9
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1696
Okunma
Dumanlı bir sabahın uzaklı gözleri pencerede.. Radyoda Mümin Sarıkaya "ben yoruldum hayat"
O tını ardından akan gözyaşlarımdan ve kâlbimden özür dileyerek..
....
Bazen küçük küçük çakıl taşları batar
kâlbin derinliklerine.
Ne olduğunu şaşırıp yine ne günâh işledim diye duâlarını gözden geçirir insan ama yanlış yoktur. Yan etkiler vardır...
Yine susar insan! bilir ki kâr etmeyecek ne yazılan ne okunan. Karalanıp buruşturulup geçilecek bunca kırgınlık ve küskünlük..
Bir tutam huzuru çok görenler hem kendi ışıklarını söndürecekler o taş kalplerindeki hem de diğer tarafın.
ki
istedikleri olmayınca karşısındakini bozuk sananlar insanlığın adını karalayanlar olarak yazılacak tarihine mağdur kalplerin.
Kötülükten içlerindeki iyilik filizlerini kurutanlar
çamur atanlar
çiçek koparanlar vakitsiz, duyguları dahası da insanlığı ezerek bu dünya da yol alanlar
ve
... lar..lar.. aslında dahası da var! Ama onlara fazla laf zayi etmeyip sadece birkaç dize’m var gayrısı bana kalsın
ve unutmasınlar şâirin Yüce’l dizelerini!
"Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın"
keza bundan ötesi ahiret ve hesap.
Ben sustum! herşeye ve herkese konuşmasam birşey kaybetmeyeceğim ama konuşunca mecali tükenecek cılız nefesimin.
O yüzden
sadece papatyaları seviyorum ve kelebekleri hayatın penceresinden. Bunlar geçecek diyorum bitecek eziyetler savaşlar vs.. vs...
Ruhumu kahve kokusuna bıraktım, artık kendi dertlerimin kraliçesiyim tahtım seviyor beni alımlı bir ezgiyi mütemâdiyyen mırıldanırken dilim... " ömür bir nefes derinden "
ki kral bir radyo mutfak rafımda kahve masada aklım Allah ile..
Gözyaşlarım yanaklarımın yoldaşı yine gülümsüyor annem orkidemden bana...
"ömür bir nefes derinden"
Şimdi herkes kendi hayatının şiirine final olsun, şimdi herkes Allahına ve şeytanına emanet olsun..
9Şubat2017/ Z. Nâr