3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
949
Okunma

Bazen bir ses, bir koku, bir tat, bir resim, bir görüntü veya bir simge insanları alıp nerelere götürüyor…
Bu yolculuklar kimi zaman özlenen anların, kimi zaman hatırlamak istenmeyen anıların hüzünlü zaman tünelinde yol alıyor.
Değerli bir üyemizin yazıma yaptığı yorumun içinde Alplerde geçen çizgi film HEİDİ den söz eden cümlesine rastlayınca öyle çok heyecanlandım ki…
Aklıma geldikçe içim titrer hala…Dağlara, yaban hayata bayılırım…
Kızımın boynundaki resimli Heidili kolyeyi tuvalete düşürdüğünde döktüğü sesli göz yaşları bu gün bile yüreğimi çok acıtır.
Bir an anıları bırakıp gerçeklere döndüğümde ne çok soru işareti beliriyor o kıt aklımda…
Dünya alemi nereye doğru yol alıyor?
Bu olan bitenler neyin nesi ve nedenleri nelerdir?
Bir gün gerçekten dünyanın sonu gelecek mi?
Kıyamet günü denen bir gün bu günler mi yoksa?
İnsan nesli yaratılalı beri ‘Ölüm’ denen tek gerçek varlığını hiç şaşmadan sürdürüyor.
O günlerden bu günlere gelene kadar toprağa giren faniler ‘kabir azabı’ denen bir inancın haksızlığına mahkum olmuyorlar mı?
İnsanlar yeniden dirildiklerinde, İslami inançlara göre herkesin yaşı 18 mi, 25 mi, yoksa 30 mu olacak?
Bu kurala Müslüman olmayanlar da dahil mi?
Kelimeyi şehadet getiren her kim olursa olsun, Müslümanlığı kabul etmiş ve cennete girmeye hak kazanmış mı olacak?
Kuranın da yazdığı gibi HZ İsa dünyaya geri dönecek. Uzun yıllar yaşayacak. Savaşlar yapacak. Evlenip çocuk sahibi olacak ve bütün dünya alemi Müslüman olduktan sonra mı asıl büyük kıyamet kopacak?
Çocukluğumuzdan bu yana din insanlarımızdan duyduklarımız doğru mu?
Yani; yalan söyleyenlerin dili kökünden koparılacak. Kapı dinleyenlerin kulaklarına kızdırılmış şişler sokulacak. Saçını gösterenler her saç teli kadar cehennem azabı çekecek. Namaz kılmayanlar kızgın saclar üstünde mi kılacaklar?
Daha bunun gibi öğrenmek bilmek isteyeceğimiz neler de neler var…
Fakat zamanımız ve günümüz insanları öylesine bilgili, donanımlı, kültürlü, cabbar ve cevval ki; sanırsın ayaklı dev bir kütüphane hepsi de.
Ve sanırsın ki bu cevherlerin tümü bu Defterde bir araya gelmiş.
İşte bu nedenledir ki; bizim gibi üç sınıfı da aynı derslikte okumak zorunda kalanlar, bu gelişmeye ve bu yoğun kültür birikimine yabancı kalıyorlar ister istemez.
Bizim nesil , ilkokul eğitiminden elinde aklında ve yüreğinde kalanlarla idare ediyor çoğunlukla.
O nedenle böylesine tok gözlü, iddiasız, idealist bir o kadarda romantik, duygusal doğal ve sadeler ya…
Bu günlükte bu kadar dostlar.