- 561 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DEVLET ERKANI NEDEN YAKINIYOR?!
Son günlerde karaya vuran insanlık dramının, senarist, rejisör ve aktörlerini sanki tanımıyoruz?! Bu günlere bir günde mi gelindi. minik Suriyeli çocuğun cesedi, Körfez savaşında karaya vurduğu iddia edilen petrole belenmiş martı kadar etkili oldu. Nihayet ’Nereye bu gidiş?!’ sorusunu sormaya başladı dünyalılar.
Oysa gelinen yer belli, fakat gidişat hâlâ belirsiz görünse de ’ Ay aydınlık yol belllidir!’ ABD’nin ve müttefiklerinin demokrasi ihraç etmek istediği tüm ülkelerde’ Parçala, böl ve yönet!’ taktiği acımasızca uygulanmakta, kısa adı BOP olan Büyük Ortadoğu projesinin eş başkanları ve başkanları müşterek faaliyetlerini kapalı kapılar ardında sürdürmektedirler. Olayları/n/akışı gelinen noktada dünya kamuoyunun önünde mızrak çuvala sığmayacak kadar netlik kazanmıştır.
Kaçak göçmenleri kaçışa zorlayan sebepler nelerdir, doğru çözümlemek gerekir. Bir defa bu İnsanlar Beşer Esad’ın zulmünden kaçan insanlar değildir. Orada Ö.S.O. milislerinin varlığı nedeniyle bir iç savaş yaşanmaktadır. Bu savaşa karşı da askere gitmek ve ölmek istemeyen barış yanlısı insanlar canlarını kurtarmak pahasına en yakın komşu olan bizlerin topraklarına sığınmayı tercih etmişlerdir. Kiminin parası var kiminin parası yoktur, fakat içlerinde doktor statüsünde olan cerrahlar, akademisyenler de vardır. Mesleği cerrah olup da aylık 900- 1000 TL ücret mukabili lokantalarda bulaşıkçılık yapan Suriyeli göçmenler vardır ülkemizde. Kimi berber, kimi aşçı kimi inşaat işçisidir.
Bu ucuz ve kaçak emek ve iş gücünden kimler en çok ve niçin yararlanıyor acaba?! Çok mu insancıl olduklarından; hiç sanmam! Bizim oldukça fazla % 15 sınırını aşmış işsizimiz yok mu?!
.
Şimdi başımızı elimizi alıp düşünelim: ülkemizin üç tarafı denizlerle kaplı ve yaklaşık 8337 km. uzunluğunda kıyı şeridine sahip bir ülkeyiz. Bu kadar uzun kıyılarımız olmasına rağmen bu kıyılardan Sahil Güvenlik Komutanlığının bilgisi haricinde kuş dahi uçamaz!
Uzun yıllardır cereyan eden ülke kıyılarından botlarla yapılan ’KAÇAK GÖÇMEN TİCARETİ’ ni engelleme konusunda alınması gerekli tedbir ve önlemleri vatandaş olarak devlete biz mi öğreteceğiz yani de devlet erkanı kalkıp olayın içinden feveran ederek sıyrılma çabasına giriyor?! Kimin sesi bu hususta en çok çıkıyorsa, sanırım bu akçalı organize işlerden onların da mutlaka payları vardır, aksini düşünmek safdillik olur. Feveran edileceği yerde emir ve komuta zincirinin beher kademesine verilecek talimatlar ve yapılması gereken soruşturmalar gün gibi açıktır. Devletin istihbarat örgütleri ne güne duruyor? Şayet onlar bu tür dramatik ve trajik olayları olmadan önce engellemek gibi bir istenç içinde olsalar, çok rahat önlemlerini alırlar; keza bütün kıyılarda balıkçılar bile en azından hangi koydan, hangi teknenin, saat kaçta çıkış yaptığını ve nereye doğru yol aldığından, içinde kaç yolcu olduğundan haberdardır.
Bu işin bir ayağı zaten balıkçı tekneleri değil midir?! Ülkemiz kıyılarından en yakın Yunan adasına git gel 2,5 -3 saatlik bir riski göze almanın karşılığında minimum 40-50 bin Dolar gibi çok iyi paralar kazanmaktadırlar ki, elbette bu kazançtan pay alacak perde arkasında gizli başkaca şahısların varlığı inkar edilemez?!
Olaylar bu kadar net ve açık iken önlemler alınamıyorsa, burada devletin de vermesi gereken bir hesap olduğu açık değil midir?! Devletin Güvenlik Kuvvetlerini ( Jandarma ve polis) bu görevlerini yapmaktan alıkoyan acizlik mi yoksa icazet midir, soruşturulup sorgulanması gerekmez mi?! Bu sorguyu da yapacak olan, yurttaş olarak ben miyim?!
Ekranlara çıkarak olayların sorumluğunu başkalarına yüklemek kadar bir sorumsuzluk örneği olamaz?! O nedenle devlet erkanının çözüm üretmesi ve önlem alması gerekirken yakınmaya hiç hakkı yoktur.
Ben birey olarak Anayasanın bana verdiği söz ve düşünce özgürlüğümü kullanarak yurttaşlık görevimi yaptığımın bilincindeyim. ’Keza ’ Hakikati bildiği halde söylemeyen kişi, içinde bulunduğu topluma karşı suç işlemiş sayılır!’
İç ve dış güvenlikten, adaletten yargıdan sorumlu olan tüm resmi kurum ve kuruluşların hiçbir baskı altında kalmadan vicdanen ve kanaatleri ve yasalar doğrultusunda tarafsızca vatanın ve milletin selameti için gereğini yapmalarını bekliyorum.
Büyük insanlığa en derin saygılarımla...
Şaban AKTAŞ
05.09.2015
YORUMLAR
Sayın Şaban Aktaş,
Yazınıza aynen katılıyorum .
Tebrik ederim. Selam ve saygılarımı sunarım.