21
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2291
Okunma


Biliyorum Şimdi diyeceksiniz ki ‘’Sami Hocam o lafın aslı öyle değildir. Aslı: ‘’Gelelim Kurufasülyenin faydalarına’’dır.
Kuru fasülye değil efendim. Bu sefer doğrudan doğruya patatesin faydalarından bahsedeceğim. Gerçi faydaları dedim ama sanırım faydalarından çok zararları üzerine olacak bu yazım.
Patates insana nasıl zarar verebilir ki?
Anlatayım efendim…
Bizim memlekette yani Kars’ta patatese kartol denir.
Hemşerilerimden birinin evinde her gün patates pişiriliyor. Yenge hanım kartoldan başka bir şey pişirmiyor adeta. İndir kartol, kaldır kartol, hemşeriminin canına tak etmiş adeta.
Neyse…Bir gün hemşerimin bir işi çıkıyor ve Erzurum’a gidiyor. İşini hallettikten sonra karnını doyurmak üzere bir lokantaya giriyor. Garsona ne yemekler var diye sorduğunda garson ‘’Abi çok şahane etli patates yemeği var ‘’ diye cevap veriyor. Hemşerim kendi kendine ‘’ Etli bir yemek, Güzelmiş de’’ diye düşünüp fiyatını soruyor. Fiyatı da kesesine uygun olunca ‘’Getir bakalım ‘’ Diyor. Demesine diyor ama az sonra önüne yine patates gelince çıldırıyor. Belinden tabancasını çıkartıp bir şarjör mermiyi tabağa boşaltıyor ‘’Ulan namussuz burada da isim değiştirerek mi karşıma çıktın?’’Diye.
Aslında tüm dünyada en sevilen ve en çok üretilen sebzelerden biri olan patatesin böyle değişik isimlerle karşımıza çıkması onun en küçük zararlarından birisidir.
Manavgat’ta ilk görevime başladığım yıllarda bir gün sınıfta sosyal bilgiler dersinde öğrencilere sordum : Bu ilçede ne gibi tarım ürünleri yetişir? Başladılar saymaya tabii ki, lakin baktım bir tane tanımadığım sebze var. Adı kumpir. Meğer o da patatesmiş. Bir patatese bu kadar fazla isim takılır mı? Takmışız işte. Yapacak bir şey yok.
Patatesin zararlarından biri de yine bizim bir arkadaşa yaptığımız şaka oldu Manavgat’ta.
Arkadaş kendi memleketi olan Amasya’ya tayin istemişti. Merak ve heyecanla tayin kararnamesi bekliyordu. Biz de işin doğrusu kızıyorduk ona Manavgat gibi yerden tayin istenir mi diye? Derken elebaşılığını benim yaptığım bir çete kurduk ve bir tayin kararnamesi hazırladık. Lakin bu kararnamenin inandırıcı olması için bir mühür lazım. Okul müdürüne rica ettik ‘’ Senin mührü ver biraz silik basınca fark etmez ‘’ dedik ama müdür vermedi mührü. Bunun üzerine bulduk bir patates ve patates baskı yapıp arkadaşa tayin kararnamesini verdik. Arkadaş sevincinden hepimize baklava ziyafeti çekti. Gerçeği söylediğimizde ise önce inanmadı ‘’Yahu bakın altında mühür bile var ‘’ Deyip duruyordu. Sonunda müdür bey anlattı her şeyi. ‘’Şu anda önemli bir gazetede köşe yazarlığı yapmakta olan bu abimizin bize ettiği küfürleri burada yazsam kesin siteden atarlar beni’’ diyim, siz tahmin edin nasıl küfürler yediğimizi.
Patates baskısı demiştim değil mi?
Ortaokulda başımıza bela oldu bu patates baskısı. İş bilgisi ve resim öğretmenimiz olan hamfendi bir türlü beğenmiyor. Onca patates telef ettik, kilolarca patatesi sayfalar dolusu resim defterine bastık durduk ama beğendiremedik bir türlü. Tüm sınıf zayıf not alınca artık sol tarafımdaki kırmızı kıyafetliye uydum ve bir patatesi sulu boya ile bolca boyayıp hocanın sandalyesine koydum. Hoca oturunca poposunda yakışıklı bir ördek motifi oluştu.
Patatesle ilgili en ilginç anım ise şudur:
Dersler bitti, öğrenciler artık çantalarını toplayıp evlerine gidecekler. Birden bir kız öğrencim heyecanla bağırdı. ‘’ Hocam topluiğne yuttum ‘’ Aklıma ilk gelen şey kızı ayaklarından tutup baş aşağı sallamak oldu ama bu fikir hem teknik hem de öğrencinin kız olması sebebiyle mümkün değildi. Ben ‘’ Ulan şimdi ne halt edeceğim ‘’ Diye düşünüyorum, kız ‘’ Ya midemi delerse ?’’ diye göz yaşı döküyor. Yine de soğukkanlılığımı koruyarak öğrenciyi bir arkadaşın taksisiyle hastaneye götürdük. Film çekildi, iğne kızın midesinde öylece duruyordu. Kızcağız midesinde iğneyi görünce iyice yaygarayı bastı. ‘’ Kanımı kesecekler ‘’ diye. Doktor güldü. ‘’ Ne karnını kesmesi be kızım. Şimdi eve gidip bol bol haşlanmış patates yiyeceksin. Hepsi bu ‘’ İlaç bile vermeden yolladı bizi.
Kızın ertesi gün elinde bir topluiğne ile yanıma gelip ‘’ Hocam çıktı şükür ‘’ Demesini hiç unutamam.
Nasıl yutmuştu peki topluiğneyi? Nasıl olacak. Başörtüsünü düzeltmek için ağzına almış, o anda nefesini içeri doru çekince de topluiğneyi yutmuştu ki başörtüsü kullanan kızlarda ve hanımlarda çok sık rastlanan bir olaydır.
Evet..Bu topluiğne yutma olayında patates oldukça kutsal bir görevi yerine getirmişti. Peki siz hiç patatesin bir dolandırıcılık olayının materyali olduğuna şahit oldunuz mu?
Yok yok öyle patates baskısı mühürden filan bahsetmiyorum. Direkt patatesin kendisinden bahsediyorum.
Durun soruyu daha farklı sorayım. Siz hiç seksen liraya bir kilo patates aldınız mı?
Yahu bildiğiniz patates işte. Pazardan 1.5 Tl ye aldığınız, marketlerde şu anda en kabadayısı 3 Tl olan sarışın Afyon patatesinin bir kilosuna 80 Tl ödediniz mi?
Yok olmadı..Böyle sorularla cevaplarla olmayacak. Direkt konu anlatımına geçeyim.
Olay sitemizde ‘’Aşkın Gözyaşları’’ Rumuzuyla şiirler yazan arkadaşımızın başından geçiyor.
Arkadaşımız bir etkinlikten evine geliyor. Tam evinin kapısını açıp içeri girecekken alt kat komşusu olan yaşlıca teyze sesleniyor.
-Kızım bir dakika bakar mısın?
Kızı dönüp bakıyor bu buruşuk nineye.
-Buyur teyze bir şey mi vardı?
Buruşuk teyze bir koli uzatıyor arkadaşa.
-Sana bir koli geldi. Sen olmayınca bana bıraktılar.
Arkadaş hayret ediyor. Öyle beklediği bir koli yok. Koliyi eline aldığında bakıyor gönderen de öyle tanıdığı biri değil. ‘’ Teşekkür ederim teyzeciğim ‘’ diyerekten içeri girip kolide ne olduğuna bakacak lakin teyze …
-Şey diyecektim.
Arkadaş yorgun bir edayla bakıyor teyzeye.
-Neyyyy?
-Yani diyorum ki kolinin parası?
Arkadaşın şalterler atıyor. ‘’ Kim bu densiz ki bana ödemeli paket gönderiyor’’ Diye düşünerekten soruyor.
-Ödemeli mi göndermişler??
-Evet…Seksen lira verdim ben o koliyi almak için. Hatta bende yoktu da kızımdan aldım.
Arkadaş iyice sinirleniyor ve ‘’ Ulan biz bu parayı yoldan mı topluyoruz da adını sanını bilmediğim biri bana seksen lira ödemeli paket gönderiyor ‘’ diyerekten hırsla koliyi açıyor içinde ne olduğunu görmek için. Teyze de merak ediyor tabii ki koliden ne çıkacak diye.
Efendim koliden önce bir torba çıkıyor. Arkadaş torbanın düğümünü çözüp açıyor, torbanın içinden bir torba daha çıkıyor. Aynen matruşka misali torba içinde torba, torba içinde torba derken on kadar torba açtıktan sonra en son torbayı da açıyor veeee…
Ve bir kilo patatese ulaşıyor nihayet.
Şu an itibariyle duruma gelince: Dolandırılanın teyze mi yoksa arkadaş mı olduğu konusunda aralarında fikir teatisinde bulunuyorlar efendim )))))))))