Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

O İLK KAPI...

Yorum

O İLK KAPI...

11

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

1734

Okunma

Okuduğunuz yazı 20.5.2017 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
O İLK KAPI...

O İLK KAPI...

Pek çok konuda yüreğime ışık olan çok değerli büyüğüme ithaf en…

İyi ki varsınız güzel insan.

Sebeplerin geçersiz olduğu gerçeğinin İlahi tecellisi. Neyin neyden ibaret olduğundan ziyade ne ile sınandığımızın bazen külfet gözüküp aslında sahip olduklarımızın da kıymetini bilmek iken en büyük kazanım.

Zaman sırıtırken, şeytan ahkâm keserken kim ise sırtı dönük belli ki maruzatı haylice yüklü bir ikram yine kendimizce bir yol tutturduğumuz ve sığındığımız Huda’nın derinlemesine görkemin ışığı yine bilip bilmeden bizler dünya denen pazarda gövde gösterisinde bulunurken…

O ilk kapı…

Babu-l ebvab(kapıların kapısı): Rabb’in katına yaklaşma mertebelerine girdiği ilk kapı. Bu kapı tövbedir. (A. Kaşani, Tasavvuf sözlüğü)

Kapıların tokat gibi kapandığı üstelik insanlık makamında bizler Allah rızası için yaşayıp üstüne üstük sorgulama hakkımız bulunmazken ve gelip, ince bir nida kisvesinde ansızın şakıyan o bakir kuş üstelik görünmezin tecelli ettiği bir de huzur ise kenetlendiğimiz.

Zaman aşımına uğrayan bir süreçten ibaret insanoğlu: Bir derya addedilen lakin an gelip tıkandığımız hatta yoksunluğunu kabullendiğimiz seyri yine bilindik bir tını nakşeden: İnsan gibi sevgi gibi ve muhtaç olduğumuz bir o kadar mağdur kılındığımız.

Ve an gelip de… tövbenin alametine vakıf olduğumuz üstelik nedir, diye sorup da baş koymuşsak ve o sorulara ikram edilesi eşsiz bir şerbet yine ‘’nedamet(pişmanlık hissi) diye cevap vermişti Hz. Peygamber.

Zan altındayız zaman zaman.

Kan damlayan yüreğin sükûta en ihtiyaç duyduğu tek kelamı da içselleştirip son sürat koştuğu: kâh ıssızlığın kisvesi kâh yalanların üstüne düşen gölgesi…

Aşkı rahmet bilen bir ümmetiz ve insanları yüce Yaradan’dan dolayı özümseyip seven, yüreğe yerleşik bir seyir iken yine sevginin haiz olduğu o farkındalık…

Kinayeler bazen.

Suskunluk yüklü iken evren.

Son durak demenin cehaleti mi yoksa bir an evvel terk etmek beşeri kimliği ve sunmak varlığı bir an evvel o ruhani boyutta sadece ruhumuzla ve gönlümüzle istirahat çekileceğimiz son bilip de başlayacağımız ebedi bir yolculuk…

Peygamber Efendimizin hadislerinde hâsıl olan yine pişmanlığın tövbe olduğu gerçeği üstelik sevginin katlanarak çoğaldığı gerçeğinin de izdüşümü eğer ki bizler tereddütsüz sevip yerleşik bir kavram olarak kabul ediyorsak sevgiyi hele ki sunumu yine sonsuzluğun rahmetine baş koymak iken başı olmayan bir hikâye tasarlayıp sona meyyal bir yolculuğu da kutsanmış olmanın bilinciyle anbean huzuru gölgeleyen tüm dış etmenlerden bir o kadar uzak kıldığımız ve kılındığımız gerçeğine kayıtsız şartsız bağlı isek.

Belki de bu yüzden kayıtsızlığımız.

Belki’lerden uzak bir yolculuğa çıkma isteği adeta; asla geri çevrilmeyeceğimizin bilinci ile kulluğumuza ve vazifelerimize vakıf.

Şartların bazen sunum bazen kazanım bazense kayıp olduğu sanrıları ile iç içe ve bizler şaşkın bir şekilde serptiğimiz umut zerrelerine sahip çıkamamanın verdiği acı ile döküm döküm döküldüğümüz günlük ve dünyevi kıstaslar.

Bir sancıdan bir gerçeğin doğumuna uzanıp ya da bir sanrıdan yola çıkıp tahayyül ettiklerimize de sahip çıkma isteği.

Körelen ne ise ama sunarken çekindiğimiz belki ötelendiğimiz belki örselendiğimiz belki susmalara dair bir yoksunluk belki de gereksiz bir cümle israfı iken bizler hala hak ve adalet peşinde yapışmışken insanların yakasına oysaki mutluluğun iki yakası bir araya gelmezken…

Peki, nedir mutluluk?

İhbar edildiğimiz bir boyutsuzluk mu yoksa cefası mı dünya denen âlemin?

Aşkın inkârı mı yine beşeri yolculuğun müdavimi iken ve her nasılsa yanlış anlamlar yüklenen benliğimiz mi?

Benlik nedir peki?

Bir maruzat mı insan olmanın kayıtsızlığı ile kayda aldığımız bir ses bandı belki de üstelik aralıksız dokunduğumuz havanın moleküllerinde zerrelere bölünme ihtimalimiz mi?

Konduramadığımız bir sıfat mı?

Ya da konuşlu olduğumuz o kozanın bir gün yok olma tehlikesi mi?

Bizler ki vasıfsız…

Bizler ki inkârsız…

Bizler ki yolsuz ya da yoldan çıkmış…

Bizler ki dünyaya ve insanlara küsmüş…

Bizler ki; üremeyi marifet bilip türemediğimizin de bilincinden uzak sadece ihtiras yüklü beklentilerine sahip çıkmanın verdiği o kendini beğenmişlik ile sapkın bir rota tutturmuş…

Kanıksadıklarımız ya da dile gelmesi mümkün olmayan ama her nasılsa sığındığımız bir dost omzu: evet, sadece bir dosta yönelip bir de paylaşıyorsak derdimizi, mutluluğumuzu ve bilumum duyguyu…

Bizler ki körelmiş; bizler ki yanılmış ama yanıldığımızdan bihaber ve iştirak eden onca iyi niyeti görmezden gelmenin elbette vardı bir hikmeti deyip bu kez suskunluğu mesken edinmişken…

Ve tövbe ettiğimiz…

‘’Ki her makamın aslı, her anahtarın üzerine ikame olduğu şey ve her halin anahtarıdır. Tövbe makamların ilkidir. O üzerine bina yapılan zemin gibidir. Hele ki sebepleri de ikiye ayrılır. İlki senin üzerindeki gücü sebebiyle Allah’tan korkman demek olan inabedir. İkincisi ise sana yakın olmasından dolayı O’ndan utanman demek olan istihyadır. Ve denilir ki tövbe Allah Teâlâ’nın dışındaki her şeyden dönmek demektir.’’(İbnü’l Arabî.)

Huzurun asılı kaldığı gök kubbeden seslenen iç sesim ve yine huzurun kutsandığının bilincinde ben yalın ayak koşarken satırlarda.

Aşkı da sevgiyi de merhameti de Hak yolunda bir mertebe olarak kat eden bizler ki çoğu yanlışın dönülmez ufkunda bir katre dahi sahip değilken gerçeklere ve nasıl da sırtımızı dönmüşken birbirimize…

Görünen köy misali olsa da insan; ya da bangır bangır bağırsa da aralıksız bir de düşmüşken arayışa üstelik telaşının da görmezden gelmenin mümkün olmadığı… hangi hakla zan altında bırakırız ki mazlumu ve hangi gerekçe ile sıvışırız da başımızın göğe ereceği beklentisiyle vicdanımızı da uyutup unuturuz?

Sevginin meşalesi tüm imgeler ve aşkın rahlesi iken yürek üstelik tecelli eden maneviyata da doyamazken bırakınız da her birimiz nemalanalım birbirimizden üstelik ne çıkar azıcık haddini aşsa insan hele ki gerçekleri körelten teselli babında iken yalancıların mumunu yatsıya kadar yandığı… bir tebessüm veren gök kubbede ne ise gördüğümüze kani ve kim ise tüm gerçeklere vakıf… hadi uzatın ellerinizi en azından geri çevirmeyin belki de az sonra kopacak kıyamet sadece zikridir müminin hele ki sevmeyi çok gören bir tutukluk iken şaşkının dili de yüreği de üstelik karanlıktan aydınlığa çıkmak değil mi bizlerin asli vazifesi en azından hor ve çok görmemek bir de tutuşan nidaların peşrevine takılı iken yürek…



Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
O ilk kapı... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz O ilk kapı... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
O İLK KAPI... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
zaralıeren
zaralıeren, @zaralieren
21.5.2017 23:55:43
anlamlı ve akıcıydı ilgiyle okudum emeğine sağlık tebrik ediyorum saygımla
Halit Kesler
Halit Kesler, @halitkesler
21.5.2017 19:57:13
Değerli hocam Gülüm Çamlısoy tebrik eder inşallah o tövbe kapısından hep beraber geçmek nasip olur.
Okunası güzel bu yazının güne gelmesi kadar tabii ne olabilirdi kutluyorum hocam.

Saygılarımla.
levent taner
levent taner, @leventtaner
21.5.2017 18:44:24
Yine sayfanın duygulu, naif, zarif hanımefendisiyle beraberiz

Yazı manevi duyguların gergefinde örülmüş

Aşk, sevgi, benlik, ölüm, ölümsüzlük, yaradan

Neler yok ki galeride

Sayfadan daha önce gönüllerde yerini aldığı kuşkusuz olan yazınızı ve beraberinde güne gelen yüreği, emeği, kalemi, kelamı kutlarım

Saygı ve selamlarımla...
Semiray Sezgin
Semiray Sezgin, @semiray-sezgin
21.5.2017 18:22:48
Kalbimi ısıttı her bir kelimesi gönlümü yıkadı her bir cümlesi.Mutlulukla ve sevgiyle dudaklarimdan düşen gulumsemelerle okudum.Derya deniz gönlüne sağlık.kim dokunmuş ise kalbine iyi ki dokunmuş.Kim sana yoldaslik etmiş ise iyi ki etmiş. Kutluyorum seni ve yazını yorumlayıp güne kazandıran kişileri...Su gibi duru ve berrakti.Gönlüne selam

Semiray Emre tarafından 5/23/2017 6:57:13 PM zamanında düzenlenmiştir.

Semiray Emre tarafından 5/23/2017 6:59:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gamzelimm
Gamzelimm, @gamzelimm
21.5.2017 13:05:11
Bu tür konulu yazı ve şiirleri çok severek okuyorum,bana her zaman huzur veriyor çünkü.Siz değerli kaleminizle öyle akıcı ve güzel yazmışsınız ki hayran olmamak mümkün değil.Günün seçkisini alnının teriyle hak etmiş bir yazı tebrik ederim.
Sınandığımız ve son durak diye adlandırdığımız ölümün aslında ebedi hayata açılan bir kapı olduğu bu hayal dünyasında sevmek ve kırmamak adına olmalı yaşantılarımız.Çünkü Allah'ın rızasını alabilmek asıl önemli olan.

Bazen böyle güzel kalemlerin yazılarına çok geç kalıyorum.Sizin diğer yazılarınızı da okuyacağım yakın bir zamanda.

Güzel paylaşımlarınızın devamı dileklerimle sevgilerimi bırakıyorum
ABDULKERİM KAYA
ABDULKERİM KAYA, @abdulkerimkaya
21.5.2017 12:02:45
çok güzeldi,çok Beğendim kutluyorum bu güzel eserinden dolayı Allah
Razı olsun,Dualarımla,selamlarımla.
Saynur Baysal Öztürk
Saynur Baysal Öztürk, @saynur-baysal-ozturk
21.5.2017 04:45:38
Tebrik ve teşekkür ederim.
Selam ile.
İpekyildiz
İpekyildiz, @ipekyildiz
21.5.2017 02:36:46
Aşina olduğumuz manzaraya doğru yürümek, kalbimizin derinliklerini açan ve mutluluğa döndüren gerçek değil ne yazık ki. Oysa gideceğimiz ilk yeri kaybetmedik, ikincisini ise yaptıklarımızla belirleyeceğiz. Bu kapsamda kaç adımımız kaldığını bilmediğimiz bu geçici dünya'da daha hoş görülü olmak zorundayız sanırım...

Keyifli idi okumak, huzur verdi.

Yüreğinize, emeğinize sağlık Gülüm Hanım; ayrıca da tebrikler :)))


Sevgilerimle

Etkili Yorum
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
21.5.2017 02:24:09
Çok beğendim. İnşallah çok uzak olmayan bir zamanda kitabınızı okumayı çok isterim. Psikoloji ağırlıklı kişisel gelişim kitapları, psikolojik romanlar ya da denemelerinizden derlenmiş bir eser...Yürek sesiniz hiç susmasın. Şelaleden dökülen suların çağıltısı gibi gümrah ve bereketli olsun kelimeleriniz. Sevgilerimle. Kutluyorum. Ya da kutluyorum sevgilerimle.
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
21.5.2017 00:12:56
Değerli Seçki Kuruluna ve tüm kalem/gönül dostlarıma en içten teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum.
Sevgilerimle...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL