4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1919
Okunma

1. BÖLÜM : Bu Türk azdur deyü etme bahâne / Odun bir şu’lesi besdür cihâne
Bazı tarihçilere ve özellikle de ‘’Osmanlılar aleyhine bir şeyler bulabilir miyim acaba?’’ diye araştırmalar içinde olan kişilere göre Osmanlı’lar, Türkleri hiç sevmezlerdi. Bu sevgisizliğin, hatta daha da ileri giderek nefretin iki temel sebebi vardı: Birincisi Osmanlı Padişahlarının annelerinin yabancı kökenli olması, dolayısıyla kurucu olan Osman ve Orhan Bey’den sonra Türk kanına yabancı kanların karışması ve böylece halis muhlis, arı Türk kanının melez bir kana tahvil edilmesi ve buna paralel olarak 1500 lü yıllardan itibaren Osmanlılarda baş gösteren Arap severlik ( Efendim mantık filan aramayın…Analar Rus, Sırp, Hırvat, Yunan,Venedikli hatta Ermeni ise evlatları nasıl oluyor da Arap sever oluyor diye sormayın. Öyleymiş işte ) İkincisi ise Türklerin çoğunlukla Alevi olmasına karşı Osmanlıların Sünni olmaları..
İşte bu sebeplerdendir ki Osmanlılar, Türklere ‘’Etrak-ı bî idrak’’ yani ‘’ Akılsız Türk’’ diyorlardı.
Şu anda bazı okurların hemen itirazları sıralamaya hazırlandığını görüyorum. Durun yahu..Bunları ben söylemiyorum. Başta da dediğim gibi bazı tarihçiler ya da tarihçi olmasa da yazar-çizer takımından olanlar böyle diyor.
Bu iddiaların bir an için gerçek olduğunu kabul edelim. Bu durumda bu iddia sahiplerinin ‘’ Ne mutlu Türk’üm Diyene’’ derken hangi sebeplerle bu kadar mutlu olduklarını ben anlayamıyorum.Siz anlayabiliyor musunuz? Öyle ya eğer Osmanlılar, Türkleri hep aşağılamışsa yaklaşık 600 sene Osmanlılara hizmet etmekten, onların kölesi olmaktan nasıl bir mutluluk duyar ki insan? Eğer gerçekten de Osmanlılar , Türklere ‘’Etrak-ı bî idrak’’ dedilerse kusura bakmayın ama niçin 600 sene Osmanlı padişahlarına ‘’ Padişahım çok yaşa ‘’ dedi ki yüce Türk Milleti? İçlerinden bir Kürşat, kırk tane de yiğit çıkıp da Topkapı Sarayını niçin başlarına geçirmedi?
Eğer Osmanlılar Türkleri hep aşağıladılar ve Türkler de buna rağmen gözleri kapalı Osmanlı’ya hizmet ettilerse kimse zart zurt etmesin o zaman ‘’Etrak-ı bî idrak ‘’ sözüne
Peki Osmanlılar Türklere ‘’Etrak-ı bî idrak ‘’ demedi mi?
Dediler efendim ama Türklerin tamamına değil. Çünkü Osmanlı dediğiniz de - ne kadar aksini söylerseniz söyleyin - sapına kadar Türktü ve ‘’Aptal Türk ‘’ değil ‘’ Türk’ün aptal ‘’ olanı anlamında devlete baş kaldıran asilere ( Ki bunlar genelde Anadolu Alevi Türkmenleriydi) ‘’ Türklerin aptal olanları ‘’ anlamında ‘’Etrak-ı bî idrak ‘’ dedi.
Osmanlılar aynı zamanda hiç bir zaman Arapçı da olmadı ( Tarihlerinin hiç bir döneminde) Yahu siyah renkli köpeklerine ‘’Arap’’ diye isim takan, Hacivat-Karagöz oyunlarında Rumlardan bile fazla dalga geçilen karakterler haline sokulan, çeşitli zengin evlerinde hizmetkar olarak çalışan ve aslında zenci olan kadınlara Arap diyen Osmanlı’nın Arap sever olabilmesi mümkün mü sizce? Hatta dahası sırf Araplara gıcıklıkları yüzünden başka pek çok şeye itiraz etmelerine rağmen ‘’ Ben Arabım ama Arap benden değildir’’ şeklindeki uyduruk hadise itiraz etmemişler, tam tersine dört elle sarılmışlardır. Yani Osmanlı öyle zannedildiği gibi Arap sever değildir.
Osmanlı’ın yapmadığı ne olmuştur peki? Yirmi dört milyon kilometrekare toprağa sahip olduğu ve bu geniş topraklar üzerinde sayısız millet yaşadığı için onları rencide etmemek adına ‘’ Ne mutlu Türk’üm Diyene’’ dememiştir. Bir asimilasyon politikası uygulamamıştır. Onun yerine bütün halkını Osmanlılık şemsiyesi altında toplamaya çalışmıştır. Bunun doğruluğu ya da yanlışlığı tartışılır ama hiç kimse ‘’Osmanlı Türk değildi, Türkleri de sevmezdi, Türkleri aşağılamak için onlara etrak-ı bî idrak diyordu ‘’ Diyemez.
Osmanlılar Alevi düşmanı diyebilir miyiz peki?
Padişahların bazısı Bektaşidir. Hem de kimler mi? Buyurun: 1-Osman Gazi 2-Orhan Gazi 3-Yıldırım Beyazıd 4-II.Beyazıd (veli) 5-Yavuz Sultan Selim 6-Kanuni Sultan Süleyman 7-Sultan Abdülaziz
Biraz kafa karıştırcı değil mi? Ama daha da karıştıralım. Anadolu’da pek çok Alevi öldürttüğü kesin olan Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran’da savaştığı Şah İsmail ( Hatayi mahlasıyla şiirler yazdığı için Hatayi de denir) Yavuz Sultan Selim’in babası olan II. Bayezıd’a ‘’ Baba ‘’diye hitap ediyordu.[ Bektaşi tarikatının son halifesi Bedri Noyan - “Bütün yönleriyle Bektaşilik ve Alevilik’’ ]
Ayrıca Osmanlı Devletinin daimi ve profesyonel askeri olan yeniçeriler de Bektaşidir. Bu durumda Osmanlı’nın Alevi düşmanı olması da söz konu değildir.
İyi de Bektaşilik ve Alevilik farklı şeylerse?
Evet o da var ‘’ Her Alevi, Bektaşidir ama her Bektaşi Alevi değildir’’ deniyor.
Neyse bu konu beni oldukça aşar ama neticede Alevilik ve Bektaşilik farklı olsalar bile Sünni Müslümanlık ile Alevi-Müslümanlık arasındaki farktan çok daha azdır aradaki fark. Dolayısıyla Osmanlı Padişahlarının, özellikle de Bektaşi olanlarının Alevilere düşman olması için bir sebep yoktur.( Unutmadan: Sonradan Alevi olunamıyor ama sonradan Bektaşi olunabiliyormuş.)
Peki Yavuz Sultan Selim ve yaptığı Alevi katliamı?
Alevileri Alevi oldukları için değil, rakibi olan Şah İsmail’in tarafını tuttukları için katletti Yani Osmanlı Devletinin Şah İsmail’in eline geçmesini önlemek için onun yanında kimi gördüyse ortadan kaldırmakta tereddüt etmedi. En azından ona göre buna katliam değil asileri cezalandırmak denir. Birileri devlete baş kaldırmıştır o da baş kaldıranların başlarını almıştır.
Peki Osmanlı Devleti döneminde Osmanlı-Türk ayırımı var mıydı?
Kesinlikle yoktu dersek tarihi bir hakikatı inkar etmiş oluruz.Eğer öyle olsaydı şu şiir hiç yazılmazdı:
Şalvarı şaltak Osmanlı
Eyeri kaltak Osmanlı
Ekmede biçmede yok
Yemede ortak Osmanlı…
Anadolu Türkmenlerine ait anonim bir dörtlüktür bu ve vergilerden illallah demiş olan bu insanların bir nevi isyanını ifade eder. Ancak böyle bir şiir bile Osmanlıların kendilerini Türk olarak görmediklerini ya da halkın Osmanlıları Türk olarak görmediklerini ispat etmez. Osmanlılar nasıl ki yönetimlerinde bulunan halka Reaya ( Müslüman ya da gayri müslim vergi veren halk ) ve Ber’aya ( Vergi vermeyen halk ) diyor idiyse halk da kendilerini yönetenlere ( Başta Padişah olmak üzere) Osmanlı diyordu.
Şimdi bir çok bilmiş çıkıp da ‘’ Hocam II. Selim ve III. Murat zamanında yaşamış olan divan katibi Hafız Hamdi Çelebi’nin şu şiirine ne dersin?’’ demeden önce o şiiri yazalım sonra da cevabını verelim.
Günümüz Türkçesiyle şiirin bir kısmı:
Padişahım kainatın yaratılışından bu yana
Dünya içinde Türklüğün kötülüğünden bahsedilir.
Türk’ü öldür, baban olsa da
O iyilik madeni, Yüce Peygamber
’Türk’ü öldürünüz, kanı helaldir’ demiştir
’Bunların işi sürekli sapıklık olmuştur’
Cümlesinden bunu örnek olarak al
Türk’ü öldür, baban olsa da
Türk derin bilgi sahibi de olsa
Evet…Böyle bir şiir vardır ve burada kastedilen maalesef her zaman devlet yönetimiyle sorunları olan Kızılbaş Türklerdir.
Ama II: Selim’in Babası, III. Murat’ın dedesi Olan Kanuni Sultan Süleyman Döneminde bakın Türk’ten nasıl bahsedilmiştir?
Sevet…Şimdi sıkı durun...’’ BİR TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR’’ Sözünü ilk kez dile getiren( Biraz farklı da olsa) kimdir onu açıklayacağım:
Efendim…Bu söz Sûzî Çelebiye aittir.
Sûzî Çelebi Kimdir?
Asıl adı Mehmet, memleketi Prizren olan Bir Nakşibendi Şeyhidir ve OSMANLI akıncısı Mihaloğlu Ali Bey’in maiyetinde bulunmuştur senelerce… Doğum tarihi bilinmez ama ölüm tarihi 1524 tür. Mihaloğlu Ali Bey adına yazdığı ‘’ Gazavatname ‘’ adlı eserinde bakın ne demiştir:
Bu Türk azdur deyü etme bahâne
Odun bir şu’lesi besdür cihâne
Yani:
( Türk sayıca azdır diye bahane bulma; bir kıvılcımın dünyayı yakmaya yeterli olduğunu unutma!)
Eğer bir kıvılcım dünyayı yakmaya yetiyor ise, o kıvılcım da TÜRK ise
Ve eğer Osmanlı başka Türk başka kavramlar ise
Dünyayı yakmaya yeten bir kıvılcım olan Türk’ün Osmanlı’yı yakıp kül etmesi mi beklenirdi yoksa 600 sene ona hizmet etmesi mi? İşte bu soruyu ‘’ Ben Osmanlı değilim Türk’üm ‘’ Diyenlere sormak lazım.
Bana sorarsanız ben Osmanlı olduğum kadar Türk’üm, Türk olduğum kadar Osmanlı’yım çünkü ikisi farklı şeyler değildir.
Özetleyecek olursak Osmanlı hiç bir zaman bir yüzde oranı vererek Türklere ‘’ Akılsız Türkler’’ demedi.
Osmanlı Devleti yıkıldı, yerine Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ve onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk yıllar sonra 10. Yıl Nutkunda ‘’ Türk Milleti zekidir’’ dedi.
Mustafa Kemal’den yıllar sonra birisi çıktı gayet açık ve net bir biçimde ‘’ Türk Milletinin %60 ı aptaldır’’ dedi. ‘’Acaba dili mi sürçtü, bir özür diler mi’’ filan diye beklerken tam tersini yaparak ‘’Aslında %80 i diyecektim ama korktum’’ diyerek bu oranı %80 e çıkardı. Kendisine ‘’ Bu millet seni en büyük yazarlardan biri yaptı kitaplarını okuyarak… Sen bu millete nasıl aptal dersin?’’ diyen MHP li Agah Oktay Güner’e ‘’ Aptal olmasalardı okumazlardı ‘’Diye cevap verdi.
Yani?
Yani Türk Milletine ‘’ Etrak-ı bî idrak’’ diyen birileri vardı ama bir Osmanlı değildi o. Bir Aziz Nesindi… Daha sonra başkaları da çıktı piyasaya. Mesela ‘’Osmanlılar Türkleri hiç sevmezlerdi’’ Diye başlayan bir makale yazıp aynı zamanda Osmanlı Padişahlarının annelerinin hep yabancı kadınlar olması sebebiyle kuruluşunda Türk kanına sahip Osmanlı’nın zamanla kanının bozulduğunu ifade etmeye çalışan Bekir Coşkun ( Ki kendi eşi de bir Fransızdır ) Türk Milletine ‘’ Karnını kaşıyan adam ‘’ Yakıştırmasını yaptı. Yani o da bir yerde ‘’Etrak-ı bî ıdrak ‘’Dedi Türk milletine…Yılmaz Özdil ise ‘’ Bidon kafalılar’’ Yaptı Türk milletini.
Şimdi denilebilir ki’’ Hocam sen de biliyorsun kimlere dediklerini ‘’
Ahhhh…Ahhhh…Ben biliyorum da; ‘’O lafın kimlere dendiğini biliyorsun hocam’’ Diyenler ! Siz bilmiyorsunuz. Doğrudan doğruya size dendi o laf. Yani bunlar açıktan açığa size ‘’Aptal’’ dediler
Daha da açık söyleyeyim mi? Kendileri en başta olmak üzere, AK partiye ve BDP ye ( Şimdiki HDP ) oy vermeyen her kim varsa ona ‘’Aptal ‘’ dediler. Yok yok aklım başımda ve sizler de yanlış okumuyorsunuz.Bu bahsettiklerim, AK Partili ve HDP li olmayan her kim yaşıyorsa bu topraklarda onlara aptal dediler. Hepsine olmasa da %80 ine dediler. ( Bazen bu oranda değişiklikler arz etseler de pirleri üstadları Aziz Nesin’in rakamları tabii ki en gerçekçi (!) rakamlardır hep)
Şimdi denilebilir ki ‘’ Hocam uçtun ki o kadar olur yani.’’ Hatta ‘’ Hocam seni alkol almaz bilirdik ama iyice bir kafayı bulmuşsun. Ne içtin sen öyle?’’ Diye soranlar da olacaktır.
Vallahi de billahi de bir şey içmişliğim yok. Gayet aklım başımda. Bu kişiler AKP ve HDP ye oy verenler dışında herkese ‘’ Aptal’’ dediler ve gerek CHP liler, Gerek MHP liler gerekse oy oranları %1 bile olmayan diğerleri ‘’ Evet yaaa..Aziz Nesin, Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil ( Başkaları da var aslında ) çok haklı konuşuyorlar’’ diye alkışladı bunları.
İspat edeyim mi? Bunların AKP ve HDP ye oy verenler dışında herkese ‘’Aptal’’ dediğini Buyurun öyleyse:
Bu saydıklarım ve daha pek çokları için hatta Ülkücüler için de AKP+HDP= PKK mıdır? Evet
PKK Türk olmadığına göre
AKP+HDP= Türk olmayan bir topluluk mudur ? Evet. ( Özellikle AKP liler ‘’ Ben Türk’üm’’ demezler onun yerine ‘’Elhamdulillah Müslümanım’’ derler. Onlar ‘’Ne Mutlu Türk’üm diyene’’ Demezler, ‘’Atatürk’’ de demezler, çok sıkışırlarsa ‘’ Mustafa Kemal Paşa ‘’ derler. )
AKP+HDP Türk Olmadığına göre onlardan ‘’Türk Milleti ‘’ olarak bahsedemeyiz değil mi? Evet.
O Halde Gerek Aziz Nesin, gerekse diğerleri ‘’ Türk Milleti Aptaldır’’ derken kime demiş oluyorlar bu sözü? ( Gerçi Aziz Nesin bu sözü söylediğinde AKP yoktu ama o gün kimleri kast ediyor idiyse bu gün o kast edilenler AKP ye oy verenlerdir. ) ‘’Aziz Nesin Türk Milletinin %80i Aptaldır derken ne kadar da haklıymış’’ diyen ve bu lafın kendisiyle alakası olmadığını zanneden öz be öz Türk olanlara (!) değil mi?
Daha da kısaltayım:
AKP ve HDP Türk olmadığına göre (!) ‘’ Türk milletinin %80 i aptaldır’’ Sözünün muhatabı kim ya da kimlerdir?
Eveeeeettttt….Bir ‘’Etrak-ı bî idrak ‘’ Durumu var ama görüldüğü gibi Osmanlılarla alakalı değil.
Bizim Millet biraz matematik özürlüdür ama umarım bu denklem çok karışık gelmez.
Denklemi bir daha yazayım:
AKP+HDP=PKK ise
PKK Türk değil ise.
SORU1- ‘’Türk Milleti’nin % 80 i aptaldır’’ Sözünün muhatabı kimdir?
SORU 2- Türklere gerçek manada ‘’ Etrak-ı bî idrak ‘’ Diyen/Diyenler kim/ kimlerdir?
Bu kıyağımı da unutmayın ha. Hiç bir yazılı sınavda bu kadar basit soru sorulmaz.
Yarın Yazımın başlığında yer alan Stockholm Sendromuna ve Türkiye’deki örneklerine dokunacağım. Stockholm sendromu daha da ilginç bir konudur. Mesela Dedesi Cemal Paşa Ermeniler tarafından şehid edildiği halde torun Gazateci Hasan Cemal’in ( Bir Akil adamdır(!) aynı zamanda ) Ermeni sever olmasını ( Stockholm sendromunun çok kısa özeti budur. )ve başka örnekleri ele alacağım inşallah.
Resim: Prizrendeki Suzi Çelebi Camii – Kosova.