Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Entellektüel-41
Entellektüel-41

KENDİLERİNİ YÖNETEMEYEN ÇOCUKLAR

Yorum

KENDİLERİNİ YÖNETEMEYEN ÇOCUKLAR

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

779

Okunma

KENDİLERİNİ YÖNETEMEYEN ÇOCUKLAR



Aile içinde bireylerin birbirleriyle iletişim bozukluğu olmamalıdır. Bundan en fazla çocuklar etkilenirler. Ailenin ortak sorunları rahatça konuşulabiliyor ve birlikte paylaşılabiliyorsa, sağlıklı aile içi iletişimden söz edebiliriz.

Aile içindeki iletişim bozukluklarının temelinde; “anne-babaların etkili iletişim yollarını kullanamamaları” gelmektedir.

Ebeveyn-çocuk arasındaki yanlış iletişim; “çocuğun suçluluk ve pişmanlık duymasına, anne babası tarafından sevilmediğini hissetmesine” neden olabilir.

Çocuklar bu tür iletiler sonucunda; “değişime direnir, yetersizlik duygusu” hissederler.

Aile içi ilişkilerde tartışmaların olması doğaldır. Ancak çocuk anne ve babasının problemlerini tartışarak, olumlu şekilde çözdüklerine tanık olunca, ileride kendi yaşamında karşılaşabileceği problemlere hazırlanma fırsatı bulur.

Çocuğun kendini değerli birey olarak hissetmesini sağlamak için; “aile içinde başarabileceği görevler verilmelidir.” Bu görevler, çocuğun gündelik yaşamla ilgili “öz bakım becerilerini” kazanmasına ve sürdürmesine de yardımcı olur.

Öz bakım becerileri arasında; “yemek, içmek, temizlik, giysilerini giyebilme, uyku alışkanlıkları vb.” başta gelmektedir.

Anneler aşırı koruyucu tavırlarıyla çocuklarının tüm ihtiyaçlarını karşılarsa; “kendi kendini yönetemeyen çocuklar” yetiştirmiş olurlar.

Bunun sonucunda anneler, yardım edilmeden; “yemek yemeyen, düğmelerini ilikleyemeyen, tuvalet ihtiyacını karşılayamayan” çocuklarından yakınmaya başlarlar.

Aile içi iletişimde vücut dilinin büyük önemi vardır. Aşağıdaki hususlar çocukla aile arasındaki iletişimi engeller. Çocuğun kişiliğinin zarar görmesine neden olur:
-emir cümleleri,
-korkutmak,
-sadece öğüt vermek,
-yargılamak,
-suçlamak,
-eleştirmek,
-aşağılamak,
-lakap takmak,
- sorgulamak,
-konuyu saptırmak,
-alay etmek,
- sınamak” vb.

Bunun sonucunda çocuk; “ kavgacı olur ve saldırganlaşır. Savunmaya geçer, kızar, küser, güven duygusu zayıflar”, sevilmediği duygusuna kapılır.

Sürekli olarak; “sıkı takip, her şeyin en iyisinin yapılmasını istemek, suçlama, konuşma yasağının aşırı şekilde uygulanması” fayda yerine zarar verebilir.

Anne babalar davranış ve kurallarla ilgili hususlarda; açık, tutarlı ve uyum içinde olmalı, öfkeye kapılmamalıdır. Çocuk değil, sadece hatalı davranış eleştirilmelidir.

Anne babalar, “meslekleri de olsa”, çocuklarına asla öğretmenlik yapmaya kalkışmamalıdırlar. Aksi takdirde anne baba rollerini kaybetmiş, itici öğretmen profili sergilemiş olurlar. Bu durumda çocuklarına yararlı olamazlar.

Oysa çocuklar ailede “anne baba” duygusunu yaşamak isterler. Onları öğretmen olarak görmezler. Çocukların hayatında zaten yeterince öğretmenleri olacaktır. Önemli olan, “anne baba” duygusunu zamanında doya doya yaşamalarıdır.

Çocuğa her yaşta öğretmen bulunabilir. Ancak bir yaştan sonra, çok önemli konularda anne babalık artık yapılamamaktadır.

Çocukta olması gereken “duygu, düşünce ve davranışlar”, “anlatmak, nasihat etmek yerine”, yaşanılarak, “iyi örnek anne baba olmakla” aktarılmalıdır.

Değerli anne babalar; her şey zamanında ve doğru yapıldığında değerlidir. Yarın “keşke” dememek için, göz nuru evlatlarınızı ihmal etmeyin lütfen. Yardım ve katkılarınız sevgi içerikli ve bilimsel olsun…

En güzel çiçekler böyle kalplerde açar. Çocuklar, benzeri olmayan, nadide çiçeklerdir.

Sevgiyle kalın…

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kendilerini yönetemeyen çocuklar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kendilerini yönetemeyen çocuklar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KENDİLERİNİ YÖNETEMEYEN ÇOCUKLAR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İBRAHİM YILMAZ
İBRAHİM YILMAZ, @ibrahimyilmaz1
15.3.2016 14:43:03
10 puan verdi
yıllarını eğitim-öğretim eylemi içinde yaşamış birsi olarak özgün yazınız çok başarılı ve ders verici. kutlarım.
hani Atatürk diyor ya, tek bir şeye ihtiyacımız var. "çalışkan olmak." bizlerinde halk olarak tek bir şeye ihtiyacımız var. okuyan, sorgulayan bir ulus olmak. işte o zaman bilginin önemi anlaşılır, bilge öğreticilerin görüşleri yaşama şansı bulur bu ülkede.
dilerim görüşlerinizi anlayan ve uygulayan ebeveynlerin oranı artar ülkemizde de. tıpkı japonlar, almanlar... gibi.
saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL