bir balıkta yediğimiz kazık beş misliyken Allah yardımcımız oldu... haram kazançla evine ekmek götürenler, servetine servet katanlar öbür tarafı unutmuşlar anlaşılıyor...Allah islah etsin... tebrikler

iskelede onları izliyor gibi hissettim kendimi

manidardı

teşekkürler paylaşıma

saygılar Kemal hocam

İşleyen demir ışıldar derler.
Yaza yaza yazıda ustalaştınız.
Beğenerek okudum.
Hem gülümsetti, hem düşündürdü.
Özellikle final..

tebrikler,

selamlar..

toplumsal sorunları esprili bir üslupla ele alarak bizlere sunduğunuz için çok teşekkür ediyorum :)
Şu eczane diyalogları yok mu :)))

Gideyrum geleyrum seni hep yazıyor buluyorum :) Ve bunun için şükrediyorum.
Balık bizim orada ucuz. Bir günlüğüne gelip balık yahut et yiyip aynı gün geri dönmek yanlızca yüz liranıza mal olur. Tabi uçakla ve kış aylarında :)

Selamlar.

Kemal amca siteye üye olmuştum ama şimdilik sanat değeri olan pek bi yazım olmadığı için sadece okuyucu olarak burdayım.:)
Yine çok güzel,keyifli bi öyküydü.Okudukça olaylar gözümüzde canlandı..Ülkenin durumu çok güzel resmedilmiş.:)

Yazıdaki bazı diyaloglar çok tanıdık geldi.

Balık konusuna gelince: Oldukça uzun zamandır balık olarak çifti 5 Tl olan bol fosforlu Norveç uskumrusu yiyorum. Hoş sadece ben değil Galata Köprüsünde palamut yediğini sanan on binlerce insan da ne zamandır hep Norveç uskumrusu yiyorlar. Şu an itibariyle diğer en ucuz balık kilosu 20 Tl olan sardalya ve istavrit. Ama yine de Kalkan da dahil balığın müşterisi bol Kadıköyde.

Ben iki Norveç uskumrusunu poşete attığımda ''Ya Rabbi şükür'' derken İkişer üçer kilo palamutu, Lüferi poşetine atan '' Bu pahalılıkta balık da yiyemiyoruz azizim'' Diye mızıldanıyor )))))))

Velhasılı kelam yine oldukça güzel bir öyküydü. Ellerine sağlık.

Selam ve sevgilerimle.