Ağustos akşamlarında karanfil kokuları , yaza vedalardadır yakar yanık yüreğimi. Yağmurlar yağdırsamda gözlerimle, için için yanarlar. Dağlayamam ki, ben açık yaraları. Ne zordur hekimsiz dertler, işte ben o zaman hipokratsız yeminsiz çiçeklerin rengiyle kabuk bağlamayan yaralarımı çiçeklerle sarıp sarmalamaya başlarım. Rengi ,şekli, o enfes kokuları dertlerime devadır deva.
Sessiz dünyalarına yolculuğum hep basarılı olmuştur, çiçekler benim dilimden ben çiçeklerin dilinden anlamayı hayatın sarp ve dikenli yollarında öğrendim.
Eski Romalılar gibi, güçlü çiçek kokuları kötülüklerden koruduğuna kalben inanırım ben.
Çiçekler
ruhi, akli ve fiziği ile insan hayatlarında yasadıkları o kabuslu günleri unutturan güzelliklerdendir.Tıpta ilaç uygulamalarının temelini oluşturan doğadaki çiçeklerdir.
Karanfil
Dünyanın en eski baharatlarından biridir, Diş Dr.um doğal ağrı kesici ve antibakteriyel derdi.Ağrıları da hafiflettiği için diş tedavisınde mis kokusuyla nasıl faydalı. Doğada var olan her bitkinin, her çiçeğin, her ağacın bizlere sihirli faydası vardır. Ben moralim bozuk olduğu dönemlerde kuru minik karanfilleri yakarım evimin içine dağılan o müthiş kokusu beni öyle bir motıve eder ki , dumanıyla alır götürür tüm içsel kimselere anlatamadığım sıkıntılarımı.
Adına türküler yakılan karanfilin bizlere faydaları yaz yaz bitmez de yaz da bitti ne yazık ki, birazdan kuru karanfilli çayımı içmeye hazırlanırken, kendimi yorgun ve mutsuz hissetiğim günler, reçetesiz ilacım basımın tacıdır...

Sevgilerimle

Oya Gedik

Suadiye/İst