(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Atıcılığı ile övünen bir avcıyı dostları alıp ava götürmüşler. Tam o esnada başlarının üzerinden bir yaban kası sürü geçmiş. Bizim atıcı avcı doğrultmuş çifteyi, iki defa tetik düşürmüş ama koskoca sürüden bir kaz bile vuramamış. Kazlar uçup gitmişler. Bunun üzerine arkadaşları '' Yuhhh karavanacı '' Diye alay etmeye başlayınca bizimkisi cevap vermiş: '' ne karavanası oğlum. Ben vurdum ama kaz kafalılar öldüklerinin farkında değiller.''
Senin kahraman Rıfkı da öte aleme yola çıkmış ama farkında değil, hâla Eftelya sayıklıyor.
Haa bu arada sayıklanan Denizkızı Eftelya taaa babam zamanının meşhur Rum şarkıcısı Eftelya gibi bir şeyse öyle pek de ahım şahım bir şey sayılmaz.
Ve son olarak: Eldeki bir elma daldaki on elmadan her zaman daha iyidir.
Sevili hocam, kaz örneği güzeldi, anlatmaya çalıştığım durumla tam örtüşmüş...bedenimiz yaşlandıkça gönlümüz gençleşmekte galiba ve aklımızı da çelmekte... valla ben masumum, deniz kıyısına bile inmişliğim yok... selamlar, saygılar...
Hayallerin Eftalyası ile karşılaşılıyor ve tarafların birbirine söylediği ilk sekiz cümlenin yedisi emir kipinde: Anlat, konuşma, seviş... Bu yüzden o hayali ilişkinin hafiften bir sado-mazo tarafı olduğunu düşünmüyor değilim.
Yalnız bir okur olarak o on yedi cümlelik diyalogda kimin neyi dediğini kaçırdım. Belki biraz daha araya sözü kimin aldığının işaretleri serpiştirilse benim gibi dalgın okurlar bundan epey faydalanabilirler.
Bu arada denizkedisi derken bir yazım hatası mı var, yoksa Chimaera monstrosa'dan mı bahsediyoruz?
Okuması zevkli ama aceleye getirilmemesi gereken bir öykü. Favori cümlem "Bir çoban salata yap, ya da ne bileyim turşuyu sen kur" oldu. Saygılarımla.
Not: Aynı cümle Sayın Chaotica'yı da cezbetmiş; yorumumu yazdıktan sonra farkettim.
Efsaneyi bilmediğimden denizkedisini yakalayamamışım; güzel taşa vurulmuş balta olmuş.
Diyalogla ilgili sorunum ise hangi sözün kime ait olduğunu çıkaramamla ilgili. Yoksa anlatılmak istenenin verildiğini düşünüyorum. o açıdan içiniz rahat olsun.
rabbit fish sanırım tüm başlılar takımından, vücudu ince uzun, büyük başlı, derin ve büyük denizlerde yaşayan bir balık, denizmaymunu (Chimaera monstrosa) Kaynak: http://nedir.ileilgili.org/denizkedisi-nedirnedemek-ileilgili-bilgiler.html BURADA KULLANMAMIN NEDENİ EFSANEDE deniz kızı ile ilişkisi olduğu anlatılmasından... (deniz kızının kucağına alıp sevdiği şeklinde geçer)
Dialoglar güneş çarpması sonucu kötüleşen adamın su içinde boğulma aşamasında yaşadığı içsel halisinasyonlar olarak verilmeye çalışıldı. Yaşlı adamın yıllardan sonra karısında yitirdiği aşkı lolitaların genç bedeninde hissetmeye çalışması sonrasında kendi gençliğini düşünmeye daldığında onu Eftalya ile sembolize ederek istemesi gibi bir düşünce vardı yazarken... sanırım becerememişim... okuyup yorumlamanız benim için her zaman yönlendirici olmuştur... saygılar
Efendim, hanımıyla uyumlu dalgalarla hayat denizinde yüzen için yaşam cennet gibidir, dalgalar keşisirse , çalkantılı denizde yüzmeye benzer, Sokratesin dediği gibi, erkek filozof olur, kadın filozofun düşünce renkleri olur, Eğer bekarsa kişi şair olur , tebrikler.
Teşekkürler değerli yazarım... ilk aşk duyumsamalarımızı sanırım yaşlandıktan sonra daha çok istiyoruz... şairlerin genelde yaşlılar olması bundan olabilir...saygılar
Her erkeğin hayatında bir Eftelya oluyor. Yaşlanıldığında onu yitirdiğini sanp lolitaların genç bedeninde ve denizin derinlerinde, yani ulaşılamaz yerlerde ulacağını umuyor, ama her şeye rağmen o yaşanılan realitenin içinde; sadece biraz emek istiyor... Saygılar
Gerçekliğin taban yakan kum sıcağı etkisinden hayalin ferahlatan serinliğine uzanıp nihayetinde yine o yakan gerçekliğe dönerek biten nefis bir anlatım. Ev sekansından plaj sekansına yağ gibi akan, oradan da denize girmeyle birlikte başlatılan hayal sekansı içindeki diyaloglar harika. "Turşu kur", "salata yap" mesajları kesinlikle "karına yardım et" demek değil; yazarın kafasındaki Eftelya (yani kurgudaki karısının aşık olduğunu unuttuğu tarafı), hayatın küçük çıkıntılarına tutunarak hayata sarılmasını salık veriyor. Evet turşu kur, salata yap, çayı koy. Hayatta olduğunu insanlara değil hayata hissettir. İyi ki yazıyorsunuz hocam. Sağ olun.
Her erkeğin hayatında bir Eftelya oluyor. Yaşlanıldığında onu yitirdiğini sanp lolitaların genç bedeninde ve denizin derinlerinde, yani ulaşılamaz yerlerde ulacağını umuyor, ama her şeye rağmen o yaşanılan realitenin içinde; sadece biraz emek istiyor... Saygılar
Sevgili Arzu kızım, inan ki, Nurten teyzen dünyanın en vefakar insanıdır. Anlattığım o değil. Yaşlandığımızda yitirdiğimiz ilk aşkın hala hayatımızın içinde urduğunu, sadece iraz emekle ölümsüz kılınaileceğini anlatmaya çalıştım...Sevgiyle kal...
Erkek kardeşimin eşi geldi aklıma bu çok konuşan kadını okuyunca. Kardeşim nasıl dayanıyor diye hayret ederim.
Acaba evliyken ben de bu kadar çok konuşur muydum. Ben de bir başlayınca söylenir dururdum, çocuklara da. Her zaman değil tabii:) Allah erkeklere sabır versin.
Güzel bir anlatımdı. Biraz hüzünlenerek biraz da gülümseyerek okudum.
Değerli yazarım, öykü kurgu. Erkek kahramanın hastalığından başka benzerliği yok bana. Neriman'ın da eşime tabii.Ve maalesef bir gelinimiz de yok. Torunlarımızın annesi ve oğumuz birkaç yıl oldu, ayrılar... 2009 YILINDAN BERİ BEN deniz kıyısına inemiyorum, hastalığımdan... Okuyup değerlendirdiğiniz için teşekkürler. Saygıyla
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.