Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
emine pisiren
emine pisiren

BEN DİNSİZ DEĞİLİM, SADECE YOBAZLARA TEPKİLİYİM!..

Yorum

BEN DİNSİZ DEĞİLİM, SADECE YOBAZLARA TEPKİLİYİM!..

7

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1315

Okunma

BEN DİNSİZ DEĞİLİM, SADECE YOBAZLARA TEPKİLİYİM!..

BEN DİNSİZ DEĞİLİM, SADECE YOBAZLARA TEPKİLİYİM!..



Din bilgini değilim. Din alimlerinin içlerinde çok bulundum.
"Kocasına karşı gelen kadın; Cehennemde içi iltihap/irin dolu havuzlara meme uçlarından asılıp, sarkıtılacak. Günahının bedelini ödeyecek!.."

" O halde, madem ki kadın haklı da olsa susacak: Neden cenneti anaların ayağı altına koyuyorsunuz?"

Benzeri abuk sabuk tartışmalar içinde de yer aldım.
Hatta, Sahih-i Buhari, Semerkantlı Ebuleys, İmam Gazali, Elmalı Hamdi Yazır, vb hadis kitaplarını okuyup, oldukça bilgi edindim.
O kendini çok bilmiş sanan din simsarları ile bilgi ve kanıtlarımla sözlü bile dövüşmüşümdür.

Günümüzde DİN konusuna bir değinin hele! Anında korlar atılır size ve yanarsınız vallahi! Hatta ve hatta o kişilerce "Kafir bu!" söylemlerine hedef olur, önyargılarla infaz edilirsiniz. Ateist, etiketini anında yapıştırırlar size.

Buna dayanarak bende birkaç sözcükle inançlarımı size açmak istedim. Gerçi gerçek yaşamdan zaman zaman burada sizlere bilgilerimi paylaşmışımdır. Ama olsun. Bir kez daha yinelemekte fayda vardır.

Hz Ali’nin, " Bana bir harf öğretenin kulu kölesi olurum," söylemindeki ışığı görebilenler var olsunlar.

İslam Dininin Evrensel oluşu: Sevgi, Barış ve Hoşgörü duygularını özünde bulundurmasıdır.
Gerçek İslam felsefesini özümsemiş insan ruhunda oluşan hazzı tadan bireye baktığımızda; onda görünen ruhsal değişimler olumludur.
Nedir bu değişimler?
O kişiler daha sevecen ve mutlu, daha sabırlı ve huzurlu, daha uzlaşıcı ve yaşama pozitif baktıklarına tanıklık ederler bizi.

Gerçek İslam Dini; ülkemizde değil de İngiltere gibi ileri düzeyde bir ülkede ve Tibetli Rahiplerin hayat felsefesiyle benzerlik taşıyıp, uygulanması şaşırtıcıdır.

Ülkemizdeki dini uygulamalarda hala 1500 yıl öncesinin çarpıtılmış izlerini görmekteyiz.
Şıh, Şeyh, İmam vs biatçılıkla oluşturulan, kendisini evliya, bilge kişi sıfatıyla insanları hastalıklı bilgilerlebhipnotize eden din alimleri insanları cahiliye dönemlerine taşır.
Hatta o kişiler; maddi beklentilerine aynı insanlardan yanıt bulurlarken; bireysel ego cilalı dergahlar, mezhepçiliğe sürükleyip, dinden uzak tutmakta ve İSLAM DİNİNİ saptırmaktadır.
Günümüzde bolca örneklerini sayabiliriz.

Bazı Dini Vakıflar, Adnan Hocanın Melekleri, Cübbeli, müppeliler, vb gibi...
Sahih-i Buhari’den bir hadisle anımsayalım:

" Bir gün Halife Hz. Ömerin Cuma Hutbesinden etkilenenen insanlar Hz. Muhammedin eşi Ayşe Hanıma danışmak isterler:
’Ya Ayşe Anamız, Hz. Ömer koku sürmeyiniz, haramdır, dedi. Şimdi biz gühaha mı girdik? ’
Diye konuya açıklık getirmesini isterler.
Aslında zordur hakemlik ve konuya çözüm getirmek. Hz. Ayşe dese ki, "Hayır yanlış!" Bu kez de Halifeye karşı çıkmış olacak.
Dese ki;"Evet doğru söylemiş!"
Hz. Muhammed’in öğretilerini söylememiş olup, İslam dinini saptırmış olacak.
Öyle anlamlı yanıtlar ki o kapısında duran insanları, kabullenirler.

"Halifemiz o an nasıl demiş, bilmem ama Allah’ın Resulü her banyodan sonra başından ayak ucuna kadar ıtır kokusu sürerdi."

İslam dini işte böyle eğitmeli, yol açmalı, ışık olmalı insanlara.

Gerçek İslam dini;
Palalarla "Allahüekber!" naralarıyla kafa kol kesme dini değildir.
Hele hele insanlıkdışı olarak kabul ettiğimiz: İmamların 8-9 yaşlarındaki kız çocuklarına MUTA NİKAHI kıyarak tecavüz etme dini hiç değildir.
Osmanlı dönemindeki İÇOĞLANLARINI yazmayayım daha iyi. Zaten o konu araştırılmış; detaylarla işlenmiş olup tarihçilerin kaleminden arşivlerdeki yerini almıştır.
İslam dini, mantık dinidir.
Hele hele sapkınlık dini, hiç değildir.

Emine Belki Pisiren/ Kocaeli

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ben dinsiz değilim, sadece yobazlara tepkiliyim!.. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ben dinsiz değilim, sadece yobazlara tepkiliyim!.. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BEN DİNSİZ DEĞİLİM, SADECE YOBAZLARA TEPKİLİYİM!.. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Oflu
Oflu, @oflu
16.9.2017 13:27:00
" Elmalı Hamdi Tanır " ı hiç duymadım! Alanı ne bu âlimin?

- Elmalılı M.Hamdi Yazır - var çok bilinen bir âlim ama onun da hadis alanında eserini hiç elime almadım. Kendisi müfessirdir zira...

Şüphesiz her insan kendi düşünce ve inancında özgürdür.Hatta inançsızlığı da bir inanç olarak kabul etmesek inançsızlığında da. Ne var ki, ağzımızdan çıkan sözler eğer birilerini incitecek minvalde ise kesinlikle o konuda çok donanımlı olmak zorundayız.

Özellikle, göreceli kavramları matematiksel veriler gibi -tamamen doğru- yargısıyla savunup sizin düşüncelerinize uymayanları yargılamaya, aşağılamaya, ötekileştirmeye kalkarsanız bu işin altından kalkılmaz!

" Yobaz " dediniz de,
Kime göre?

Bu sitede elli kişiye sorun elli ayrı yobaz târifi alırsınız... Sizin yobaz gördüklerinizin sizi yobaz ve bağnaz görmemesi için bana bir neden söyleyebilir misiniz?

Donanımlı olmadığınız bir konuda kafa bulandıran, can sıkan ve yetersiz bir yazı olarak buldum.
Bu görüş de benim düşünce özgürlüğüm olsun...

Filiz Şahin.
Filiz Şahin., @filizsahin-
15.9.2017 18:46:27
AKLETMEZSENİZ ÜSTÜNÜZE PİSLİK YAĞAR - YUNUS /100


ANLAYANA ÇOOOK NET İFADE ETMİŞ
levent taner
levent taner, @leventtaner
15.9.2017 17:33:32
Efendim

Yazınızda dinsiz olunacak hiçbir kelime, ifade görmüyorum

Maalesef böyle bir parantezi açmak zarureti duymuşsunuz, ki realiteye de uygun düşebilir

Birde dinsel yapılar sunduğunuz görüşleri erkekten gelirse ayrı kadından gelirse ayrı karşılayabilir zannımca

Bu tip yapılar erkeği fert olarak ele alabildikleri ölçüde kadını bireysel değerlendiremezler ekseri

Erkek dinsel açıdan negatif görülürse somut ve tek bir erkek iken, kadın kavramsal olarakta olumsuzlanabilir, ki bu genellemede dinsel bakış açısının cinsiyetçi bir temele oturduğu da söylenebilir

Erkekte ve kadında maalesef tarife değişebilmekte

Oysa Kur'an kadın-erkek değil insan kavramlaştırmasına sahiptir

Dolayısıyla adalet kadında veya erkekte apayrı tecelli edemez

Bu durumun oluşması dinin değil törenin öne çıkmasından kaynaklanır kanımca

Doğunun örfü dinin yerini alırsa olacağı bu

Ne yazık ki, örfi yapılar özellikle kadın erkek mevzuunda örfü, an'aneyi öne alırlar

Bu tip sosyo kültürel yapılarda dinsel pratikleri fazla tatbik etmeyen, kendi bireyselliğinde dinle diyanetle doğru düzgün alakası olmayan insanlar kadın algısına sıra gelince bir numaralı müslüman kesilmeye kalkarlar bir de bakarsınız

Adam da alkol var, namaz abdest yok, ama kadına kaç göç dedi mi Allah illallah, buna da ancak halla halla hallaaahhh! Denir

Kuşkusuz, buna bakarak islam budur denilmesi de sağlıklı bir yaklaşım değil

Ne yazık ki, önce Sovyet emperyalizmi sonra da Amerikan emperyalizmi tarafından tarla gibi sürülen Afgan toplumu ülkemizde de bazı aydınımsı çevreler tarafından dinin ölçüsü gibi sunulur kimi zaman

Maalesef modernist kafa yapısının islam ülkelerini baz alan islam tasavvuru da gerçeği yansıtmıyor

Bakın neden?

Sosyolojik düzlemde islam tarihini ele alırsak; erken islam, orta islam, geç islam şeklinde bir sınıflandırma yanıltıcı olmayacaktır kanaatimce

Erken islam, Hz. Peygamber ve sonra gelen ilk islam asırlarıdır, ki islam kültür ve uygarlığı dendiğinde anlatılanda bu ilk birkaç asırdır aslında

Orta islam bu atılımcı dönemin erozyona uğradığı, güçlü islam devlet ve imparatorluklarının da çözüldüğü döneme bağlıdır düşünceme göre

Öyle ki, islam dünyası istilacı kavimlerin saldırı ve tarumarına da açık hale gelir o dem, önce kendi içerisinde dinamizm kaybı ve atalet, sonra dış saldırılara maruz kalarak temelli çöküşe gidilmesi

Geç islam ise son birkaç yüzyılda batı dünyasının gelişen sömürgeciliğinin tasallutu altında tamamen içe kapanıklaşan ve gelenekçi bir tepkiselliğe sığınan siyasal-toplumsal-kültürel katılaşma, bağnazlaşma

Şimdi bu üçüncü evreyi alıp işte gerçek islam diyen modernist-pozitivist-batılılaşmacı yapılar da oryantalistlerin oyuncağı, şeytanın maskarası deyim yerindeyse



Nihayet hanımefendi

Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket

Saygı ve selamlarımla...



levent taner tarafından 9/15/2017 5:37:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU, @aysegul-akdag-barutcu
15.9.2017 17:08:27
Çok hak verdim yazınıza. Dinimizi öyle yanlış tanıtıyorlar ki inanan insanlar bile soğuyabiliyor Dinimizden. Bazı ahlaksızlar dinimizin kadınlar üzerindeki olumsuz baskılarını (!) bizlere kabul ettirmeye çalışıyor ve bizleri korkutma çabası içine giriyorlar. Bir kere mantık denen bir şey var, İslam gibi güzel bir din kadınlar hakkında o kadar acımasız olabilir mi? Mantığınıza sığar mı böyle bir şey?
İslam hoşgörü dinidir, zorlama yoktur.
Sonuna kadar hak verdim kaleminize yüreğinize sağlık.

hotamisli
hotamisli, @hotamisli
15.9.2017 17:02:05
Emine hanim,

iyi ki kendi yaziniza yorum yaparak yazinizi nasil degerlendirmemiz gerektigini de yazmissiniz. Kendi yaziniza yapmis oldugunuz yorumununuzu da okumasaydim, ben yanlis onyargilarima teslim edecektim....

Siz yazinizin altina her zaman nasil degerlendirilmesi gerektigini de not dusun, ne de olsa herkes sizin gibi cok modern, cagdas, ilerici, aydin filan degil. Okuyanlar durduk yerde yanlis onyargilara filan teslim ederler yoksa. Saheser yazilariniz gumburtuye gitmesin.

abdullah
RefikaDoğan
RefikaDoğan, @refikadogan
15.9.2017 16:33:51
10 puan verdi
Yaratan, insanı aklı, muhakemesi, ifadesi, duygu ve düşünce çeşitliliği ve buna benzer daha birçok özelliğiyle farklı yaratarak var edilen evrene anlam katmış, onu daha da yüceltmişken;

Bilhassa insanın kendi eliyle kendisini aşağı çekerek değersizleştirmesi ve ortak yaşam alanında kendi varlığına halel getirmesi, kendisi kadar diğer canlılara da tehlike arzetmesi anlaşılır gibi değil! Böyle bir paradoksun içinde elbette "ortak aklın sesi" dediğim söylemlerinize noktası virgülüne katılmamak mümkün değil.

Bu bağlamda cesur yüreğinize, vicdanınıza, aklıselim kişiliğinize saygı ve şükranlarımla teşekkür ediyor; izninizle bu değerli yazınızın başka insanlarımızca da okunarak (kıymetiyle) duygu ve düşüncelere katkı sunmasını istiyorum.

Yürekli, samimi, dürüst ve şeffaf kaleminize saygı, sevgi ve dostlukla...

RefikaDoğan tarafından 9/15/2017 4:43:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
emine pisiren
emine pisiren, @eminepisiren
15.9.2017 15:18:19
Lütfen yazımı okuduktan sonra, duygu ve düşüncelerimi yanlış önyargılarınıza teslim etmeyin.
Selam ve saygılarımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL