Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci

Yürüyen Ölü mü Yaşayan Ölü mü

Yorum

Yürüyen Ölü mü Yaşayan Ölü mü

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

499

Okunma

Yürüyen Ölü mü Yaşayan Ölü mü

’’Dünyada sadece 100 kişide var!Yürüyen ölü sendromu. Bu güne kadar Çin, Hindistan, Meksika, ABD, Danimarka ve İsveç’de görüldü...Bu hastalığa yakalanan kişiler ölü olduklarına, organlarının yok olduğuna ya da çürüdüğüne inanıyor. Sanrılar kendini çeşitli şekillerde gösterebiliyor. Meksika’da 55 yaşındaki bir restoran işletmecisi ailesine penisinin kısalıp kaybolduğunu söyledikten sonra hastaneye yatırıldı. Hastanede ise adam acil servis doktoru tarafından gözlerinin yuvalarından çıkarıldığını iddia etmeye başladı. Aynı adam kalbinin çıkarıldığını ve sol elinin de ölü olduğunu söyledi. Portekiz’de ise bir kadın, kocasının ani ölümünün ardından yemeyi bıraktı. 66 yaşındaki kadın yemek borusu ve midesinin birbirine yapıştığını ileri sürüyordu. 19 kilo kaybettikten sonra kadın hastaneye götürüldü. Keşmir’de 28 yaşındaki bir ev kadını karaciğerinin çürüdüğü ve kalbinin artık yerinde olmadığı şikayetiyle hastaneye gitti. Hasta midesinin de bulunmadığını ve yürürken vücudunu hissetmediğini söyledi.’’


Ben de ilk defa duydum. Çok ilginç bir hastalık. İnsanlar yaşamadıkları kanaatine varıyorlar her nasılsa... Ölü olduklarını ve bu dünyada yaşamadıklarını iddia ediyorlar... Bizde de yaşayan ölüler var, bilirsiniz... Nefes alıp verseler de fiziki olarak yaşıyor görünseler de yine de onları yaşayan ölüler sınıfına sokabiliriz. Bunun için hiç bir sakınca yok...

Hani şu insanlar ve diğer canlılara sevgi ve şefkat göstermeyenler. Hani şu askere polise kurşun sıkanlar. Hani şu komşusunun derdi ile sıkıntısı ile ilgilenmeyenler... Hani şu sılayı rahimi unutup da akrabaları ile ilişkilerini kesenler...

Üstelik de Yürüyen Ölü Sendromu yüze yakın kişide görünüyorsa da Yaşayan Ölü Sendromuna sahip o kadar çok insan var ki sayısını tespit etmeye imkan ve ihtimal yok. Say say bitmez bu sendroma sahip insanlar... Karılarını dövmeden durmayanlar. Kızlarını okutmak istemeyenler ve onlara hor bakıp evlat ayırımı yapanlar... Toplu taşıma araçlarında insanlara kaba davranıp, yaşlılara yer vermeyenler. Trafikte şoförler ile kavga ettikten sonra en ufak bir kıvılcımda sopa ile birbirlerine saldıranlar... Zaman zaman parlamento içinde bile Yaşayan Ölü Sendromuna sahip bir dolu devlet adamına rastlayabilirsiniz. Ancak onlar hiç bir zaman bu sendromu kendilerine yakıştıramayacaklardır, her ne kadar seçmenleri yakıştırmış olsa bile...

Yaşayan Ölü Sendromuna sahip insanlar hemen hemen her ülkede de vardır. Hatta bu tipler bazen toplumun önde gelen insanları arasından da çıkabilmektedir... Hani etiketinde sanatçı yazıp, askerlerimize katil ve vatan haini damgası vurmaya çalışanlar... Hastanelerde saygıdeğer doktorlarımıza saldırıp onları darp etme cesaretini kendilerinde görenler... Bir yer de sıraya girmiş insanları itip de kakarak, uyanıklık ettiğini zannedip insanların önüne geçmeye çalışanlar...

Daha ne sendromlar var bir bilseniz. ASS mesela, Araba ile Sapıtma Sendromu... Bu da çok değişik bir sendromdur. Bu tiplerinde tedavisi gerçekten çok zordur. Araba ile şehir içi ve şehir dışı yollarda bütün yol kendilerinin zannederler, makas atarlar, zırt pırt şerit değiştirirler... Yağmurlu havalarda kaldırımda ki insanların özellikle üstüne üstüne sürerler arabalarını... Arabalarının yanlarına, arkalarına saçma sapan sloganlaşmış yazılar yazarlar ’’Tek rakibim Türk Hava Yolları.’’ gibi... Önde giden arabaya arkadan çarpıp sonrada zeytinyağı gibi bir de üste çıkmaya çalışırlar... Alkollü araba kullanıp alkol muayenesinde de alete üflememek için bin dereden su getirirler...

Velhasılı sendromlar çeşit çeşit. Dikkat etmek lazım. Hayat gerçekten yaşamaya değer. Yaşayan Ölü de, Yürüyen Ölü de olmamak lazım...


AHMET ZEYTİNCİ

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yürüyen ölü mü yaşayan ölü mü Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yürüyen ölü mü yaşayan ölü mü yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yürüyen Ölü mü Yaşayan Ölü mü yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
fe
fermantasyonman, @fermantasyonman
30.1.2018 23:13:21
bu yazıya birisi
şaka, desin. valla billahi inanacağım.



Etkili Yorum
mahmutalikılıgür
mahmutalikılıgür, @mahmutalikiligur
30.1.2018 22:14:05
olu canlar diye bi kitap okumustum
nikolay gogol idi yazari sanirsam

olu canlari alip satiyor
ucuza aldigi olu canlardan
bir hayli gelir tahsis etme
sigortadan para hortumlama
tarim destek kredisi

sogusleme derdinde ki bu sahtekar sonradadan yakayi ele veriyodu da isin tuhaf tarafi

harbiden yasayan olu olan
gozunu para kazanma hirsi burumus

paraya tapan
pinti nekes ac gozlu tipler

hic olu can alinip satilir mi demiyor

bedenleri canli ise de ruhlari olu

bizde de var bu tipler


aklim basimdayim deli gibiyim
henuz canli isem de olu gibiyim
suya dokulu sogut dali gibiyim
beni degirmende tasa dondurdun

diyebilecek kadar ileri vaka ruh hastalari maalesef uftekar bestekar olarak ragbet goruyu

cunku aramizda yirmi milyon kadar patlamaya hazir saatli bomba var
h
er dort kisiden bori tehdit olusturacak denli ruh hastasi

hep ben mi olucem ulan sizde olun geberin diyerek baltaya sarilip
testere ile adam dograyabilirler dikkatli olmali

sosyal yarayi kasimissiniz tebrik ederim saygilar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL