Aşk bir sanattır, aşık da sanatçı… Herkes nasıl sanatçı alamazsa, aşık da olamaz.
Aşk sebat ister. süreklidir, zamanla sınırlandırılamaz, .zaman olarak bir başlangıcı olsa da bitiş verilemez.
Aşk emektir: onun başlaması, hareketti de ardından getirir, çaba ister, durgunluğa tahammülü yoktur.
Aşk şekle değil öze olan tutkudur. Şekiller değişse de aşk bakidir.
Aşk aranılarak bulunmaz. Kaza gibidir, ne zaman karşınıza çıkacağını bilemez tedbirini de alamazsınız. Eğer illa da bulacağım, dersiniz aşk o zaman bir beladır, ağrımadık başa çaput dolamaktır.
Aşk ticaret de değildir. Aşkın özünde ”al gülüm, ver gülüm” anlayışı yoktur. Bir başka ifade ile, o seni sevmese de senin onu sevmeye devam edebilmendir.
Belki de aşk topyekun mantıksızlıktır.
Aşk bir gereklilik de değildir. Hep yanlış bir anlayış ve bakışın etkisinde kıvranır durur, aşkı bulamayışımızın ıstırabı ile kıvranırız. Bulduğumuzu zannettiğimizde bile onun yokluğunu çekeriz.
Aşka çok benzeyen öyle hislerimiz ve dürtülerimiz vardır ki, eğer iyi tanımlamazsak sonuçta öyle büyük hayal kırıklıklarına kapılırız ki, dünya başımıza yıkılır. Yanlış teşhisle aşk olmayana aşk diyenler, onun evlilikle bittiğini bile söylerler. Bilmezler ki aşkın sonu yoktur.
Herkes aşık olamaz. Nasıl ki herkes şiir yazamazsa, herkes şarkı söyleyemezse, herkes aşık da olamaz.