7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1315
Okunma

Din bilgini değilim. Din alimlerinin içlerinde çok bulundum.
"Kocasına karşı gelen kadın; Cehennemde içi iltihap/irin dolu havuzlara meme uçlarından asılıp, sarkıtılacak. Günahının bedelini ödeyecek!.."
" O halde, madem ki kadın haklı da olsa susacak: Neden cenneti anaların ayağı altına koyuyorsunuz?"
Benzeri abuk sabuk tartışmalar içinde de yer aldım.
Hatta, Sahih-i Buhari, Semerkantlı Ebuleys, İmam Gazali, Elmalı Hamdi Yazır, vb hadis kitaplarını okuyup, oldukça bilgi edindim.
O kendini çok bilmiş sanan din simsarları ile bilgi ve kanıtlarımla sözlü bile dövüşmüşümdür.
Günümüzde DİN konusuna bir değinin hele! Anında korlar atılır size ve yanarsınız vallahi! Hatta ve hatta o kişilerce "Kafir bu!" söylemlerine hedef olur, önyargılarla infaz edilirsiniz. Ateist, etiketini anında yapıştırırlar size.
Buna dayanarak bende birkaç sözcükle inançlarımı size açmak istedim. Gerçi gerçek yaşamdan zaman zaman burada sizlere bilgilerimi paylaşmışımdır. Ama olsun. Bir kez daha yinelemekte fayda vardır.
Hz Ali’nin, " Bana bir harf öğretenin kulu kölesi olurum," söylemindeki ışığı görebilenler var olsunlar.
İslam Dininin Evrensel oluşu: Sevgi, Barış ve Hoşgörü duygularını özünde bulundurmasıdır.
Gerçek İslam felsefesini özümsemiş insan ruhunda oluşan hazzı tadan bireye baktığımızda; onda görünen ruhsal değişimler olumludur.
Nedir bu değişimler?
O kişiler daha sevecen ve mutlu, daha sabırlı ve huzurlu, daha uzlaşıcı ve yaşama pozitif baktıklarına tanıklık ederler bizi.
Gerçek İslam Dini; ülkemizde değil de İngiltere gibi ileri düzeyde bir ülkede ve Tibetli Rahiplerin hayat felsefesiyle benzerlik taşıyıp, uygulanması şaşırtıcıdır.
Ülkemizdeki dini uygulamalarda hala 1500 yıl öncesinin çarpıtılmış izlerini görmekteyiz.
Şıh, Şeyh, İmam vs biatçılıkla oluşturulan, kendisini evliya, bilge kişi sıfatıyla insanları hastalıklı bilgilerlebhipnotize eden din alimleri insanları cahiliye dönemlerine taşır.
Hatta o kişiler; maddi beklentilerine aynı insanlardan yanıt bulurlarken; bireysel ego cilalı dergahlar, mezhepçiliğe sürükleyip, dinden uzak tutmakta ve İSLAM DİNİNİ saptırmaktadır.
Günümüzde bolca örneklerini sayabiliriz.
Bazı Dini Vakıflar, Adnan Hocanın Melekleri, Cübbeli, müppeliler, vb gibi...
Sahih-i Buhari’den bir hadisle anımsayalım:
" Bir gün Halife Hz. Ömerin Cuma Hutbesinden etkilenenen insanlar Hz. Muhammedin eşi Ayşe Hanıma danışmak isterler:
’Ya Ayşe Anamız, Hz. Ömer koku sürmeyiniz, haramdır, dedi. Şimdi biz gühaha mı girdik? ’
Diye konuya açıklık getirmesini isterler.
Aslında zordur hakemlik ve konuya çözüm getirmek. Hz. Ayşe dese ki, "Hayır yanlış!" Bu kez de Halifeye karşı çıkmış olacak.
Dese ki;"Evet doğru söylemiş!"
Hz. Muhammed’in öğretilerini söylememiş olup, İslam dinini saptırmış olacak.
Öyle anlamlı yanıtlar ki o kapısında duran insanları, kabullenirler.
"Halifemiz o an nasıl demiş, bilmem ama Allah’ın Resulü her banyodan sonra başından ayak ucuna kadar ıtır kokusu sürerdi."
İslam dini işte böyle eğitmeli, yol açmalı, ışık olmalı insanlara.
Gerçek İslam dini;
Palalarla "Allahüekber!" naralarıyla kafa kol kesme dini değildir.
Hele hele insanlıkdışı olarak kabul ettiğimiz: İmamların 8-9 yaşlarındaki kız çocuklarına MUTA NİKAHI kıyarak tecavüz etme dini hiç değildir.
Osmanlı dönemindeki İÇOĞLANLARINI yazmayayım daha iyi. Zaten o konu araştırılmış; detaylarla işlenmiş olup tarihçilerin kaleminden arşivlerdeki yerini almıştır.
İslam dini, mantık dinidir.
Hele hele sapkınlık dini, hiç değildir.
Emine Belki Pisiren/ Kocaeli