- 782 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DERSİM'E DOKUNMAYIN
Dersim’e Dokunmayın!
Dokunmayın benim yüreği mavi Dersim’ime!
Dokunmayın çağlayan suyuyla şifa kaynağı olan Munzur’uma.
Dokunmayın ne olur Evlad-ı Kerbela olan dedeme.
Dokunmayın Düzgün babama ahali, dokunmayın!
Çünkü orada ciğer yarasından yanıp tutuşan nenem yatar.
Süngülere kurban olan anam ,
Tecavüze maruz kalan bacım,
Küçücük çocuk olmasına rağmen yanarak can veren kardeşim yatar…
Kirli emellerinize kurban etmeyin, sevdayla direnişin sembolü olan,
Katliamlarınızla yanıp, yıkılıp, yok olmuş ama sizler katlettikçe her defasında yeniden direnişe geçip
Özgürlük için, Demokrasi için, İnsanlık için çaba sarf eden DERSİM-İ!
Aşktır DERSİM!
Düzeninize hep karşı durmuş, kesintisiz bir direnme diyarıdır.
Acıların başkentidir.
38’den bugüne de hep acı çekti.
Okumuşu fazla olduğu için baş edemiyoruz, karıştırmamız lazım deyip bulunmayın girişimde.
Bilin ki; Onu sürgünleriniz bile yıkamadı.
Rajonlarınızla yıkılmaz!
Esmerimdir o benim.
Dört dağ içinde olsa da gülü bardak içindedir.
İnanca saygısı vardır Dersim’linin.
Aydınıdır ülkemin!
‘’SEYİT RIZA’SININ’’ ismi vardır tarihinde.
‘’GOŞKAR BABA’’
‘’MANSUR DEDE ‘’ gibi birçok pirim ve ocağım vardır orada…
Kıymayın, onlar ve onların torunları olan insanlık abidesi pırlanta kalpli çocuklara.
Bırakın da yensinler korkularını. Bırakın da ‘’Namaz, oruç, cami sendedir ama bil ki İman kandadır İMAM!’’ desinler…
Korkmayın onlardan. Tarifi imkansız çok büyük acıların anlam ve değerini taşıdıkları için asidirler ama sizlerin siyasetine boyun eğip ayrılmazlar sevgiden, saygıdan, hoşgürü ve sazdan.
Bırakın da arada mızraba dokunup ‘’Yavuz’unuz İslamları bir birine kattı, Alevilerin namusunu bir pula sattı ‘’desinler. Zorunuza gitmesin bu sözleri. Gerçeği budur. Yanlış yapa yapa, insanları ayıra ayıra buna sebep sizler oldunuz. Mamike’yi kana bulayarak binlerce insanı hunharca katlettiniz. Bugün de özür dileyip onların acılarına ortak olacağınıza kalkmış cambazlık yaparak ayak oyunlarıyla küllenmiş ateşi yeniden alevlendirmek istiyorsunuz.Yapmayın bunu. Açın Youtube’u canlı şahitlerinden dinleyin neler yaptığınızı. Ben yapmadım o yaptı deyip kenara da çıkmayın. Dün onlar vardı başta bugün sizler. Eğer zerreyi miskal kadar imanınız varsa bu milleti geçmişle kandırmaz onlara gelecek vaad eder geçmişi unutturursunuz. Ama her nedense bu girişim işinize gelmiyor. Gelmeyecek te…
Umudum yok buna. Çünkü siz “Karaçadır ismi tutar, Mardin tüfek pas mı tutar, ağlayalım anam bacım elin kızı yas mı tutar” türküsünün yerine, “Vurun öldürün Alevileri, Cem yapıyor onlar, kendi aranızda yok edin. Namaz kılmıyorlar, inançları terstir bize” diyorsunuz. Bir daha söylüyorum yapmayın bunu. Bunu yaptıkça başta ben olmak üzere daha çok soğutuyorsunuz bağrı yanık Dersim evlatlarını kendinizden ve yolunuzdan… ’’Laç’’ deresi geliyor aklımıza riyakarlığınızı gördüğümüzde. Kan akan Munzur Çayı geliyor olmayan aklımızın dar ağacına. Kalanda yaşananlar, Varto’da olan isyanlar, Sivas’ta yaptığınız katliamlar, zulümler, sürgünler ve süngü veren ağaçların nasıl kesildiğini düşünüp mikrofonu veriyoruz ‘’SEYDESE’NİN’’ eline ‘’O gavurlar ki içtiği halde Munzur suyunu daha çok deşer Dersimin yarasını, zehir zıkkım olsun bu ülkenin onuruyla yaşamaya çalışan halkın hakkı çeşitli kişilere dedirtiyoruz. Ardından da başlıyoruz isyana ama benim bu söylediklerim bir isyan değildir. Bir başkaldırış ta adaletinize… Sadece şunu demek istiyorum bölücülüğünüze; ‘’Benim babam sallamazdı hiç zengin sofralarında kaşık, hep gider mazlumun sofrasında bölüşürdü kuru ekmeğini… Sizler gibi tepeden bakmazlardı kimseye. Bir yanları isyandayken bir yanları hep sevda türküleri çalardı. Gelin sizler de içinizden geçenleri dobra dobra anlatın insanlara. Önce biriniz gidip nala vurup ardından mıhı çakması için yollamayın TUNCELİ’NE! Rica ediyorum daha fazla eşelemeyin pisliklerinizi. Bırakın da unutalım, bırakın da ülkemiz geleceği için mücadele edip onu hak ettiği seviyelere birlikte taşıyalım. Sığınmayın dinin ve paranız ile gücünüzün arkasına. Bırakın sizin inançlarınız sizlere bizimkiler de bizlere olsun. Allah her dilden anlayandır. Sizler Türkçe yapın duanızı, bizler ister Zazaca isterse Kürtçe. Zararı yok bunun kimseye. Yeter ki kurşun sıkmasın bu ülkenin evladına. Yeter ki ; Aliboğazı’nda yaşanan acıları yeniden yaşatmasın bizlere… Herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Evlad-ı Kerbela olsa da saygı duyarız, dinci dindar, imam hacı, mılla hoca, sarhoş ayyaş hatta veled-i zina da olsa bizler 72 ırka tek gözle bakar sadece sever sayarız. Uğraşmayız insanların dini, dili, inancı, rengi ve ırkıyla. Ve şunu da kabul edin. 38 bu ülkenin kara bir lekesidir. Yalan yazan tarihinizle o zamanın insanlarını suçluyorsunuz ama bence onlar kadar sizler de suçlusunuz. Düşünsenize sizin çocuklarınızın pasta böreklerle karın doyurduğunu, sonra da yemek için dağlardan kenger toplayıp kaynatarak suyuyla çocuklarının karnını doyurmaya çalışan anaların figanını. Görsenize deli Hıdoların nasıl mağdur olduğunu. Üstü başı kir pas içerinde yaşam mücadelesi veren gariban Ayşo bacıları. Düşünün de bunca eşitsizliğe ve aramızda ki uçuruma rağmen hala nasıl bu ülke için mücadele ettiklerinin farkına varın. Derdim çok daha çok şeyler yazmak isterim ama daha fazla uzatmak istemiyorum konuyu. Öz cümle olarak dünya üzerinde yaşayan tüm insanlara meşhur Atasözümüzü söyleyerek kapatalım gitsin. ’’Yüzü ekşi olanın balı acı olur.’’ Gelin balı yine sizler yiyin ama bizlerle yüzünüzü ekşitmeden konuşun. Konuşun ki, bizler de kendi soğanımızla mutlu olmayı deneyelim ve dağlarında hasret, dağlarında zulüm, dağlarında ölüm, dağlarında kadın erkek ve bebeklerin katledildiği bu ülkenin yamaçlarında kan yerine çiçekler açıp sular çağlasın. Yüreğindeki ateşi söndürmek için ihtiyacımız var buna diyor başta DERSİM’İN onurlu evlatları olmak üzere, insanları şucu bucu diye ayırmayan herkesi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.