7
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1348
Okunma
Yaşadıklarımdan öğrendiğim pek çok olumlu ve olumsuz şey oldu. Hatta çok çirkin şeyleri de görüp öğrenmek zorunda kaldım. Pek çok insan tanıdım. Mesleğimin istem dışı bana kazandırdığı insan(!) mezarlığı özel hayatımda en yakınıma kadar dahil ettiklerimi de sayarsak koca bir dağ ediyor.
İşte yaşadıklarımdan öğrendiğim şeylerden biri de ne yazık ki küfür ve hakaret ile hakaret eden insanlar üzerinde kişi analizi yapabilmektir. Günlük yaşamımızda sıradanlaşan küfür ve hakaret pek tabi ki kullandığımız iletişim araçlarına da sızacaktır.
Bir yazı yazarsınız bazı yerlerinde küfürlü içerik kullanırsınız yazı içindeki karakteri oturtmak için. Küfürlü içerik var diye bir yazıya veya şiire kötü diyemezsiniz. Nasıl yazıldığına, edebi bir değer taşıyıp taşımadığına bakarsınız. Koca bir eseri içinde birkaç küfürlü içerik var diye çöpe atamazsınız.
Yazdığımız şeylerde küfürlü içerik kullanmak değil de ne amaçla bunu yaptığımız bizi diğerlerinden ayırmaya başlar. Hiç tanımadığınız bir insana sadece kızdığınız için ailesine, soyuna sopuna ve hatta namusuna dil uzatacak kadar aşağılık cümleler kurabilmek sizi asla zeki göstermez. Ömrü boyunca üç beş kitap okumuş biri bir kütüphane dolusu kitap okuduğunuz halde size ‘’cahil’’ diyerek hakaret edebilir. Buna kim engel olabilir ki? Bu hakaret sizi cahil yaptı mı?
Hiç okula gitmemiş, cahil, sıradan ve hatta oldukça düşük zekaya sahip bir insanda küfürlü konuşabilir. Küfür edebiliyor olmak, ağız dolusu çirkinleşmek kimseyi daha üstün yapmaz. Ancak acz içinde olan insanlar bu ruhsal açlıklarını küfür ederek gidermeye çalışırlar. Acizliğin dışa vurumunu bu insanların yüzlerinde, mimiklerinde, yazarken kullandıkları kelimelerin içinde görebilirsiniz.
Kendimden hiç çekinmeden örnek verebilirim. Ben bir zamanlar eşinden şiddet görmüş kadınlardan sadece biriyim. Eski eşim darp sırasında küfür etmeyi de pek severdi. Ruhsal olarak ezik, çaresiz, aciz bir varlık olduğuna kendini inandırmıştı. Beni aşağılayıp darp etmenin ona keyif verme sebebi bu yoksunluğunu gidermekten başka bir şey değildi. Bu yolla kendini avutuyordu.
Eski eşimin bana şiddet uygulaması veya küfür etmesi beni eksiltmedi. Çoğaldım… Şu anda karşıma çıkabilecek tüm ahlaksızlıklarla tek başıma baş edebiliyor olmamın sebebi yaşadıklarımdan güçlenerek yeniden doğmamdan geçiyor. Ben şimdi çok iyi bir durumdayım. Ancak onun ruhundaki açlık hala dinmedi. Şu anda bile bu yazdıklarımı okuma ihtimali olmadığını biliyorken dahi hakkında tek kelime küfür etmeyeceğim. Bu beni ondan daha farklı yapmaz. Tiksindiğim bir yaratığın suretine beni kimse büründüremez.
Küfür ve hakaret bazen oldukça eğlenceli olabilir. İşte zeka burada kendini gösterir. Mesele güldürü ustalarının yaptıkları iyi işçilik dediğimiz zeka ürünü eserlerine gülmeyen yoktur. Yıllar geçse bile tebessüm ederek yeniden yeniden izleriz. Bazen çirkin bir olayın canlandırması yapılırken küfürlü içerik kullanılır. Bunu yazan ya da söyleyen öyle cümleler kurar ki o zekaya hayran kalırız. Bu başka bir şeydir.
Birde içinde hiçbir yaratıcılık olmayan mahalle arasında bile çok rahatlıkla duyabileceğiniz ağıza alınmayacak iğrençlikte sözler ve eserler(!) vardır. Hedefi ve yapmak istediği şey bellidir. Öfkesini dindirmek için kaybettiğini sandığı (ya da belki de hiç yoktu) öz saygısını bu yolla geri kazanmaya çalışır. Arızi ve marazi açıklarını bu yolla kapatmaya çalıştığını görmek bu insanlara acıma duygusu ile bakmama neden oluyor. Sağaltım yolunu kendi başına aramaya girişmiş ve başarısızlığı ile hepten dibe vurmuş bu zavallı insanlara ayni ile karşılık vermek onları bulundukları çukura daha çok iter.
Burada da defalarca söylemişimdir en sevmediğim insan modeli kendi çukurunu kapatmak için bir diğerinin etinden budundan nemalanmaya çalışan yamyam kişiliklerdir. Bir başkasına hakaret ve küfür etmek bu tip kişilerin bir çeşit zihinsel ereksiyon ve sonucunda bitap bir tatminsizlik yaşamasına neden olur. Ruhen istediğini alamayan bu kişiler daha çok kişiye ve daha ağır sözlerle saldırırlar. Sizden daha güçlü, akıllı, saygın… vs. vs. görünmeye çalışmaya çabalar dururlar. Bir nebze zekâları var ise ve iki kelam laf edecek kitap okumuş iseler bunu insanlara bir şeyler vermek ya da yol göstermek amacı ile değil diğerlerine tepeden bakmak amacı ile kullanırlar. Ne kişilikleri ne de beyinleri dolamaz. Bir elekten farkları yoktur. Hiçbir kazanımı avuçlarında tutamazlar. Bu tatminsizlik onları kendi çukurlarına çok daha fazla gömer.
Küfür ve hakaret zaman zaman karıştırılır. Sana şöyle yaparım, böyle şey ederim gibi eylemsel içerikler küfürdür. Oysa sen şusun busun demek sadece hakarettir. Küfür içerikli sözler tehditkârdır. Bir kötülüğü yapmasa bile yapacağını söylemiş olur. Eylem gerçekleşmediği sürece karşıdakini etkileyen bir durum yoktur. Hakaret ise sadece nitelemek için kullanılan bir araya geldiğinde bile bir anlam ifade etmeyen boş sözler yığınıdır. Asla hakarete maruz kalan taraf üzerinden fiziksel bir etkisi yoktur. Duygusal anlamda yıpratıcı olabilir ama emin olun ki geçicidir.
Yine de bu tarzı seçip yoluna devam edenlere müjdelerimizde olacaktır. Homo sapiens konuşmaya başlamak için çok uzun süre beklemiştir. Onca zaman içinde elbette ki yol kat ettiniz. En azından konuşabiliyorsunuz. Eminim ki atalarınız gibi evirilmeye devam edeceksiniz. Müsterih olunuz ve üzülmeyiniz.
İtiraf etmeliyim ki yazdığım yazının içeriğinde anlayana hiç de azımsanmayacak hakaretler var. Dikkat ediniz ki tek kelime belden aşağı darbe indirmedim. Bunca sözü söyleyebiliyorsam küfür neden edemeyeyim ki. Demek ki neymiş efendim yazıp çizmekle uğraşan insanların bir farkı olmalıymış. Kalite asla tesadüf değildir.
Bazı olaylar insanların çırılçıplak karşımızda kalmalarını sağlar. Ortaya çıkan öfke sonucu ne yaptıkları ile bize gerçek olanı gösterirler. Mesela düne kadar sevgilim yada eşim dediğin insana bir ayrılık yaşadıktan kısa bir süre sonra hakaret edebiliyorsan (fahişenin tekiydi gibi) hiçbir ilkeye sahip değilsin demektir. Bunu fark ettiğinde üzülebiliyorsan en azından umut var demektir.
Cinsel içerikli, mesnetsiz, boş savurularınızı alınız ve kendi öz saygınıza yamayınız. Cinsellik temel bir ihtiyaçtır. Erkeklerin arzı üzerine bir mesleğe dönüşmüş hatta devlet eliyle kurumsallaşmış bir kavram haline getirilmiş hayat kadınlığı işi üzerinden edilen küfür ve hakaretler artık bayatladı arkadaşlar.
Kim kimin üzerinden geçmiş, kim kiminle sevişmiş bunları diline dolayınca eline ne geçiyor ki .Bak avucuna bak … Şu hayatta ya eksi ol yada artı .. bunca nötr olunca etkisizleşiyorsun dostum.
Bir kadın ve bir erkeğin karşılıklı olarak sağlıklı bir şekilde yaşadıkları bir deneyimi kadına hakaret malzemesi haline dönüştürüp servis etmek kusura bakmayın ama siz beylerin eseri. En çok da yine bu yolla birbirinizi yaralamaya çalışıyorsunuz. Seni karını kızını şöyle yaparım böyle ederim.. Senin anan şu.. bla bla … İronik….
Belki taraflı sözcüklerde kullanmış olabilirim ama şöyle bir düşünecek olursak taciz, tecavüz, ensest, çocuk istismarı…. Bunların hepsini erkekler yapıyor. Sayenizde hep beraber kirleniyoruz… Bizi de siz yetiştiriyorsunuz diyeceksiniz de ehhh kısmen haklısınız o zaman. Ancak bir insanın yapılanması için tek başına anne ne kadar etkili bir düşünün bakalım. Hele ki bizim ki gibi erkek egemen toplumlarda sözünün ne kadar değeri var ki etkisi olsun…
Neyse efendim yine çok uzattık. Son olarak demek istiyorum ki ağzınızdan çıkan söz, yapıp ettikleriniz, yaşam şekliniz, okuduklarınız ve okuduklarınızdan anladıklarınız, anladıklarınızdan sakladıklarınız ölçüsünde değerlisiniz. Beni boş verin…. Lütfen kendinizi içine düştüğünüz çukurdan kurtarın…
Sevgilerimle…
Deniz…