Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
sami biberoğulları
sami biberoğulları

ÜÇ SAMSUNLU ARASINDA.

Yorum

ÜÇ SAMSUNLU ARASINDA.

11

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1895

Okunma

ÜÇ  SAMSUNLU ARASINDA.

ÜÇ SAMSUNLU ARASINDA.

Ben yaşta olanlar çok iyi hatırlayacaklardır. Televizyonlarımızın siyah-beyaz ve sadece TRT 1 olarak ve dahi haftanın sadece belirli günlerinde saat 19.00-24.00 arasında yayında olduğu günlerde bir reklam vardı :

İki yaşlı amca yolda karşılaşırlar.

-Akbanka mı gidiyorsun Turgutcuuum?
+Hayır Akbanka gidiyorum.
-Hımmm. Ben de senin her zamanki gibi Akbanka gittiğini sanıyordum.

Çok gülerdik bu reklama. Sırf bu reklamı tekrar tekrar seyretmek için televizyonun başından ayrılmazdık.

İhtiyarları ise Türk sinemasının iki büyük emekçisi canlandırırdı: Faik Coşkun ve Kamer Sadıkyan.

Bu reklam o kadar çok tuttu ki daha sonra pek çok mizaha konu oldu. Mesela yukarıdaki resimde de gördüğünüz gibi zamanın mizah dergisi olan Gırgır da bu reklamdan adaptasyonla bir karikatür yayınlamıştı:

ECEVİT- Erken seçime mi gidelim?
DEMİREL- Hayır erken seçime gidelim.
ECEVİT- Haaa. Ben de erken seçime gidelim dedin sandım.

İşte bu sevimli ihtiyarların durumuna benzer bir durum yaşadım geçenlerde.( Ben sanki çok gencim ya, vatandaşlara ihtiyar diyorum.)

Sabah kahvaltımı yaptıktan sonra her zaman olduğu gibi bilgisayar başına çöktüm. İlle velakin internete girmem mümkün değil. Beş dakika kadar uğraştım ki ekranda bir yazı belirdi. Mealen şöyle diyordu: ‘’ Sayın Sami Biberoğulları ! Aziz Kardeşim ! Ulan niçin ödemiyorsun internet faturasını angut ! Vermeden almak Allah’a mahsustur. Var mı öyle faturayı ödemeden internet kullanmak?’’

Tepemin tası attı. Hani karşımda canlı bir muhatap olsa yazacağım ‘’ Angut senin babandır. Bankaya otomatik ödeme talimatı verdim. Banka ödememişse benim kabahatim ne?’’ Diye ama karşımda bir muhatap yok.

Çaresiz bankaya gittim. ‘’Arkadaşım ! Niye ödemiyorsunuz benim internet ücretini?’’ Dedim. Oradan bir görevli ‘’ Abi sen para yatırmamışsan nereden ödeyeceğiz?’’Demez mi? Kızdım. Otomatik ödemeyi kapattım.

Artık yapacak bir işim kalmıştı: Bir internet bayiine uğrayıp borcumu ödemek ve interneti bağlatmak. İlle velakin koskoca memlekette internet bayileri sanki toptan imha olmuşlardı. Neredeyse iki saat yol yürüdüm Ümraniye çarşısında ama yok. Bir taraftan da kafaya koymuşum. İlle de bir internet bayiinden ödeyeceğim ki hemen bağlansın internetim. Yoksa evden kredi kartıyla ya da fatura merkezlerinden ödemek de mümkün elbette.

Neyse…Onca yürümeme ve aramama rağmen bulamayınca eve dönmek için belediye otobüsü beklemeye başladım. Yaklaşık bir saat da belediye otobüsü bekledikten sonra nihayet bizim mahalleye giden belediye otobüsü geldi. Bindim. Üç durak gittik ki baktım sağda bir internet bayii. Hemen indim ve bayiye girip borcumu ödedim: Ödemesine ödedim ama bizim mahalleye gidebilmek için bir saat daha otobüs beklemek zorundaydım. Allahtan bu durağın olduğu yere belediye iki adet bank koymuştu.

Banka doğru yanaştım. Banklardan birinde yaşlı bir adam, ötekinde yaşlı bir kadın, kızı ve torunu oturuyorlardı.

Yaşlı adama ‘’Selamünaleyküm’’ Diyerek yanına oturdum.

Adam ‘’Aleyküm selam’’ Diyerek selamımı aldıktan sonra devam etti.

-Demek sen de Karadenizlisin

Haydaaa.

-Yok bey abi. Ben Karadenizli sayılmam. Anne tarafından Karadenizliyim ama baba tarafım Karslıdır.

-Samsun’un neresindensin?

-Yav abim Samsunlu değilim. Anne tarafından Trabzon- Sürmeneliyim.

-Ben de Samsunluyum. Samsun güzel şehirdir. Tam emeklilere göre. Sen emekli oldun mu?

-Evet. Emekliyim.

-Aaaa ne güzel. Ben de kamyoncuyum.

-Abiciğim. Ben kamyoncu değilim. Tarih Öğretmenliğinden emekliyim.

-Çocukları evlendirdin mi?

-Maalesef amca. Henüz evlendiremedim.

Der demez yan taraftaki yaşlı bayan da lafa girdi.

-Çok şükür ben evlendirdim. O konu insanın başında büyük bir derttir. Benim sırtımdan bir yük kalktı valla.

İçimden ‘’ Bir sen eksiktin.’’ Desem de dışımdan öyle demedim tabii ki?

-Oh ohhh. Maşallah, maşallah. Bu devirde çocuklarınızı evlendirmişsiniz. Ne büyük saadet değil mi?

-Yok gelinin adı Saadet değil. Biri Sultan, bu yanımdaki de Sıdıka. ( Kızı sandığım meğer geliniymiş.)

Yaşlı amca da topa girdi.

-Sen de mi Samsunlusun?

Ben merakla sorunun cevabını bekliyorum. Yaşlı kadın cevap verdi.

-Evet amca ben de Samsunlu’yum.

Velhasılı kelam iki Samsunlu arasındaydım.

Amca devam etti.

-Samsun güzel yerdir. Sen yukarıdan mı yoksa sahilden misin?

Kadın cevap verdi:

-Ben Çarşambadanım amca.

Yaşlı adam ellerini benim yanaklarımda gezdirip ‘’ Kullanılmış jiletle traş olma ‘’ Deyince kadın hiddetlendi.

-Ne jileti, ne tıraşı yahu?

Duruma müdahale ettim. Yoksa maraza çıkacak durduk yerde.

-Hanım abla size değil, bana diyor ‘’ Kullanılmış jiletle tıraş olma ‘’ diye.

Ben tam kadına bunu dediğim anda bir vatandaş daha oturdu yaşlı adamın öteki tarafına ve tabii ki o da lafa girdi.

-Aslında tıraşı çelik usturayla olmak gerekir ama nerdeee o eski usturalar.

Yaşlı adamın gözleri parladı.

-Sen de mi Samsunlusun?

Merakla sorunun cevabını bekliyorum. Eğer bu yeni gelen yaşlı da ‘’Evet’’ Derse ‘’ İmdaaattt’’ Diye bağıracağım.

O bir saniyeden de az zaman içinde ben bunları düşünürken ikinci yaşlı adam cevap verdi:

-Evet ben de Samsunluyum.

Hayatımda ilk kez üç Samsunlu arasındaydım. Şimdiye kadar bunun nasıl bir şey olduğu hakkında bir fikrim de yoktu ama şimdi fazlasıyla fikir sahibi oluyordum.

‘’Ey Allah’ım tamam bu gün bütün Samsunluları burada toplayacaksın onu anladım da benim bu Samsunlular arasında işim ne?’’ Diye düşünmeye başlamıştım ki yaşlı kadın ikinci yaşlı adama sordu?

-Bey abi sen Samsun’un neresindesin?

İkinci yaşlı Samsunlu cevap verdi:

-Havzadanım bacım.

‘’ Bacım’’ın suratı asıldı.

-Allah Havzalıların belasını versin. Sürüm sürüm sürünsünler.

Hay Allah’ım ya. Kadın safi maraza. Havzalı bir insanın yüzne baka baka ‘’ Allah Havzalıların belasını versin.’’Denir mi hiç? Hem sebep ne ki.

İkinci yaşlı adamın ‘’ Ne diyon len sen siboppp.’’ Diye ayağa kalkmasını bekliyorum fakat kalkmadı.

-Haklısın bacım. Allah o doktorlara insaf merhamet versin. Güya memleketin en iyi hastanesi.

Birinci yaşlı adam epeydir süren suskunluğunu bozdu.

-Eskiden buralar hep ormandı. Hatta domuz avlarlardı buralarda. Ahh ahhh. Kafa işte. O zamanlar bir arsa alsaydım buralardan, şimdi milyonerdim:

Yaşlı kadın devam etti.

-Bir Havzalı domuz yüzünden evim ocağım dağıldı. O yüzden hiç sevmem Havzalıları

İkinci yaşlı adam cevap verdi:

-Siyami Ersek Kalp ve Göğüs Hastalıkları Hastanesi… Adam tahlile gönderiyor. Tahlil sonuçlarını alıp getiriyorum, bana ‘’ İki hafta sonra gel diyor.’’ Ben de dedim ki.’’ Bak doktor, seni vururum. Bana niçin iki hafta sonra gel diyorsun? Bakalım benim iki hafta ömrüm varmı?’’

Yaşlı kadın cevapladı.

-Ben senenin altı ayında burada çocukların yanında kalıyorum. Diğer altı ayda da Çarşambaya gidiyorum.

Birinci yaşlı adam atıldı.

-Hımmm demek sen de Soyak-Yenişehire gidiyorsun? Oğulların orada mı oturuyor? Benim oğlum da orada oturuyor.

‘’Hey Allah’ım. Bir gün, alt tarafı bir gün internetim kesildi. Şu başıma gelenlere bak. ‘’

Birinci yaşlı adam bu sefer bana döndü.

-Bir şey mi dedin?

-Yok abi. Öylece kendi kendime mırıldanıyorum.

Hayret ki bu sefer anlamıştı ne dediğimi.

-Vah vahhh. Daha genç gösteriyorsun. Kaç yaşındasın sen?
-Altmış iki yaşındayım
-Ohooooo. Ben seksen iki yaşındayım. Benim yaşıma gelince hepten tozutursun sen. Kendine dikkat et biraz.

Yaşlı yeyze de atıldı:

-Her gün Kara lahana ye. Kulaklara, gözlere gelir.

Cevap verdim:

-Ablacığım, o senin dediğin havuç.

İkinci yaşlı amca topa girdi bu sefer.

-Havza güzel yerdir. Ben İstanbul’a bir iş için gelmiştim. İşim biter bitmez döneceğim Havza’ya

Teyze daldı bu sefer.

-Havzalıları hiç sevmem. Çarşamba gibisi var mı?

Ben:

-Hanım abla Çarşamba’yı da sel almış. Öyle diyorlar?

Durakta, ayakta belediye otobüsü bekleyen bir bayan vatandaş döndü bu sefer.

-Ay ne zaman yağmış? Buralara gram yağmur yağmadı.

Bu sefer şaşırma sırası bana gelmişti.

-Hanım kardeşim ! Bura nere, Çarşamba nere. Burada havanın açık olmasıyla Çarşamba’nın ne alakası var?

Cevap verdi hanımefendi:

-Beyefendi ! Çarşamba dediğiniz İstanbul’un Avrupa yakası. O kadar da uzak sayılmaz.

Anlamıştım. Hanımefendi Fatih-Çarşamba’dan bahsediyordu.

-Ha anladım. Siz Fatih – Çarşambayı diyorsunuz. Merak etmeyin oraya bir şey olduğu yok.

Kadın rahatladı.

-Oh çok şükür. Bayağı korkmuştum.

Merakla sordum:

-Fatihlisiniz sanırım.

-Evet

-Samsunlu olmadığınızdan emin misiniz?

-Ayol ne Samsun’u, İstanbul-Fatihliyim.

-Oh ya Rabbi şükür. Size sarılabilir miyim?

-A a a . Delinin zoruna da bak. Ne münasebet?

Kadına, aralarında kaldığım Samsunluları göstererek cevap verdim.

-İşte bunlar münasebet.

Kadın şen bir kahkaha attı.

-Ha ha haaaa. Aslında siz de haklısınız ama yine de olmaz. Üzgünüm.

‘’ Of ulan offff. Kara bahtım kem talihim. Taşa bassam iz olur.’’ Diye boşuna dememiş diyen.

Neyse ki belediye otobüsü fazla bekletmedi. Hep beraber bindik ve on dakika sonra evdeydim. Heyecanla bilgisayarımın başına oturdum. Ya Rabbi şükür İnterneti bağlamışlardı. Bir daha mı? Bir daha ne pahasına olursa olsun kesilmesine asla izin vermeyecektim. Çünkü evin dışı benim için hayli tehlikeli olmaya başladı artık.


Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Üç samsunlu arasında. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Üç samsunlu arasında. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÜÇ SAMSUNLU ARASINDA. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
bekir odaci
bekir odaci, @bekirodaci
12.3.2016 22:23:20
Hocam biliyorsunuz ama yinede hatırlatayım dedim Bende öz be öz samsunluyum hemde salıpazarından Tebesüm ederek okudum yazınızı kutlarım emeğinizi fesbuka giremiyorum çaldılar sayfamı hırsızlar saygılarımla selamlar
k.doğanay
k.doğanay, @k-doganay
11.3.2016 19:18:10
Dikkat et vallahi çıldırtırlar.Emekliler ve yaşlılar çoğaldıkça konuşan insanlar da çoğalıyor.Ama dinlemeye adam yok.Sırf bu yüzden kaç tane kahvehane değiştirdim.Güzel bir konu bulmuşsun.Kutlarım.Selamlarımla Sami Hocam.
Mustafa Sade
Mustafa Sade, @mustafa-sade
11.3.2016 09:17:25
Sabah sabah çok güldüm , bugünüm iyi geçecek sayende Hocam :))
karabencan25
karabencan25, @karabencan25
11.3.2016 07:09:52
Hocam Ben yarı Samsunlu sayılırım Ona göre. Gözlemlemek ne büyük ayrıcalık. Her şeyden bir yazı veya şiir çıkabiliyor. Saygılar ,selamlar..
Mücella Pakdemir
Mücella Pakdemir, @mucellapakdemir
11.3.2016 07:01:10
Sabahın köründe kahkaha attım. Kim bilir ne düşündü komşular. Hayır, tek günahım 3 Samsun'lu bir Fatih'li yani.
:))))
Mimi Canoğlu
Mimi Canoğlu, @mimicanoglu
11.3.2016 03:51:24
:) yazıyı okurken güldüm ve halende gülüyorum sami hocam yazılarınız
moral dopingi aman ha bir daha interneti kestirmeyin sonra duraklarda sizi
işkenceler bekliyor:)

Selamlar saygılar..
Muzaffer Yavuz
Muzaffer Yavuz, @muzafferyavuz
11.3.2016 01:49:38
Keyifli bir yazı olmuş Sami hocam,emeğine,yüreğine sağlık,selamlar.
Halit Kesler
Halit Kesler, @halitkesler
11.3.2016 01:20:17
Ben samsunaaaaaa gidemiyoooooom kâr olmayıncaaaaa
Samsun bana haraaaaaammmmm olsuuun havzalı olmayıncaaaa
Ah şıkıdımm şıkıııddımmmm....
Nuray Çakmak
Nuray Çakmak, @deniz55
11.3.2016 00:28:53
10 puan verdi
Sami hocam İstanbul'da yaşıyor olsamda bende Samsun'luyum .. :)) çok güzeldi tebrikler ve saygılarımla..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL