Zemini sağlam oturtulmayan bir demokrasi, ilkel ve ruh hali bozuk insanda baskı yaratma biçimine dönüşebilir. Kendi dışındakileri ortadan kaldırma, ilkel insanın kendi eğemenliğini kurmasıdır. İnsan doğasında çöreklenmiş olan ilkellik katliamı, baskıyı kahramanlık sayıyor. Çağdaş ilkelliğin batağında kurtulamıyor insan oğlu. Başkalarını yok etme duygusu aslında doğamızın eğemenliğine yönelmek ve ilkelleşmektir.

Baskı, hak hukuku gözetmeyen bir şiddet hareketidir ve bu şiddetin sınırı yoktur. Diğer taraflardan her biri diğerine iradesini kabul ettirmek ister, bundan da karşılıklı bir eylem doğar ki, kavram olarak ve mantıken, sonuna kadar gitmeyi gerektirir. İlkellik, düşmanlık duygusu ve düşmanlık, en hırslı, en vahşi, en içgüdüsel nefret duygusu bile, düşmanca niyetler olmadan düşünülemez. Bir kelime ile ifade etmek gerekirse, ruh hali bozuk insanlar fırsat ele geçtiğinde vahşi bir kinin canavarı kesilebilirler.

Hepimiz biliyoruz ki, düşmanca duygular ilkelliktir. Önemli olan insanın kendi içindeki canavarı öldürüp, baskı ve kan dökme duygusunu geçmiş dönemlere bırakmasıdır.

İnsanın kendini aşması ve içindeki barış duygusunun engellendiği gibi, bu duygular bile başkalarının tekeline giriyor. Kan dökme duygusuyla gözleri dönmüş kitleler çoğalıyor. Gün gün insanın gelişme ve direnme duygusunu kırmaya çalışıyor. Demokrasi gelişimini tamamlamayan ülkelerde en ucuz ve etkin propaganda din sömürgeciliğidir.
Dilerim bizim gibi ülkeler, bir gün direnme ve gelişme gücünü kullanarak, kendi gelişimini gerçekleştirir, demokrasi ve barışını kurar.

Nuri CAN