlar? şeytan biziz ya,o kadar yolu neden teper bu insanlar?" Yapacak bir şey yok. Haklısın Mehmet dedim; çoğumuz birer kör şeytan !...Bunun için kör deriz ya, herşeyi görürüz de kendimizi bir türlü göremeyiz. Körlük bize ait bir şey, şeytan neden kör olsun?. Bizler kendi kusurlarımızı kapatmak için önce kendimizi, sonrada şeytanımızı körleştiririz...Sonra uzun bir yolculuğa çıkarız illa da kör şeytanı yerinde taşa tutalım diye; atarız habire yedi taş kafi gelmez, yetmişi yeyleyenlerimiz olur. Oda yetmez zincirlere vurulsun isteriz..Şeytanı bağlamak işimize çok gelir de, kendi elimizi, belimizi bağlamak işimize çok gelmez. Döneriz bir umut içimizde; şeytan hep uzakta kalmış, öldürdük, ölmeyenleri zincire vurduk üstelik...
Hayat berdevam ederken bir bakarız ah..Şeytan bizimle kolkola, masamızda, kasamızda, tasamızda hep şeytanla beraberiz...Meyer taşladıkça şeytan bereketlenmiş ve çoğalmış. Üstelik öldürmüştük diye de bir bahanemiz var. Bizi artık kim tuta...
Böyle olmasa yılda bu ülkenin sokaklarına şeytan taşlayıp dönen yüzbin insan var. Şeytanlarımızı öldüre bilseydik, birkaç yılda bu sokaklarda şeytan kalmamış olacaktı. Halbuki yediveren gibi..Taşladıkça çoğalıyor meret!...
Mehmet yerden göğe kadar haklıydı. İçimizdeki mel’un şeytanı öldürmeden uzak diyarlara gitmenin bir anlamı yoktu. Olmuyorda. Her yıl yüzbin kurtulmuş, arınmış insanlara misafirlik eden sokaklar böyle mi olurdu?
Şimdi Mehmet’i görünce şeytan görmüş gibi oluyorum !...Mehmet benim de şeytanımı uyandırdı. Ne güzel kör-kütük yaşıyordum şeytanımla.
Mehmet uzağa gitme beni taşla !...