10
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1605
Okunma
Sevgili kardeşim, dün aldığım mektubun üzerine çok düşündüm, kendimi sorguladım yeniden. “Başkaları yüzünden kendini suçlama abla” demişsin. İyi niyetine teşekkür ederken şunu da açıkça belirtmek isterim ki; kendimi suçluyorum ama başkaları yüzünden değil. Sebep sadece kendi mizacımla ilgilidir. Nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama denemeye değer sanırım.
Çocukken babam sürekli kimseye güvenmemizi söylerdi ve daha birçok şey... Belki isyankâr bir mizaca sahip olduğumdan o ne dediyse aklımın yettiğince, duygularım elverdiğince bazı ahlaki kuralları saf dışı etmeden tam tersini uygulamaya çalıştım. Zira çok sert, güvensiz, kıskanç bir insandı. Belki de o sebepten mutlu değildi. Her şeyi anlatmazdı bize, muhtemel ki yaşadığı deneyimler sonucu o şekilde nasihat ediyordu.
Evet, kendimi suçluyorum, insanlara güvendiğim için, niyetlerinden şüpheye düşmediğim için, kin tutmadığım için, her şeye rağmen dostça davrandığım, yardımcı olmaya çalıştığım için. Mutlaka onlar bu davranışlarımı zayıflık, tutarsızlık, korkaklık olarak değerlendirebilir. Çünkü insan insanın aynasıdır. Karşısındakine baktığında kendisini görür sadece. Lalezarda nazım deren, kötülük görmemiş, dünyayı tanıyamamış bir çocuk gibiyim, bu yaşıma rağmen. Belki de çocukluğumu yaşayamamış olduğumdan, bir köşede saklamışım, şimdi ortaya çıkmış. Ben memnunum içimdeki çocukla yaşamaktan. Hani çocuklar canları yandığında bir süre ağlar, bazen bağırır bir başkasının verdiği şekerle aniden susar ya, aynen o çocuk içimde benim de. Bir bakış, bir söz bütün öfkemi, acımı dindiriyor, yine aynı şekilde devam ediyorum.
Sizleri tanımadan önce de böyleydim daha sonra da böyle olmaya devam edeceğim sanırım. Kırmızı bir akide şekeriyle bütün fırtınaları dinmiş dalgalı bir denizim.
Bazen üzüntülü zamanlar yaşadığım anlarda kısa da olsa kullanıldığımı, belirli bir yer edinmek için bana yaklaştıklarını düşünüyor, kızıyor sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyorum. Bazıları inanmasa da, hatta alaylı yorumlar yapsa da “ Affederim “ adlı şiirimde gerçekten kendimi anlattım.
Şimdi ne yapacağımı bilmiyorum gelip geçen üzüntülerimi temel alarak çocuklarıma torunlarıma kimseye güvenmemelerini mi, yoksa siz iyi olun zaman zaman canınız yansa da ebedi dünyada hakkınızı alırsınız mı diyeyim.
Ama kızıma ve kız torunlarıma verdiğim tek nasihat asla bir şairle evlenmeyin oluyor.
İşlerinde başarılar ve kolaylıklar diliyorum kardeşim, baki selamla.
Afet Kırat