’’Sarı-kırmızılı ekip, Süper Lig’in 8. haftasında Atiker Konyaspor ile deplasmanda oynadığı maçın başında sahada 11 yabancı futbolcuyla yer aldı.’’



Türk Futbolu belli ki büyük bir aczin içinde, görünen köy kılavuz istemiyor. Bunu sorgulamalıyız işte... Büyük küçük, futbolu sevenler, seyredenler, hatta hiç ilgisi olmayanların bile bunu sorgulaması lazım. İkibin Yılında Galatasaray’ın UEFA şampiyonluğu ve peşinden gelen o jenerasyon ile ikibiniki yılında ki dünya üçüncülüğünden sonra var mı elle tutulur bir başarımız; yok maalesef...


Ben şahsen büyük üzüntü duydum bir Galatasaraylı olarak on bir kişinin içinde bir kaç tane yerli futbolcunun olmayışına... Alt yapı çok önemli bir konu sadece futbolda değil her spor dalında... Biz maalesef bir türlü yol alamadık bu konuda... Federasyon zaman zaman güzel şeyler yapmış olsa da bir türlü başarı yakalanamıyor... Gördüğüm kadarı ile biz futbolda ilerlemeyi bırak geri geri gidiyoruz.


İyi yaptığı şeyler yok mu federasyonun? Var tabi ki lakin, başarısızlıklar çok fazla oldu mu, iyi yapılan şeylerde çok göze gelmiyor. Paso Lig sistemi gerçekten çok olumlu, özellikle fanatikliğin ve aşırılığın önlenmesi bakımından... Olay çıkaran herhangi bir seyirci sahalara en azından belli bir müddet girmemeli, girememeli... Zamanında cep telefonlarını sahaya atanları da gördük... Sonra hakemler, o insanlar analarına babalarına, ailelerine sövdürmek için hakem olmadılar. İleri ki zamanlarda küfründe önlenmesi için federasyonun büyük çaba göstermesini umut eder ve beklerim...


Yıldız takımlar, genç takımlar diğer bir deyişle PAF takımları ki açılımı ’’Profesyonel Altyapı Futbolcuları ’’ demektir, As Takımları besledikleri zaman, ancak o zaman Türk Futbolu gelişir ve ilerler... Öyle tutup da başarı kazanacağız diye Avrupa’da, yabancı futbolcuları tepeleme yığarsanız, spor adına en büyük yanlışı yaparsınız. Belki geçici başarılar edinirsiniz ancak sonrası da hüsrandır, bunu da aklımızdan çıkartmayalım... Neden bir Emre, bir Volkan, bir Nihat Kahveci benzeri futbolcular çıkartmayalım?


Bir zamanlar şakır şakır yendiğimiz takımlardan İzlanda, İsviçre, Bulgaristan, Romanya gibi ülkeler çok mesafe aldılar futbolda... Bizler de geçici başarılar ile avunup duruyoruz... Demek ki lafla peynir gemisi yürümüyor, bundan sonrada yürümeyecek... Üstelik bu saydığımız ülkelerin nüfusu da beş on milyonu geçmiyor. Biz de seksen milyonluk Türkiye’nin gençleri ile kıyısından köşesinden bir başarıyı bile yakalayamıyoruz...


Yabancı futbolcular ve sporcular hem dünya sporunun ve futbolunun hem de Türk sporunun ve futbolunun zenginliğidir. İyi sporcular değer katarlar spor dünyamıza, ancak onlar bize görsel bir ziyafet çekecek diye, kendimizin yetiştirdiği sporcuları da dışlamayalım... Daha çok insanımız, çocuğumuz, yıldız takımlarda, genç takımlarda ve devamında da as takımlarda futbol oynuyorlar onlardan yararlanalım ve büyük başarılara da imza atalım. En büyük temennimiz budur... Hepinize en derin sevgi ve saygılar...


AHMET ZEYTİNCİ