3
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1264
Okunma
" Elindeyse zamana, dur, geçme diye dayat ! Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat"
(Necip Fazıl Kısakürek)
Ama sen...
Hani hiç gitmeyecektin annem!
...
Bu defa yazmak içimdeki acının parmak uçlarına inmesi demekti,
yanmak gözlere misafir olan alevdi...
Gözya(s)şlarımı hiç bu kadar sevdiğini hatırlamıyorum yanaklarımın,
boğazımın bu kadar acıdığını hatırlamıyorum yeminle.
Yıkılmazdım,
yılmazdım da hele her acının altından kalkardım emin(d)im bundan da bu kayıp beni düştüğüm yerden kaldırmamaya yeminli annem, hani bebektim bir zamanlar, melektim, hatta sen toprağa gelin gidene kadar çocuktum inatla...
- Oysa şimdi yaşım sensizliğin o’tuzlu sularında boğuluyor...
Sanırım ben senin ardından büyüdüm anne...
Ve büyümenin bu kadar acı olduğunu hayata bir ölümlük ara verince anladım sen gidince.
Bir duâ kuşu yetişti sonra
kanatlarında güç ve umut taşıyan, tutundum ucuna, dilimde günlük zikirler mütemâdiyyen,
ama yinede dedim ya annem sensizlik benim için hayata bir ölümlük ara hiç bitmeyecek olanından hemde.
Senden sonra kara bir gün aralıktan yadigar kalan bana,
ve ben halen o günde, o saatte, o dakika hatta salisede kaybolduğum okyanustan mecalsiz kulaçlarımla kıyıya ulaşma çabasındayım.
Bir sene,
hatta ömrüm öyle çabuk geçti de şu aralık neden halen bitmedi bilmiyorum Anne!
-bimiyorum ...
...