10
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
2255
Okunma

1. PASAJ / ŞİİRDE ELEŞTİRİ
Ne mutlu ki hayatı Picasso gibi boyayanlara. Şiir de hayatın düşlerle olan güçlü senkronudur. Ama eleştiri bir şair için kaçınılmaz bir sendromdur. Şair dediğin hayalleri - takım elbiseli - olanından olmalıdır. Fikirlere - ceketi ilikli - olup asla salvo yapma ültimatomu ile karşılık vermemelidir. Kimse müzik tabiri ile oktav’lık şiir yazmıyor bu literatür platformunda. Tahammül şeridi çekmelidir kendine şair keskin eleştirilere maruz kalsa da.
Düzeysiz ve tutarsız eleştiri anlayışı alışkanlık hâline gelmemelidir. Mahatma Gandhi’nin bu hususta güzel bir sözü ile; "Sözlerinize dikkat edin düşüncelerinize dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin..."
Eleştiri mutlak gerçektir. Ben bazı eleşitmenler gibi felsefik bir bakış açısı ile kritisizm dolu düşünceler öne sürmeyeceğim. Nitekim ilgili olduğumuz şey şiir ile ilgili baş ağrısı hâline gelen kimi zaman kıymetli isimleri bu değerli edebiyat platformundan koparan veya kimimizi şiirden soğutan yalnış üslupla ve gözü kara niyetle şahsi saldırı girişimleridir. Neden rezerv almadan önce şöyle düşünmüyoruz; ’Ben kadar yetkinim, Ben ne kadar yazabiliyorum?’ Belki sana göre kötü olan şey bir çoğunun beğenisi! Neden sürekli çamur atma girişimi ile menfur niyetle necis bir öfke ile siper alır anlamsız ötekileştirme çabaları. Mücadele dili iyi bir şiir nasıl yazabiliriz? doğrultusunda olmalıdır kanaatimce. Oysa ne güzel demiş şu sözü ile Tolstoy; "Birine çamur atmadan önce düşün ve sakın unutma; ilk önce senin ellerin kirlenecek."
Şiir eleştirisine nokta koymadan önce bir eseri eleştirirken geride tertemiz bir izlenim bırakmalıyız, Kirletmek arif olana yakışmaz!
2. PASAJ / ŞİİRDE İMGE
Açıkçası bir evvelki nesrimde yarım kalan düşüncelerimi tamamlamak üzere bulunmuş oluyorum bu defa ki nesrimde. Bir defa defterde Şükran Ay gibi değerli bir eleştirmene tanıklık ediyoruz. Bence çok şanslıyız. Adeta en ufak detayları bir cımbız havya ile yerine monte edercesine yarım yamalak düşünceleri tamamlamasını biliyor.
Şair düş sihirbazı olursa iyi şiir yazmaya başlar. Nedir o misal; şapkadan imge çıkartması. İmgeler öz tabirimle - literatür planetinin ayrışarak artan kuantum tanecikleri gibidir. Dipsizlik evresinin hayattan bir görünümüdür. Şiirde imge nasıl dinamizm kazanır maddeler ile irdeleyelim.
☆ Şiirde çeşitli çağrışımlar babında değerlendirebiliriz. Aslında bu neredeyse çok ustalık isteyip çok nadir yapilabilen birşeydir. Bu maddeye en güzel örneği Servet-i Fünûn şairlerinden Tevfik Fikret’in "Yağmur" şiirinden bir bölüm ile verebiliriz;
Küçük, muttarid, muhteriz darbeler
Kafeslerde, camlarda pür ihtizaz
Olur dembedem nevha-ger, nagme-saz
Kafeslerde, camlarda pür ihtizaz
Küçük, muttarid, muhteriz darbeler...
Sokaklarda seylabeler ağlaşır
Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır;
Yağmurun yağışını "-şır -şır " vurgular ile ne güzel anlatmış değerli usta şair sizce de öyle değil mi?
☆ Şiirde akla aykırı düşlere uyumlu olmanın sınırı yoktur. Nitekim Orhan Veli "Dalgın Ölü" şiiri ile ne güzel desteklemiş görelim.
"Dün güzel bir kadın geçti
Kabrimin yakınından
Doya doya seyrettim
Gün hazinesi bacaklarını
Gecemi altüst eden
Söylesem inanmazsınız
Kalkıp verecek oldum
Düşürünce mendilini
Öldüğümü unutmuşum."
☆ Şiirde sihirli dokunuşlar önemlidir. Nitekim - melâl - ve - düz gazel - -yüklem - ve - his katili - adlı şiirimlerimde birir dize ile düşüncemi kuvvetli bir hale getirmek istiyorum.
’ gülüp ağlayan şehlâ nefsimiz ’ (melâl)
’ rüzgâr artçıl bir kuvvetle kaldırılmalı esmerliğini’ (düz gazel)
’ kanları iffet taşını kirletti
kalleş hayatın ’ (his katili)
’ nasıl dil olup konuşabilirdi dudaklarım ’ (yüklem)
Şiirde önemli buluşlar imge burgusunu canlandırır. Çeşitli benzetmeler istiareler Tecahül’ü Arif ve teşbihler imgenin kolu kanadıdır.
☆Bir diğer husus olarak ses oyunları aliterasyon ve asonanslar şiirin bel kemiğidir. Buna da bir başka şiirimden örnek vereceğim; Ve birkaç şairin şiirinden
’keza bunca eza ceza iken’ (hor adlı şiirim’den bir dize )
"seherlerde seyre koyuldum semayı, deryayı." (Tevfik Fikret )
"kim o deme boşuna benim ben
öyle bir ben ki gelen kapına baştan başa sen. " (Özdemir Asaf)
☆ Son bir detay şu an için şiirde imge babında çeşitli metafor teknikleridir.
Örneğin;
Vazo - Çiçek kombinini resmeden biri...“İnce çorapla kendimi uzun ve ince hissediyorum.” demesi veya
yere düşen dondurma’nın “kaçan çorabın” yarattığı utanma duygusuna karşılık gelmesi gibi...
Naçizane yazıma son vermeden önce şiirde bir değerli mevzu metafor konusu ile bir sonraki nesir ile siz değerli edebiyat severlerin huzurunda olacağım.
Düşler hayata ışık veren bir mum gibidir... Tebessüm ve ışıkla kalınız.