Spor olarak yapıldığı zaman güzeldir takla atmak. Orta Okul ve Lise yıllarında da bir çoğunuz beden derslerinde yapıp takla hareketini, ondan da not almışsınızdır. 19 Mayıs Gösterilerinde de görmüşsünüzdür. Kızlı erkekli gençler stadyumlarda her türlü takla atıp gösteriler de hünerlerini sergilerler...


Bir de kuş besleyenler, özellikle de güvecin besleyenler, kuşlarına takla atmayı öğretirler. Buna da Güvercin Takla denir ki her güvercinde beceremez bunu, sahipli güvercinler eğitilirler bir şekilde, sonrada ters veya düz defalarca havada takla atarlar...


Bir de arabaların takla atması var ki o da çok ilginçtir. Arabaların takla atmasının en büyük nedenlerinden birisi, arabaların şoförleri tarafından kural dışı kullanılmasıdır... Şoför vatandaş ya alkollüdür ki en büyük sebeplerden biriside budur zannımca... Ya çok sür’atlidir... Veya yanında bir arkadaşı varsa ki bunun bayan olma ihtimali de gayet yüksektir, onun ile ilgilenirken bir şekilde direksiyon hakimiyetini kaybedebilir...


Bütün bu yukarıda sayılan durumlarda şoför vatandaş hem kendi hayatını hem de başkalarının hayatını tehlikeye atmaktadır. Arabası ayrı takla atmış, daha sonrasında da alkollü olduğu için polise herhangi bir ipucu vermemek gayesi ile aracını terk etmiştir. Aracı terk etmekle taklacı güvercinlere taş çıkartacak bir şekilde garip bir davranış biçimi sergilenir. Burada amaç belli, alkollü bir durum olduğu da gün gibi aşikardır. Bir insanın bu kazada yaralanabileceği ve ölebileceği dahi düşünülürse, ortada ne kadar vahim bir durum olduğu besbellidir...


Bilinçli insanlar, bilinçli vatandaşlar eğer gece bir bara ya da eğlence yerine gidip de alkol alacaklar ise ya oraya arabasız giderler ya da evlerine dönerken arabalarını bırakıp taksi ile varırlar varacakları yere, ama sağlam varırlar, kimsenin de canının yanmasına sebebiyet vermezler... Güvercinler atsın taklalarını, tabi atacaklar onlar kuştur, ancak kuş beyinliler, hele de herkesin gözü önünde dürüst olsunlar dansöz gibi kıvırmayıp da taklalar atmasınlar üç kuruşluk dünya menfaatleri için...


AHMET ZEYTİNCİ