10
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1427
Okunma

"Kadınlar şiir yazmasınlar, onlar şair olamazlar, kendileri zaten şiir" gibi cümlelere daha sık rastlamaya başladım son zamanlar. Bu şeye benziyor, "kadınlar çiçektir, ancak fotosentez yapar" ya da "elinin hamuruyla karışmasınlar erkek işine" gibi, artık neyse o. Gına geldi bu erkek-işi kadın-işi söylemlerinden.
"Ben anlamam kocam bilir" veya "ben anlamam hanım bilir" demek bazı erkeklerin, kadınların işine geliyor biliyorum. Olan yemeği ocaktayken duvara çivisini çakan, bilgisayarını tamir eden kadına oluyor, ya da çocukları yedirip, içirip ortalığı bir güzel toplayıp işine giden babaya. Şu önyargılardan kurtulun, cinsiyetçi zihninden çıkın artık!
Kafaya takma sen kardeşim, biz şiir olduğumuz gibi şair de oluruz! Yürek ehlinden değilsen zaten erkeklik de kurtarmaz seni. Sanatın erkeği kadını mı olur? Daha neler! Selam olsun Gülten Akın’a, Nilgün Marmara’ya, Didem Madak’a, Ayten Mutlu’ya, Birhan Keskin’e, Lale Müldür’e, Fürüğ Ferruhzâd ve adını anmadığım bir çok kadın şaire! Şu kederli satırlar düşerse dilinize yazarının kadın olduğunu hatırlayın:
“Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben halime,
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime,
Perde-i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime,
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime.”
(İhsan Raif hanım, 1890)
Beceri de karakter gibidir, cinsiyet meselesi değil, şahsiyet meselesidir!
✒️T.Y.