11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1400
Okunma

Aslında bu başlık altındaki yazımı 13.11.2015 Tarihinde hazırlamıştım. Kendimce Türklerin kılıç zoruyla mı yoksa kendi rızalarıyla mı Müslüman olduklarını anlatacaktım. Sonra vazgeçtim. Her şey anlamını yitirdi. Neden mi?
Her şeyden önce siz ne yazarsanız yazın, ne anlatırsanız anlatın bakıyorsunuz ki ülkemizde herkes sizden daha fazla biliyor bu konuları (!) Hem ne gerek var ki? Eğer ülkenizdeki insanlara Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk, tek, daha cumhuriyet bile ilan edilmeden başkent ilan edilmiş ve daha sonra anayasamızın değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek maddelerinden biri olarak kayda geçmiş başkentinin Ankara olduğunu öğretememişseniz Türklerin kılıç zoruyla mı yoksa gönüllü olarak mı İslamiyete geçtiklerini anlatmak için nefes, emek ve ter dökmenin ne anlamı var?
Evet…Bir televizyon programı ( Adı: 1-0, Kanal D de yayınlanıyor ) Bir çeşit yarışma programı…
SORU: Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başkenti hangisidir?
ŞIKLAR: A- İstanbul B-Ankara.
Yarışmacılar iki bayan…Bir erkek ve bir bayan çifte karşı yarışıyorlar. Tiplerine baktığınız zaman ilerici, çağdaş, laik vesaire ve saire hepsi. Büyük ihtimalle Mustafa Kemal’in askerleri(!) yani.
Sorunun muhatapları kara kara düşünüp yorumlar yapıyorlar aralarında. Akıllara zarar yorumlar tabii ki. Diğer iki yarışmacının da kafası karışmış. ‘’ Ulan İstanbul muydu, yoksa Ankara mıydı?’’ diye…Onlar da kendi aralarında akıllara durgunluk veren yorumlar yapıyorlar (!)
‘’Evet Ankara başkent ama daha önce İstanbul da başkentti. Bu durumda İstanbul olması lazım’’ fikri hem ana yarışmacılarda hem de rakiplerinde mantıklı fikir…
Ve nihayet cevap veriliyor: İSTANBUL…
Durun daha bitmedi…
Ben bu durumu face book sayfama taşıyorum. Arkadaşlarımdan biri ( Sitemizin Kemnur’u Kemal Parcıkoğlu ) Soruyor: ‘’ Hocam bu bahsettiğin yarışma programı iki tarih öğretmeninin ‘’ Osman Bey ve Orhan Bey’in mezarı İstanbuldadır.’’ dedikleri yarışma programı mı?’’
Eğer iki tarih öğretmeni ‘’Osman Bey ve Orhan Bey’in mezarı İstanbuldadır’’ diyorsa, iki sade vatandaşın Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başkentini bilmemeleri gayet normal değil midir?
İşte bu sebeplerden dolayı artık elim varmıyor ‘’ Türkler İslamiyeti kılıç zoruyla mı yoksa kendi rızalarıyla mı kabul ettiler?’’ türünden yazılar yazmaya.
‘’Tekrar mizah yazılarında döneyim’’ diyorum. Ona da elim varmıyor artık. ‘’Oturup da ağlaması gereken bu milletin bu kadar çok gülmeye hakkı yok.’’ diye.
Mizahı ve tarihi çıkınca da benim gibi bir insana yazacak fazla bir konu kalmıyor. Bakalım bundan sonra yine yazar mıyım bir şeyler? Allah bilir.