Ya arkadaş, ben bu kadar saf mıyım? Siz de tutmuş benim ile dalga geçiyorsunuz. Tepende Demoklesin Kılıcı sallanıyor diye... Kim bu Demokles ben tanır mıyım? Ben tanımıyorsam, kim tanıyor bana da tanıştırsın da bilelim. Hem bu devirde kılıçta neymiş? Bu da eski zaman şövalyelerinden galiba, Don Kişot gibi kafayı sıyırmış da yirmibirinci yüzyılda kılıçla mı geziyor...


Demoklesin Kılıcı da şöyle izah ediliyor... ’Anlamı; Bu deyim, ’idarecilerin, makamlarının büyüklüğüne aldanmamaları, o makamların büyüklüğünün, taşıdığı ağır yük ve sorumluluktan geldiğini, hiçbir zaman unutmamaları gerektiği’ mânâsında kullanılır.’


Bir de hikayesi var tabi ki bilenler de vardır, bilmeyenlerde olabilir onu da paylaşalım. ’Demokles, sarayında sürülen debdebeden dolayı efendisinin herkesten daha mutlu olduğunu sağda solda abarta abarta anlatırmış. Diyonisyüs, görünüşte çok gösterişli olan bu saray hayatının aslında ne kadar ağır bir sorumluluk ve sıkıntı taşıdığını Demokles’e anlatmak istemiş. Bir gün bir ziyafette, Demokles’i kendi yerine geçirmiş. Hizmetçilere, kendine nasıl hizmet ediyorlarsa Demokles’e de aynı şekilde hizmet etmelerini istemiş. Bu durumdan çok zevk alan, gururu okşanan Demokles, büyük bir keyifle kendinden geçtiği bir sırada, başını yukarı şöyle bir kaldırdığında; tepesinin üstünde, ağzı keskin, sivri bir kılıcın, bir at kılıyla asılı durduğunu birden bire görmüş ve heyecandan elindeki bardağı yere düşürmüş. Böylece iktidar koltuğunun, dışarıdan göründüğü kadar, rahat bir yer olmadığını anlamış.’


Demokles birader ayrıca senin bu kılıcın ne kadar keskin. Hep o öyle havada bir at kılı ile asılı mı duruyor. Ya kopsa o kıl, altında ki adamlar yaralansa, ya ölse Allah muhafaza sana da tazminat davası açarlar da dünya kadar tazminat ödemek zorunda kalırsın diyeyim yani...


Bari tahtadan yapsaydınız da şu kılıcı, altında ki insanda korkudan tiril tiril titremese idi... Demokles Efendi bunu düşünememiş mi? Düşerken tahttaki vatandaşın tepesine az yaralansa da belki eli ile bile tutardı... Ha yakışmaz Demoklese tahta kılıç illa ki sahici kılıç olmalı ki tahtta ki adam da haddini bilsin diyorsanız orasını bilemem tabi ki...


Hayır bir de o ağır kılıcı tepeye nasıl çıkardın da adamların tam kafasına gelecek şekilde nasıl ayarladın, çok merak ediyorum. İnsan kalın bir halat ile bağlardı bari onu, at kılı ile bağlamışsın... Hiç olmazsa insan üç beş at kılını bir araya getirir de sağlamlaştırır o Demokles Beyin kılıcını...


Sonra hep kılıç mı sallanacak o tepede, sallandığı zaman da gürültü çıkartmayacak mı? Kimse o kılıcın altına gelmezse, kılıç düşse bile kimseye zarar vermeyecektir. Hadi Demokles tutmuş da tahtın tam üstüne denk getirmiş kılıcı, siz de alırsınız tahtı yan odaya taşırsınız kardeşim, bunu da bir tarafa not edin bu aklı da kimseye söylemem sizden başka...


AHMET ZEYTİNCİ