11
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1351
Okunma

Bilindiği gibi Mayıs Ayının hemen başında ikamet ettiğim evden taşınarak aynı mahallede bir başka eve taşındım. Dolayısyla artık gittiğim cami de değişti. Daha önce mahallemizdeki Selman-ı Farisi Camiine giderken artık Refiye Soyak Camiine gidiyorum.
Geçenlerde teravih namazından çıktım. Sağolsun bizim bu yeni caminin imamı teravih namazını oldukça yavaş kıldırıyor. Saat 22.30 da girdiğimiz camiden 23.45 de çıktık. Yani bir saat on beş dakika sürdü yatsı ve teravih namazımız.
Neyse…Camiden çıktığımda hayli susamıştım. Su içmek için bahçeye konan sebile yaklaştığımda arkada bir yazı dikkatimi çekti: ‘’Sigara içmek günahtır.’’
Kendi kendime önce itiraz ettim. ‘’Kur’anın hiç bir ayeti sigara içmeyi yasaklamıyor. Yasaklanmayan şey de günah olmaz’’ Dedim. Nitekim bildiğim bir tarikat var ki orada sigara içmeyen adeta yok gibidir. Hatta eski şeyhlerden de içen varmış ( İsmi lazım değil) Dahası o tarikat mensupları kendilerini şöyle tanımlarlar: ‘’Bir paket sigara+Bir semaver çay = Sofi’’
Sormuştum onlara ‘’Sigara haram mıdır?’’ Diye bana ‘’Haram değil, mekruhtur’’ Demişlerdi. Öte taraftan mekruhun fazlaca işlenmesi durumunda artık onun haram kapsamına girdiğini de bizzat kendileri söylüyorlardı. Sordum: ’Günde bir paket ( Hatta çok daha fazla) sigara fazla değilse ne kadar sigaradır fazla olan? ’
Merakla bekliyorsunuz sorunun cevabını değil mi?
Yok…Bu sorunun cevabı yoktu.
Aslında Kur’an çok açık bir şekilde genel hükmünü koymuştu : ‘’ Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın?’’
Sigara içerek kendi ellerimizle kendimizi tehlikeye atıyor muyuz? Atıyoruz. O halde hiiiç kıvırmanın alemi yok. Bu lanet şey yasaktır. Bunu içmek günahtır ve bu zıkkım - ismi Kur’anda açıkça ifade edilmese de- diğer ismi açıklanmayan mesela alkol gibi, esrar gibi, kokain, morfin, extacy gibi haramdır.
Temizlik ya da ferahlık için içinde alkol bulunan kolonyayı kullanma ama içini ziftle kaplayan yani içini pisleten sigaraya gelince ‘’ Haram değil, mekruh’’ Diyerek kıvır. ( Kendime diyorum bunları yanlış anlaşılmasın.)
Maalesef buna benzer başka örnekler de var.
Mesela 1990 lı yıllarda bir borsa oynama çılgınlığı başladı. O dönemlerde bir İmam-Hatip Lisesinde öğretmendim. Meslek Dersleri öğretmeni arkadaşlarımın en az yarısı bu borsa çılgınlığına kaptırdılar kendilerini. Soruyordum ‘’ Haram değil mi?’’ Cevap: ‘’Paranla bir şirkete ortak olmak haram değil. Çünkü burada kaybetmek de var kazanmakta. Yani banka faizi gibi değil. Ayrıca biz helal yollardan faizsiz kazanç elde eden şirketlerin tahvillerini alıyor ya da satıyoruz.’’ Buna mukabil arkadaşların bir kısmı da oynamıyor ve ‘’ Kesinlikle haramdır’’ Diyorlardı. Çünkü hiç bir emek sarfetmeden paran para kazanıyor ( Aynen faizde olduğu gibi)
Peki sonuç ne oldu dersiniz?
Sonuçta ‘’ beni takip et. Ben oynuyorsam helaldir, oynamıyorsam haramdır’’ Noktasına geldik. Yani nefsimiz bize ‘’ Oyna’’ Diyorsa Ahmet Hoca’ya, ‘’ Oynama’’ Diyorsa Mehmet Hoca’ya uyacaktık. Nitekim de öyle oldu. Aynen sigara örneğinde olduğu gibi.
Maalesef nefsimizi Kur’ana uyduramadığımız zaman hemen Kur’anı nefsimize uyduruyoruz.
Mesela: Kur’anda bir erkeğin dört kadınla evlenebileceği sadece bir ayette geçer. Aynen şöyle:
Nisa Suresi 3. Ayet: Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
Ayet gayet açık bir şekilde dört evliliği bir takım şartlara bağladığı gibi en hayırlısının bir ile yetinmek olduğunu söylüyor. Lakin gel gör ki uygulamada ayetin ‘’ Bir tane alın’’ ifadesi için ‘’Tavsiye’’ Deniyor. Oysa o kesin bir emirdir. Kesin bir emirdir çünkü bizzat şahit olduğum bir şeyh bozuntusunun yaptığı gibi 60 lık eşini bulgur pilavı ile besleyip toprak damlı bir evde yaşatırken 18 lik ikinci karısını yüzme havuzlu villada sülün etiyle beslemek hiç bir din ya da hukuk kitabında ‘’ Adalet’’ olarak zikredilmez. Oysa ayet ‘’Öncelikle adalet’’ diyor.
Ayet ‘’ Öncelikle adalet’’ Dese de vatandaş dört tane kadını alıyor ve alırken de ‘’ Bu bana dinimin tanıdığı bir hak. Ben hakkımı kullanıyorum’’ Diyor gönül rahatlığı ile.
İşin daha da kötü tarafı İslamın -bazı hallere mahsus olarak - tanıdığı bu hak maalesef neredeyse tüm Müslümanlar tarafından her halukarda tanınmış bir hak gibi algılanıyor ve en dindar ( Dinci değil dindar ) vatandaş bile ‘’ Her ne kadar bir eşim varsa da istersem ikincisini, üçüncüsünü, dördüncüsünü de alırım. Dinim bana bu hakkı veriyor’’ İnancında.
Hayır Müslüman. Hayır kardeşim ! Dinimiz sana bu hakkı her halukarda tanımıyor. O Hakkı kullanabilmek için Hz. Ebubekir gibi cömert, Hz. Ömer gibi adil, Hz. Osman gibi iffetli, Hz. Ali gibi alim olmalısın. Aksi takdirde sana verilen öyle bir hak yok.
Evet..Keşke sadece bir ayette - belirli şartlarla- verilmiş olan dörde kadar evlilik hakkına böyle dört elle sarıldığımız kadar mesela zekat ile ilgili ayetlere sarılsak.
Evet..Dörde kadar evlilik ile ilgili sadece bir tane ayet varken zekat ile ilgili bakalım kaç tane ayet var.
1- BAKARA SURESİ:83. Ayet,110.Ayet,177.Ayet,277.Ayet.
2- NİSA SURESİ:77.AYET,162.AYET
3-MAİDE SURESi: 12.AYET, 55.AYET.
4-ARAF SURESİ 156.AYET
5- TEVBE SURESİ: 5. AYET,11. AYET, 18.AYET, 60.AYET, 71.AYET
6-MERYEM SURESİ: 31.AYET, 55.AYET
7- ENBİYA SURESİ: 73. AYET
8- HAC SURESİ: 41. AYET, 78. AYET
9- MÜ’MİNUN SURESİ: 4. AYET
10-NUR SURESİ : 37. AYET, 56. AYET
11- NEML SURESİ: 3. AYET
12- RUM SURESİ 39. AYET
13 – LOKMAN SURESİ 4. AYET.
14- AZHAB SURESİ 33. AYET
15- FUSSİLET SURESİ 7. AYET
16- MÜCADELE SURESİ 13. AYET
17- MÜZEMMİL SURESİ 20. AYET
18- BEYYİNE SURESİ 5. AYET..
Saymayacağım demiştim ama yine de dayanamadım saydım: Toplam 30…Ama hepsi bu değil sanırım. Zira bu sayının 70 olduğunu söyleyenler var.
Zekat dışında bir de İnfak konusu var Kur’anda yani ‘’ Dağıtma’’ daha da doğru bir ifadeyle ‘’Paylaşma’’
Hani Peygamberimiz diyor ya ‘’ Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’’ İşte o hadisle ilgili ayetler de var Kur’anda. Biraz zahmet olacak belki ama hiç olmazsa hangi surelerde hangi ayetler olduğuna bakalım mı?
1- BAKARA SURESİ: 3. AYET, 177. AYET, 215. AYET, 219. AYET,254.AYET, 261.AYET, 262.AYET,267.AYET,270.AYET, 272. AYET, 274. AYET, 276. AYET
2- ÂL-İ İMRAN SURESİ: 16. AYET, 17. AYET, 92. AYET, 133. AYET, 134.AYET
3- NİSA SURESİ : 39. AYET, 114. AYET
4- ENFAL SURESİ: 2. AYET, 3. AYET, 60. AYET
5- TEVBE SURESİ: 34. AYET, 35. AYET, 99. AYET, 103. AYET, 104.AYET, 121.AYET
6-RA’D SURESİ: 22. AYET
7-İBRAHİM SURESİ: 31. AYET
8- HACC SURESİ: 34. AYET, 35. AYET
9- KASAS SURESİ: 54. AYET, 77. AYET
10- SECDE SURESİ 16. AYET
11- SEB’E SURESİ: 39. AYET
12- FÂTIR SURESİ: 29. AYET
13- ŞÛRA SURESİ: 36. AYET, 38. AYET
14- ZARİYAT SURESİ: 15. AYET, 19. AYET
15- HADİD SURESİ: 7. AYET, 10. AYET, 11. AYET
16- NUR SURESİ: 33. AYET
17- HAŞR SURESİ: 9. AYET
18- SAFF SURESİ : 10. AYET, 12. AYET
19- MÜNAFİKÛN SURESİ: 10. AYET, 11. AYET
20- TEGÂBUN SURESİ: 15. AYET, 17. AYET
21- MEARİC SURESİ: 19. AYET, 25. AYET
22- MÜDDESİR SURESİ: 38. AYET, 44. AYET
24- İNSAN SURESİ: 5. AYET, 9. AYET
25- BELED SURESİ: 11. AYET, 16. AYET
26- LEYL SURESİ: 17. AYET, 18. AYET.
Kur’an-ı Kerimin 26 suresinde toplam 62 kez ( Eğer yanlış saymadıysam ) İnfaktan, sadakadan, Allah yoluna harcamaktan bahsediyor.
Ve biz Kur’an-ı Kerimin ‘’ (O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.’’ Dediği aydayız.
Kimse yanlış anlamasın elbette ki yurdumuzda resim 1. Deki gibi görüntülere de oldukça sık rastlamaktayız ama yine de bir tek örnek olsa dahi bir iftar sofrasına alınmayan bu çocukların hesabını yarın rûz-u mahşerde nasıl veririz? ( Resim 2)
Kur’anın indirildiği bir ayda şu çocukların kırılan kalbi üzerine nasıl ‘’ Ben orucumu tuttum, Allah kabul eylesin’’ Diyebiliriz.
Ey Müslüman kardeşim:
Bir kez gönül kırdın ise
Bu kıldığın namaz değil,
Yetmiş iki millet dahi.
Elin yüzün yumaz değil.
Diyor Yunus Emre..
Bir kez o çocukların gönlünü kırdın ise( Ki fazlasıyla kırdın) kıldığın namaz namaz olmadığı gibi tuttuğun oruç da oruç değil.
Onlar çocuk…Onlara ‘’Vatanınızı terk edip buralara geleceğinize kendi ülkenizde kalıp savaşarak ölseydiniz’’ Deseniz de anlamazlar. Çocuk onlar yahu çocukkkk.
Sadece bir tek ayette o da şarta bağlı olarak ifade edilen dört kadınla evlenme ruhsatını içeren ayete dört elle sarılırken Kur’anda 26 surede onlarca kez geçen infak ayetlerine sırt çevirmek vallahi de Müslümanlık değil, billahi de Müslümanlık değil.
O çocuklar o bariyerlerin arkasından melul mahsun bakarken afiyetle yemek yemek nedir biliyor musun?
3. Resme bak anlarsın. İşte o akbabadan bir farkın yok aslında. Bunun farkında mısın?
Eğer Kur’anda geçen zekat ve infak ayetlerine dört elle sarılmış olsaydın inan bana dünyanın hiç bir yerinde resim 4 ve 5 deki görüntüler olmayacaktı.
Ve inan bana Müslüman kardeşim eğer canlılar sabahtan akşama kadar aç ve susuz kalarak cennete gidiyor olsalardı pek çok hayvan bunu hepimizden daha fazla yapıyor, hem de sadece Ramazan Ayında değil, her ay.
Unutmadan…Bu uzun ve sıcak günlerde özellikle sokak hayvanlarını da unutma. Onlar da can taşıyor.
Ve son olarak: ‘’Merhamet etmeyene merhamet edilmez’’ Buyuruyor yüce Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem.