9
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1130
Okunma


Oturduğum yere 2-3 km. Mesafede güzel bir Marina yapıldı bir süre önce. Etrafında da alış veriş yapılacak dükkanlar, mağazalar ve güzel kafeleri var. Çok iyi geldi buranın yapılması ve de evime yakın olması. Arada bir vitrinlere bakarak yürüyüş kah deniz kenarında oturup bir çay kahve keyfi ardından market alışverişimi yaparak eve dönmeyi de adet edindim.
Geçenler de yine arkadaşım Ayşe ile birlikte bu rutin ziyaretlerimizi yapmaya gittik. Tüm mağazalar, puplar ve kafeler açık alanda yer aldığı için Ayşe buraya gelmekten mutluydu. Zira o bir sigara müptelasıydı. Her 5-10 dakika bir, gel şurada bir banka oturup nefes alalım derdi. Uzun yürüyüş yapamaz çabuk yorulurdu. Ama esas isteği bu molalarda dumanını etrafa savuracağı bir sigara tellendirmekti. Hatta aman biterse diye çantasında bir yedek paketi de ille ki olurdu.
Her neyse!!! Geleyim esas anlatmak istediğim yere…
Gezmiş, dolaşmış yemiş, içmiş her türlü keyfimizi yapmış, sonra yine bu beş dakikalık molalardan birinde orta şeritteki banklardan birine oturmuş bir yandan laflıyor bir yandan gelen geçene bakınıyorduk. Bizimkisi de keyifle dudaklarının arasındaki sigarasını tüttürüyordu. Dağarcığımızda konu boldur bizim. Hiç sıkılmayız geldiğimizde bir araya. İşte yine dalmışken yine böyle koyu bir sohbete, yerlere paspas yapan bir bayan görevli takıldı gözümüze. Kendini işine kaptırmış dolanıyor ortalıkta öylesine.
Ayşe beni dürttü birden, " Billur, şu kadının hallerine bir baksana” diye. "Resmen kafayı yemiş bu!"
Hakikaten de baktım kadın bir garipti. Etrafına aldırmadan paspasını savururken bir oraya bir buraya, başı önünde söylenip duruyordu kendi kendine. Arada bir de gülüyordu garipçe.
" Kim bilir kime söyleniyor, yazık ya!” dedim. “Para kazanmak hiç de kolay değil işte! Şükür ki biz atlattık bitti o süreleri.“
Ayşe “Deli olmasın sakın bu!” dedi. “İster misin şimdi indirsin elindeki paspası kafamıza ne bakıyorsunuz diye?”
“Yahu kadını işe almışlar çalışıyor” dedim. “Kim bilir ne kadar sorgu sual ettiler onay vermeden önce, deli olsa burada çalışmasına izin verirler miydi sence?”
Artık etrafı seyri bırakmış kadını izliyoruz ilgiyle. Bir yandan da acıyoruz hallerine. Dikkatli bakışlarımız sonunda onun da dikkatini çekmiş olmalı ki, paspası bırakmadan, yerleri sile sile yanaştı yanımıza ve sessini alçaltarak;
“Yok! Dedi “deli falan değilim! Bizi izleyen kameralar var her yerde. telefonla konuşmak yasak! Alenen yapamıyoruz.”
Elini başındaki kepine götürüp kulağındaki aparatı gösterdi gizlice “Biz de böyle bulduk çareyi.” Sonra kocaman bir gülümseme hediye edip bize, uzaklaşıp gitti yerleri sile sile.
Demek ki kulağı telefonda iken bile Ayşenin dediğini duymuştu. Arkasından gül Allah, gül tutamıyoruz kendimizi, sinirlerimiz fazlasıyla gevşemişti. Belki de şu anda etraftan bakanlar esas bizi sanacaklardı deli. O derece kaptırmışız yani!
Bu akıllı temizlikçi kadın, resmen şenlendirmişti günümüzü.
*