M. NİHAT MALKOÇ

Eren Bülbül... Türkiye’nin son dönemlerdeki en genç şehitlerinden....
O, henüz bıyığı bile terlememiş, 15’inde körpe bir ana kuzusuydu.
Sisli ve heybetli Maçka ormanlarında eğilip bükülmeyen dimdik bir fidan gibiydi o...
Nerden bilebilirdi ömrünün baharında Maçka’nın bir köyünde kalleş teröristlerin kirli kurşunlarına hedef olacağını?...
Şehit Eren Bülbül’ün 8’i kız olmak üzere, 13 kardeşi vardı.
Boyundan büyük hayalleri vardı Eren Bülbül’ün...
Maçka İmam Hatip Lisesi 9. sınıf öğrencisiydi Eren Bülbül
Okuyacaktı, vatanına ve milletine faydalı bir fert olacaktı.
O da herkes gibi bir güzele sevdalanacak, nihayetinde yuva kuracaktı.
Askere gidecek, vatanını kanının son damlasına kadar korumak için hainlerle göğüs göğüse çarpışacak; belki de bir faniye nasip olan mertebelerin en büyüğü olan şehadet mertebesine erişecekti. Şerefli asker üniforması ona nasip olmasa da şehadet mertebesi daha 15’inde nasip oldu kendisine.
Eren, renklerine aşık olduğu Trabzonspor’un ellinci yılını da ne yazık ki göremedi.
Gördüğün rüya kısa sürdü yiğidim! Bu rüyadan sonsuzluğa uyandın sen.
Türkiye’yi hüzne boğan bu kutlu şehadetin hikâyesini duymayan kalmadı.
Kanı bozuk teröristler Erenlerin Köprüyanı mahallesindeki evine camı kırarak girmiş, erzak çalmıştı.
Eren, bu ihbar üzerine bölgeye gelen güvenlik güçlerine mahalledeki evlerini göstermeye giderken hain pusuda Hataylı Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik ile birlikte ağır yaralanmış ve kaldırıldığı Farabi Hastanesi’nde şehit olmuştu.
15 yaşındaki Eren Bülbül, geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden sevgili babasının Köprüyanı mahallesindeki mezarının yanına defnedildi.
15’inde şehadete yürüyen Eren Bülbül bu milletin sesi ve vicdanıydı.
Ey güzel çocuk, Maçka yaylalarının vakitsiz solan çiçeği!...
Sen vatana kurban olmanın, yiğitliğin ve yurt sevgisinin yaşı olmadığını bir kez daha gösterdin şanlı milletine.
Türkülere ve ağıtlara konu olan Çanakkale’deki Onbeşlilerin ölmediğini, başka bedenlerde varlıklarını sürdürdüğünü ispatladın bir kere daha.
Sen yiğit Onbeşlilerin, birlerin binlere karşı zaferi olan Çanakkale’den ibaret olmadığını, bunların bugün de Trabzon’da ve yurdun dört bucağında yaşamakta olduklarını canınla ortaya koydun.
Şimdi Allah’a inanan vatan sevdalıları için Çanakkale Maçka’dır, Maçka Çanakkale’dir.
Yusuf’un kokusu yayılıyor kanlı gömleğinden.
Şimdi şanlı bayrağımda senin de aziz kanın dalgalanmakta...
Hainlere söylemek isterim ki bu ülkede vatan uğruna canlarını feda eden Erenler tükenmez.
Erenler’in biri ölür, bini doğar.
Ey yurdu için canından vazgeçen kutlu şehit; Peygamberimize komşu olursun inşallah!....
Şehadetin mübarek olsun aslan parçası, yiğit çocuk!...
Ey hainler, hıyanet maşaları; nasıl kıydınız henüz hayatının baharındaki bu körpe kuzuya? Sizde hiç mi vicdan yok? Siz Onbeşlilerin Çanakkale’de kaldığını mı sandınız?
15 yaşında bir delikanlıyı sevdiklerinden ayıran teröre ve terör yandaşlarına lanet olsun.
Malumdur ki kahramanlar vurulunca değil, unutulunca ölür. Onun içindir ki Eren’in adı Trabzon’da ve tüm Türkiye’de yaşatılmalıdır.
Bu bağlamda yeni yapılmakta olan Zigana Tüneline "Eren Bülbül Tüneli" adı yakışır.
Haşiye: "Bu dünya ona dardı/O vatanına yârdi/Eren uçmağa vardı"