Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
sami biberoğulları
sami biberoğulları

ÜÇ KORE SAVAŞI GAZİSİ VE ÜÇ AYRI AYLA OLAYI---2. BÖLÜM ---

Yorum

ÜÇ KORE SAVAŞI GAZİSİ VE ÜÇ AYRI AYLA OLAYI---2. BÖLÜM ---

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1104

Okunma

ÜÇ  KORE  SAVAŞI  GAZİSİ  VE  ÜÇ  AYRI  AYLA  OLAYI---2. BÖLÜM ---

ÜÇ KORE SAVAŞI GAZİSİ VE ÜÇ AYRI AYLA OLAYI---2. BÖLÜM ---



Bu bölümde aslında bir Ayla’nın hikayesini anlatmayacağım sizlere. Ancak onun hikayesi de ’’Ayla’’ Filmindeki Ayla’dan pek de farklı olmadığından asıl adı Ço Min Ja olan kadının ve onun manevi babası Süleyman Pulat’ın hikayesini de bir ’’Ayla’’ Hikayesi olarak anlatacağım.

Kore Savaşı sırasında yüzbaşı olarak görev yapan Süleyman Pulat, Çinli askerler tarafından işgal edildikten sonra terk edilen bir köyde donmak üzere olan sekiz yaşında bir kız çocuğu gördü. Kızı hemen yanına alıp birliğine getirdi ve ilk iş olarak karnını doyurdu. Daha sonra kıza battaniyeden elbise yaptırdı. Saçlarını erkek çocuklar gibi kestirip kafasındaki bitleri temizledi. Birliğin hastanesinde ( Ya da revir diyelim ) tedavisini yaptırdı. Kısacası Kore’li bir kız çocuğunu tekrar hayata döndürdü.

Küçük kızın adını biliyor olsa gerek ki ona asıl adına yakın bir isimle sesleniyordu: Müço. Fakat daha sonra bulundukları ülkenin başkentinin adını verdi :Seul.

Seul sekiz ay Süleyman Pulat’ın himayesinde yaşadı. Bu arada Türkçe öğrendi. Birliğin neşesi olmuştu. Süleyman Pulat’ın hatıralarında belirttiği gibi birlikteki askerlerden evli ve çocuk sahibi olanlar kendi çocukları yerine koymuşlardı. Bekarlar ise kızkardeşleri yerine...

Ancak Yüzbaşı Süleyman Pulat ile Seul’ün hikayesi sadece o birlikle sınırlı kalmadı. Amerikalılar da öğrenmişlerdi durumu ve Seul ile Süleyman Pulat’ın birlikte çektirdikleri bir resim 1952 yılında ABD de Henry Dergisinde ’’ Koreli çocuk ile Türk askerin merhameti’’ Başlığı ile yayınlandı.

Aynı resim, Türkiyede bastırılan 30 kuruşluk hatıra pullarında da yer aldı. Seul ve Süleyman Pulat artık beynelmilel olmuştu. Onları tanımayan yok gibiydi.

Süleyman Pulat’ın Kore’deki görevi 1953 yılında sona erdi. Artık geri dönmesi gerekiyordu ama Seul ne olacaktı?

Seul’ü de birlikte götürmek için çok uğraştı ama bürokratik engelleri aşması mümkün olmadı.

Bundan sonrası - eğer ’’Ayla’’ filmini izlediyseniz aynı onun gibi...

Süleyman Pulat çaresiz Seul’ü, Türkler tarafından yetim ve kimsesiz çocuklar için Kore’de açtıkları yatılı bir okul olan ’’Ankara Mektebi’’ ne bıraktı ve Türkiye’ye geri döndü.

Türkiye’de bir müddet bir taraftan Seul’ü yanına almak için uğraşırken diğer taraftan elini hiç Seul’ün üzerinden çekmedi. Ona Kore’de kalan arkadaşları aracılığıyla eşyalar ve hediyeler gönderdi. Fakat daha sonra irtibat kesildi. Çünkü Seul’ün okuduğu okul yanmış, yangında tüm kayıtlar yok olmuştu. Seul’ün yani asıl adı Ço Min Ja olan kızın nerede olduğunu bilen yoktu. Ancak Seul, kendi öz annesinin yanındaydı. Evet evet, kendi annesi onu bulmuştu. Nasıl mı?

Süleyman Pulat, Seul’ü bulduğu yere bir not bırakmıştı ’’ Anne, beni merak etme. Ben Türk Birliğindeyim’’

Kadıncağız kim bilir evine tekrar ne zaman döndü. Çünkü kocası bu savaşta öldürülmüştü. Kendisi nerelere götürüldü, başına neler geldi bilmiyoruz ama notu gördüğünde kızını aramaya başlamış ve sonunda onu bulmuştu. Süleyman Pulat’ın Seul’e ulaşamamasının bir sebebi de herhalde buydu.

Aradan çok uzun yıllar geçti. Süleyman Pulat kansere yakalandı ve manevi kızı Seul’ü göremeden hayata veda etti.

Seul, dört yıl önce Süleyman Pulat’ı bulmak için Güney Kore’deki Türk elçiliğine müracaat etti ama bir süre sonra aldığı cevap babasının öldüğü idi. Bu habere oldukça üzülse de yapabileceği tek bir şey vardı. Manevi babasına sarılamasa da onun eşine, yani manevi annesine ve kardeşlerine sarılabilirdi. O da öyle yaptı. Türkiyeye gelip Süleyman Pulat’ın kabrini ziyaret etti. Manevi annesi Emsal Pulat’a sarıldı.

Evet. Onun öyküsü maalesef ’’Ayla’’ Filmine konu olan Kim Eunja( Ayla ) gibi mutlu sona ulaşamadı.



Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Üç kore savaşı gazisi ve üç ayrı ayla olayı---2. bölüm --- Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Üç kore savaşı gazisi ve üç ayrı ayla olayı---2. bölüm --- yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÜÇ KORE SAVAŞI GAZİSİ VE ÜÇ AYRI AYLA OLAYI---2. BÖLÜM --- yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
RefikaDoğan
RefikaDoğan, @refikadogan
14.12.2017 00:23:26
Nihayetinde -bir savaşın ortasında da bulunulsa- insanı insan yapan değerlerin( sevgi, merhamet, şefkat, adalet gibi)her yer ve koşulda muhafaza edilmesi gerektiği, bundan da ötesi Türk Askeri' nin karakteristik özelliklerinden olan ' sevgi-merhamet duygusu ve -kadın, çocuk, yaşlı, güçsüz gibi korunmaya muhtaç kesimleri kollama güdüsünü...
Savaşın yaşamları/ aileleri nasıl darmaduman ettiğini gözler önüne seren çok değerli bir yazı.

Her ne kadar bugün filmi çekilen "AYLA" yı biliyorsam da, sözünü ettiğiniz ilk iki Ayla ve Süleyman askerlerimizi doğrusu bilmiyordum, yazınız sayesinde aydınlandım hocam! Teşekkürler...

Üç Süleyman, üç asker, üç baba ve savaş nedeniyle mekânları aynı nokta olan KORE! Buna "Kader" demeyip de ne diyelim!?

En içten, en sıcak duygularla ve bir çırpıda okudum; yüreğim hüzünle dolu dolu...

Samimi, doğal, insani ve yaşamın içinden konularla hayatlara dokunan kaleminiz zeval görmesin Sami hocam! Saygı ve dostlukla. .
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU, @aysegul-akdag-barutcu
13.12.2017 14:36:05
Bu dünyada sevgiden, merhametten, vefadan daha güzel şey var mı?
Teşekkür ederiz paylaşımınız için.
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
13.12.2017 13:37:06
Değerli hocam ;

Aslında hem hüzünlü hem de mutlu bitmiş. Ya annesi onu bulamasaydı.... ?

Sevgilerimle...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL