Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
Kemnur
Kemnur

KURTARMA SINAVI...(ANI ÖYKÜ)*****************

Yorum

KURTARMA SINAVI...(ANI ÖYKÜ)*****************

8

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

833

Okunma

Okuduğunuz yazı 10.10.2014 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

KURTARMA SINAVI...(ANI ÖYKÜ)*****************



Bin dokuz yüz yetmiş iki yılının ilkbaharı. Yazın gelmesine çok az kalmıştı. Okul bitiyordu nihayet. Diplomayı alabilmem, Almanca ve Psikoloji derslerinden hocalarımın kanaat notlarıyla biraz torpil geçmelerine bağlıydı, ikisinden de tam da sınıfta kalmakla sınıfı geçmek sınırındaydım.
Almanca öğretmenimiz Seyyare hanımdı. Otuzlu yaşlarda, çirkin bir kadındı. Pek geçinemezdik.
Bu kadıncağızın Kimya mühendisliği okuyan, yirmili yaşlarda çok yakışıklı bir kocası vardı. Kimi kimsesi olmayan gencin, kendini okutturmak için bu evliliği yaptığı, okulunu bitirince Seyyare hanımdan boşanacağı söylenirdi. Dedikodu denilen şey, böyle bir şey işte…
Bir keresinde bu dedikoduyu benim çıkarttığımı ileri sürerek bana çattığında, tepki gösterince beni idareye şikayet etmişti de müdür muavini hocalarım Ateşoğlu ile Nazmi beyin odasına çekilmiştim. Seyyare hanım, “Sen hiç merak etme hocanım, biz onu öyle bir döveceğiz ki, sana bir daha en küçük bir terbiyesizlik yapamayacak,” denilerek yollandıktan sonra beni bir kenarda oturtmuşlar, “len oğlum, o oğlanın bununla burs niyetine evlendiğini bilmeyen mi var? Şurda okulların kapanmasına bir ay kalmadı, bu manyak karıyla itişerek kendini sınıfta bıraktırmaya mı çalışıyorsun,” türünden bolca nasihat etmişlerdi. Sınıf arkadaşım Suzan çıka gelerek, “hocam, Mert arkadaşımızın hiçbir suçu yok, durduk yerde sorun çıkartan Seyyare hanımdı,” diyecek olmuş, ne yazık ki, kızcağız, “sen Mert’in avukatı mısın,” diye tokatlanarak geri yollanmıştı. Okul sonrasında hakkında hiçbir bilgiye ulaşamadığım Suzan arkadaşımın dilerim mutlu bir yaşamı vardır.
Almancadan kritik durumu olan herkes kurtarma sözlüsüne kaldırılırken, bu şansın tanınmadığı bir tek kişi vardı; o da direkt ikmale bırakılmıştı.
Seyyare hanım gibi gaddar biri olmayan Perihan hanım, psikolojiden kritik durumu olan on üç kişiye bir şans daha tanımak üzere ‘önümüzdeki hafta dördüncü bir yazılı sınav yapacağını’ söyleyince, o bir haftalık sürede Allah biliyor ya, lise öğrenimim süresince çalışmadığım kadar çok psikoloji çalışmıştım. Zaten pek kalın olmayan o psikoloji kitabını ilk sayfasından son sayfasına kadar ‘kuran-ı Kerim’ ezberler gibi ezberleyip yutmuştum. İstediği her şeyi sorabilir; evvelalla her soruyu noktasıyla, virgülüyle cevaplarım,” diye böbürlene böbürlene girdiğim yazılı sınavda sorulan sorular bu gün de aklımda: Soru 1- Bu yıl hangi derslerinize hangi öğretmenler girdi; ad ve soyadları? Soru 2- Okulumuzun müstahdemlerinden üçünün adı soyadı?… İyi ama, bunlar kitapta yazılı bilgiler değildi ki! Sanırım, öğretmenimiz kendince dalgasını geçiyordu.
Öğretmenlerimizden adını bilmediğim hiç birisi yoktu. Ya soyadlarını bilmediğim? Bu soruya uflaya puflaya verebildiğim tam cevap üç adetti; geriye kalan on iki dersin öğretmeninin soyadlarını bilmiyordum. İyi mi?... Ya müstahdemlerden üçünün adı soyadı? Soruya verdiğim cevap aynen şöyle oldu: “birisinin adı Ali mi, Veli mi, neydi; ama, soyadını hatırlayamadım. Ondan başka müstahdemimiz var mı ki? Hep o adamcağızı görüyorum da iş yaparken…” Öyle ya, öğretmenlerimizin soyadları neyse de, bana neydi müstahdemlerin adından soyadından? Kağıdı teslim ederken, “hocam bu sınav ciddi miydi?” diye sormadan edemedim.
"Tabiiki ciddi" dedi, öğretmenimiz. "Yaşamınız boyunca bir çok insanla karşılaşacaksınız. Hepsi bir birinden farklı insanlar, ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hak eden insanlar, onlara sadece gülümsemeniz ve ’Merhaba’ demeniz gerekse bile...
Bu sınavı hayatım boyunca unutmadım ve çalışma hayatım boyunca daima, hem amirlerimin, hem çalışma arkadaşlarımın, hem de yardımcı hizmetlilerin adlarıyla soyadlarını birlikte ezberlemeyi huy edindim.
O yıl ki psikoloji ve Almanca derslerimi ise, yaz tatilim zehir edilerek bütünleme sınavlarında vermek zorunda bırakıldım. Canım sağ olsun!...

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kurtarma sınavı...(anı öykü)***************** Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kurtarma sınavı...(anı öykü)***************** yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KURTARMA SINAVI...(ANI ÖYKÜ)***************** yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Birselamver25
Birselamver25, @birselamver25
11.10.2014 17:53:08
Öğretmenler değil de müstahtemlerin soyadı mı :) kafaya koymuşlar sizi ikmale bırakmaya hocam.Hepimizin hayatında böylesi ayak bağı okumuş eğitimsizler var..İnkılap tarihi kitabını da bana ezberleten bir hocam vardı ona asla hakkımı helal etmiyorum aklıma geldikçe neden onun saçını başını yolmadan mezun oldum diye içimde hep pişmanlıkla yaşadım .. şimdi elime geçse yüzüne tükürürüm ...

saygı mı ?

hak edenindir yazı harika kutlarım saygımla

kukurikuu
kukurikuu, @kukurikuu
11.10.2014 15:23:26
Sayın Hocam,
İlginç bir okul ve farklı öğretmenler.
Kurdelenizi tebrik eder saygılar sunarım
meselci
meselci, @meselci
11.10.2014 11:04:12

Hayatımız hâlâ sınav.

Çocuklar hâlâ sınavlarla büyüyorlar.
Çok yazık.
Bize yazık.
Geleceğimize yazık.
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
11.10.2014 00:19:12
Bu kez yazının güne gelişini görünce, kutlamak için geldim..

Sınavı geçtin :)


Etkili Yorum
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
10.10.2014 02:05:15
10 puan verdi

Kurallar,kanunlar,genelgeler bir yana;ahlak,gelenek,görenek bir yana. İnsanı toplum içinde var eden her şeyi aileden başlıyoruz öğrenmeye. Okul sıralarına gelince de mana aklımızda tez durumunu alacak şekilde iyiden iyiye oturmaya başlar.


Hocanın sınav sorularını bir kenara bırakarak ilgi ve alakanın okul içinde yöneten yada okutan insanların ismine sınav sorularını düşürmesi,bence yapılabilecek sınavların en iyisi diyebilirim.Farkına varmadan hakkımızda karar verenler,bizi eğiten-öğretenlerin isimlerinden çok ,var olanların farkına varmak psikolojinin de en önemli temelleri gibi...Sigmund Freud'un ismini bilmeden felsefeye ve gündelik hayata büyük etkilerinini nasıl bilebiliriz gibi... İsimler bilginin yol haritası...Sizde bu kuralı almış-öğrenmişsiniz :)


Saygılar
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
10.10.2014 01:30:02
Öğretmen adlarını bilmemek bana ilginç geldi. Biz tüm hocalarımızın adlarını ve soyadlarını bilirdik. İtiraf etmeliyim, hocaların önce soyadlarını öğrenirdik. Okuldaki sistem böyleydi. Hocalar da öğrencilere soyadları ile hitap ederdi. Eğer bir öğrenci yakın arkadaşınız değilse onun sadece soyadını bilirdiniz. İlerleyen yıllarda bile aramızdan birinden bahsederken adı ve soyadını söylemek adetti.

Hizmetlilere gelince: Yıllıkta bile topluca resimleri çekilir, 'Nazımızı Çekenler' ya da 'Bu Çorbada Tuzu Olanlar! başlıklarının altına konulurdu. Tek tek hiç birinin adını bilemedik. Özetle hepimiz sınıfta kaldık. Güzel bir anı/öyküydü (Kahramanın adı Mert olunca karar veremedim). Saygılarımla.
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
10.10.2014 01:13:43

Ben kesin sıfır almıştım bu durumda.

Zira aklımda pek isim tutamam. Çoğu zaman adı neydi bu kişinin şimdi hitap etmem gerekirse diye kıvranır dururum. Çünkü eğer uzaktan bir merhabalık ise durum, beynim zaten reddeder kaydetmeyi. Bilgi kirliliği olmasın diye herhalde :)
glenay
glenay, @glenay
10.10.2014 00:40:56
Sınavda soru bilinmeyenden gelmiş:)

İsim akılda tutma konusunda sıfır alırım.
İnsanların isimlerinden çok başka şeylerle ilgileniyorum sanırım..

tebrikler,

saygılarımla..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL