5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
757
Okunma

Belki de yaşantınızda ilk kez elinize geçen bir sevinci kalbinizi saran bir heyecanı ve ummadığınız bir mutluluğu istediğiniz gibi gönlünüzce yaşayabilme şansına bile sahip olamıyorsunuz bu korkunç çirkinlik kötülük ve tehlikelerle dolu bir ülkede düşünen hisseden bilinçli bir insansanız eğer.
İster istemez bu toplumun bireyi durumundayız. Lanetleseniz de bu lanetli ülkede yaşamak zorundasınız. Nefes alamıyor olsanız da yaşamak istiyorsunuz sevdiklerinizin hatırına.
Sokaklara çıkılmıyor birçok semtte. Büyük bir deprem yaşanmış binalar yerle bir olmuş sanki. Ortalık toz duman. Ve büyük bir hızla yeniden inşa ediliyormuş gibi inşaat malzemeleri taşıyan dev araçlar sokakları caddeleri istila etmiş durumda. Çıkardıkları gürültüler dayanılacak gibi değil. Zerre kadar can güvenliğiniz yok. Çocukların hayvanların doğanın iç içe olduğu insanların dinlenip soluk aldığı korunaklı bir parka dalan inşaat aracı gencecik bir kıza çarpıp ölümüne neden oldu.
Tahammüllerinin son sınıra gelip dayandığı insanlar onca yıllık baba ocağını eşini dostunu işini gücünü bırakıp bilmedikleri yaşamadıkları bölgelere attılar kendilerini yarı deli bir şekilde.
Bir kişinin bile zor yürüyebildiği geliş gidişli dar bir kaldırımda yürüyorum korka korka Kadıköyün orta yerinde. Ayağımı atsam neredeyse kaldırımla aynı hizada olan üç yolun bağlandığı ve araçların vızır vızır işlediği yine daracık yola düşeceğim.
Bunları düşünerek yürürken üç tekerlekli üstünde 20 kğ lık su damacanaları yüklü bir araçla burun buruna geldim. Şimdi kim kime yol verecek dedim. Güldü ve aracını ayaklarımın üstünden geçirip gitti. (Eski sular idaresinin yan sokağı)
Bir arkadaşımın iş başvurusunda bulunan oğluna sorulan sorular ülkenin kimlerin güdümünde olduğunu bilenleri hiç şaşırtmadığını düşünüyorum.
Dini mezhebi hangi tarikata bağlı olduğu peygamberin hayatı tuttuğu parti ve dudak uçurtan nice dahiyane sorular.
Bu duruma nasıl geldik? Bunlara nasıl tahammül edebiliyoruz? diye soruyormuyuz dersiniz biz de kendimize.
ESENLİKLER