SÖZÜM YANDI.. (HALEPLİ YASİR) Kalemim harflere küstü sanırım.Nereden nasıl başlanır anlatmaya terör ve savaş illetini.Kim söyleyebilir ki bana kırk günlük yasir bebeğin eceli gelipte bir kurşunla öldüğünü.Neden doğdu ki zaten karanlığın kan gölünün içine.. Yasir konuşabilseydi savaşın çocuğuyum ben ,dünyanın herhangi bir yerinde ölüm benim oyunum dermiydi,Beşikte ben annemin ninnilerini beklerken bomba ve kurşun sesleri uyutur beni hem de bir daha uyanmamak üzere, son duyduğum ses olur dermiydi.. Belki haykırırdı konuşabilse ve derdi ki Hayır ölmek istemiyorum ben çok küçüğüm .. Yasir Suriye de bir bebek binlercesinden sadece biri, annesinin son beşiği ,babasının nuru ,altı kardeşten sonuncusu Beş kızın ardından gelen yasir .Halep şehrinde Türkmen mahallelerinin birinde höllükte oturuyordular ve fırsat verilseydi orada büyüyecek , anne diyecek ,yürüyecek, okula gidecek ,annesının gururu ,babasının onuru olacaktı… Babası halep çarşısında kumaş satıp rızkını kazanırdı annesi ise yaşları birbirine yakın beş kız ve yeni gözünü dünyaya açmış yasire bakardı.Ablalarından ikisi evde şal bocuklayıp babalarına yardım ederlerdi. Öyle kendi hallerinde büyüyüp hayatlarını sürdürürlerdi.. Ama Yasir büyüyemedi yasir ve yasir gibi niceleri hep aynı yaşta kaldılar…ve anlamadığı sebebini bilmediği bir sonu yaşadı..hem de suçsuzca. Şimdi evleri yıkık mahallelerinden eser yok,dükkanları tarihi o halep çarşısı havan bombalarıyla yıkılmış halde…ve bu aileden artık kimse yaşamıyor.. Oysa büyüyecekti okula gidecekti .Gözleri anası kadar kara huyu babası kadar mert olacaktı kimbilir…Ablalarının öpüp kıyamadığı sarıp doyamadığı yasir e babalarının öpmeye doyamadığı baş tacı kızlara altı evlat anası Munise ye nasıl kıydın adına savaş denen azrail… Yasir ve ablaları savaşın çocukları için size halepte adlı şiirimle seslenmek istiyorum belki biraz olsun hüzün dolu yüreğimin sesi olur .. HALEPTE Duy! Halepte sokak sokak kıyım var. Kırk günlük bebeğe yapılan bu zâr. Nasıl dayanılır can bedene dar. Halepte boyanır kan’a insanlık.. Baba evlat taşır kucakta ölü Bitmiyor ki şehir sanki kan gölü, Gencecik kızlara gavurun dölü , Halepte boyanır kan’a insanlık.. Ateşten libaslar içinde kızlar, Görsen sen halebi için de sızlar Cennete kanlarla ayaktan izler Halepte boyanır kan’a insanlık.. Halepte ki kimler hüküm sürdüler. Yahudi Hristiyan ikisi ürdüler. Avrupa kahpesi içten güldüler. Halepte boyanır kan’a insanlık.. Camileri dolar sabah ezanla, İşimiz yok bizim azıp azanla ABD kan içer doymaz kazanla, Halepte boyanır kan’a insanlık.. Halep ortasında bir kule taştan Günlerdir çol çocuk doymaz ki aştan Yaz tarih halebi yeniden baştan Halepte boyanır kan’a insanlık.. Gücüm yetmez mi ki ? halebe varsam. Bir kurşun önünde can siper dursam. Duamı feryada canıma karsam. Halepte boyanır kan’a insanlık.. . Şiir yürek der ki aklım ermiyor. Zalimlerin zulmü neden bitmiyor. Bu petrol davası kana doymuyor. Halepte boyanır kan’a insanlık... Sevda Doğan Karakaş SAVAŞIN KIZI MİNEL (FİLİSTİN) Bir bayram sabahı vurulduk yaşamıyoruz artık! Henüz 15 yaşındaydım ve nefesim yetseydi sunları söylerdim size ve dünya ya.. Savaşın kızıyım Biz bu bayramda vurulduk Kocaman bombalar düştü üzerimize Ben on beş kardeşim sekiz yaşında Ben görmedim annem çok ağlamış biz ölünce İkimizinde küçücüktü elleri vardıbulamadılar Yoksa bırakırlarda bir kabirimiz olurdu.. Biz bu bayramda vurulduk Küçüçük bir kurşun değdi yüreğimize Meğer ölmek ne kadar da kolay bir şeymiş Amerikalı askerler gösterdi hepimize Yinede bir sevinç var içimizde Biz öleceğiz ve DAHA GÜZEL OLACAK DÜNYA !! Yoksa siz duyarsız müslümanlar dönermiydiniz sırtınızı bizlere Biz bu bayram öldürüldük Yanlışlıkla bir tankın paletleri üzerimizden geçti Mutlaka seyretmişsinizdir topraga karışan kanlı bedenlerimizi Belki haber bültenlerinde görmüşünüzdür Ben koşuyordum kardeşimin ayağı takıldı düştü Onu kaldırmak istemiştim yerden Gözleri yok ki tankların yoksa öldürürlermiydi bizleri.. Yok o kadar da cani olamazlar değil mi.. Biz bu bayramda bomba ve kurşun yedik Öyle can verdi bedenlerimiz Gıyabımızda cenaze namazlarımızı kılsaydınız isterdik Yaşarken zaten yanımızda değildiniz Ama genede mutluyduk biz.. Biz bu bayramda evlerimizde değildik.. Bir ev yıkıldığında mezara benzermiş Yaralıları öldürmek hiç de öyle zor değilmiş O bildiğiniz tanklar varya bir camiyi yerle bir edebilirmiş Hepsini gördük keşke sizde görebilseydiniz.. Biz bu bayramda annemizin elinden öpemedik Siz genede hoşgörüyle bakın herşeye Kültürler arası diyaloglar kurun Aman ha sakın medeniyetler çatışmasın Rahatlıkla yiyin ekmeğinizi Biz birazdan öleceğiz.. Üç günlük dünyada bir de aç kalacak değilsiniz ya Biz bu bayram babamızın elinden tutamadık Ezanıda duymadık hiçbirirmiz Şimdi bir ezan olup dolaşmak vardı uykularınız üzerinde Ama genede ulaşmadı size sesimiz Çünkü bütün minareleri yıktılar. Bir de müezzinler çağıyorken sizi Rock müzikle dans ediyordu Amerikan askerleri İşte bir minare daha hadi yok edelim Siz bayram ederken biz sonsuz bir uykuda Bombaların sesini dinledik. Ruhumuz sesizce göğe yükselirken Bir o kadar sessizdi bedenlerimiz…. Biz bu bayram liderlerin kınadığı operasyonların isimsiz kurbanları Ve her zaman ki gibi islam aleminin saygıyla andığı ŞEHİTLERDİK biz.. Biz bu bayramda namert bir pusuya düşürülmüştük Evde bekleyenimiz kalmamıştı ve ümidi kesmiştik kardeşlerimizden… Hayatla ölüm arasındaki ince çizgide Hayal oldu zayıf bedenlerimiz Şimdi bir bayram daha yaklaşıyor Allaha adadığınız kurban niyetine binlerce kurban olduk Erken gelen bir ölümle hepimiz…. Biz bu bayramda kalbimizden vurulduk Ruhlarınızı kaplayan gittikçe dünya ya yayılan Büyük bir utancın karanlığında elveda dedik hayata Siz mutlu olun yeter ki Ellerinize aldığınız üç beş pankartla Ve yalnızca utançla dönen bunca dolaba Ve denge hesaplarına nasıl dur diyebilirsiniz ki Ne yapabilir hayalet öfke operasyonlarının Vahşete omuz veren hayaletleri.. Yalnızlığımız ve çaresizliğiniz bizim yanlızlığımızla birlikte kaybolacak Şimdi üzülmeyin hayalet öfkeye hayali insanlara Hepiniz üzüldünüz elbette halimize Ve kederlenip yaktınız bir Amerikan sigarasını Derin derin içinize çektiğiniz dumanında kayboldu yüzlerimiz… Aslında siz bizi hiç görmemiştiniz!! Size kendi hikayemi kendim anlattım işte..Hadi durdurun artık savaş denen bu zalim kanlı oyunu… BİR BAYRAK AŞKI Ömer Niğdenin bir köyünde çifçi bir anne bababnın üç çocuktan sonuncusu olarak doğdu.ilk okulu köylerindeki okulda okurken boş kalan vakitlerde babasına yardım eder peygamberlik mesleği çobanlık yapardı. Orta okul çağı geldiğinde köyün 25 km uzağındaki ortaokula sabah akşam yürür yorulsada okuma aşkını köreltmezdi zira babacığının şu sözlerini hep yüreğinde taşıdı. Babası hep şerefinle doğdun şerefinle yaşa şerefinle öl oğulderdi. Orta okuldan sonar Niğde Endüstri Meslek lisesi makine bölümüne başladı ve başarı ile bitirdi.Artık bir meslegi de vardı ömerin elinde.Fakat onun gözü hep asker olmaktaydı. Yıl 1993ü gösterirken askerlik zamanı da gelmişti .O gün giydiği üniformayı hiç çıkarmak istemedi ömer.. Askerliğini bitirdikten sonar uzman çavuş olarak orduya katıldı.İstediği mesleği yapıyor ve başarılı bir askerdi artık. Evlenme çağı gelmişti genç ömer artık 24 yaşındaydı hayatını meryem adlı güzelce bir kızla birleştirip bir kız bir erkek iki güzel evladı dünya ya gelmşti ve mutluydu…İyi bir eş iyi bir baba olmuştu ömer.. Çalıştığı iş arkadaşları arasında da sevecen sevilen biri ve arkadaşları ondan bahsederken söyle derlerdi..Gözü kara, mert, az uyuyan tam bir görev adamıydı..Memleket aşığıyldı köyünü çok severdi baba ocağı köyüne hep bi rev hayali vardı. Artık askerlik hayatının 20.yılı bitmişti Emekli olmasına az bir zaman kala hayalini kurduğu evin temelini attırmış ve tüm şehitler için aynı gün bahçesine bir fidan dikmişti. Bunun üzerinden on gün geçmişti ki günlerden Cuma ayın 15 i ve aylardan Temmuz idi…Etten kemikten Ömer o gece ölümsüzleşmişti hem de 30 kurşunla ve 42 yaşında… Evet tahmin ettiğiniz gibi aslan parçası mert adam ÖMER HALİSDEMİR i anlatmaya çalıştım sözüm yetmesede..Ruhu şad olsun o ve tüm şehitlerimizin mekanları nur olsun… Rabbim o kara geceyi ve benzerini biz eve çocuklarımıza yaşatmasın dileğinde bulunurken YURTSEVERLER AĞLADI adlı şiirimle sözlerime son veriyorum…Terörün ve savaşın her türlüsüne hayır hayır!!! Yurtseverler Ağladı Bağrımda susmaz türküm bana sazlar ağladı Dile gelmez iç yakar bana sözler ağladı El açıp gök kubbeye bana gözler ağladı Virane bir yürekle yurtseverler ağladı.. Çok vakit ki dokudum sabır denen kilimi Küskün kalem kağıda ,yazmaz sözle dilimi Nice şehir dolaştım verin benim ilimi Virane bir yürekle yurtseverler ağladı.. Vatanın dört bir yanı biçilmez mihenk taşı Ezecek soysuz terör denen o kanlı başı Yiğitlerim düşerken topraklara gözyaşı Virane bir yürekle yurtseverler ağladı... Dört bir yanımız olmuş kurtla çakal yuvası Nasıl yanmasın anam, dava Türklük davası Bu nasıl bir zulümmüş bitmedi körolası Virane bir yürekle yurtseverler ağladı ... Şiir yürekli der ki vatan canımda candır Bayrak aşkımız bitmez üzerindeki kandır Kesilir uzanan el, vakit şimdi o andır Virane bir yürekle yurtseverler ağladı... |