11
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1293
Okunma

1. RESİM 1. MESELE
İslam Aysbergi: Yani İslam dininin su üzerinde görünen kısmı bir de suyun altında görünmeyen kısmı. Asıl yüzü !
Bu resmi hazırlayıp bizlere sunan nüfüs cüzdanında dini müslüman olarak yazan biri. Hani sorsanız ‘’Ben de müslümanım kardeşim. Anam başı örtülü, beş vakit namazında, babamın babası bilmem nerenin müftüsüydü diyecektir.Yani en azından bu vatandaş islam dini dışındaki dinlerden birine mensup değil.(!) Gelin görün ki İslam dinine yaptığı bu saldırıyı bir hristiyan misyoner bile yapamaz.
Bize açık açık diyor ki: İslam dini öyle görüldüğü ya da anlatılan gibi barış, adalet ve hoşgörü dini değildir. Peki ne dinidir? Onlar da sıralanmış aysbergin suyun altında kalan kısmı olarak.
İslam dini neymiş efendim?
1- Cihad diniymiş. Aslında doğrudur. İslam dini cihad dinidir. Lakin bu kafaların aklına cihad denince bu güne kadar hep Menemen’de kafası kesilerek şehid edilen Kubilay gelir. Öyle yetiştirilmiş, öyle şartlanmış olduklarından Cihad kelimesinin bu kafalardaki çağrışımı hep Kubilay ve kesilmiş, kanlar içindeki kafasıdır. Kubilay’ın kafası kesildi mi? Kesildi. Kim kesti? Derviş Mehmet adında biri…Derviş ve kesilen bir Türk subayı kafası…Üstüne üstlük bir de hayata gözlerini açtığından bu güne kadar hep ‘’ Elsiz ayaksız bir yeşil yılan/yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal/Hani bir vakitler Kubilay’ı kestiler’’ şiirini dinlemişse onun nazarında cihad=kafa kesmedir. ‘’İlim Çinde dahi olsa gidin öğrenin’’ Diyen bir peygamberin burukları da, Kendisi hasıra sarılmış vaziyette namaz kılarken ‘’ Ya Ebu Bekir. Evladına, çoluk çocuğuna ne bıraktın?’’ Diye soran peygamberine ‘’ Onlara da Allah ve Resulünü bıraktım.’’ Diyen o Allah-Peygamber dostunun malla yaptığı cihadın, ‘’Fırat Kenarında bir kurt bir kuzuyu parçalarsa Allah bunun hesabını bana sorar’’ Diyen Ömer’in gözyaşlarıyla yaptığı cihadın da bir kıymeti harbiyesi yoktur. Kanuni Sultan Süleyman’ın ‘’Ben öldüğüm zaman ellerimi tabutumun dışına çıkarın ki görsünler Süleyman bu dünyadan giderken eli boş gidiyor’’ Demesini basit bir fantezi olarak görürler hani ünlü bir şair ölmüştü de bu kafalar adamın mezarı başında şarap içip daha sonra da yine aynı mezarın üzerine şarap dökmüşlerdi. İşte onun gibi bir fantezi sanırlar Kanuni’nin sözlerini. Altı serserinin dört tane çakaralmaz tabanca ile koskoca bir Menemen ilçesinde o kadar askerin arasından bir subayı nasıl olup da aldığı, nasıl olup da onca milletin gözü önünde kafasını kesebildiğini sormazlar da sorgulamazlar da. Yeşil bir yılan gelmiştir. Kubilay’ın kafasını kesmiştir. İşte cihad budur. Mesele bitmiştir onlar için.
2- Kafalarında hep Kubilay, kesik kanlı başı= Cihad olduğu için de onların nazarında bu gün İşid denen O…. Çocuklarının kafa kesmesi de bir cihaddır ve islam aysberginin su altındaki yüzlerinden sadece biridir bu cihad.
3- Cihadın kendisi başlı başına şiddettir zaten ama bunun dışında da İslam dini demek şiddet dini demektir.(!) Recm den falakaya, insanları diri diri yakmaya kadar ne ararsan var(!)
4- Diğerlerine gelince: Ne ararsan, hangi pisliği ararsan var İslam Dininde (!) Baskı, kadınlara ayrımcılık, din sömürüsü,mezhepçilik, çelişki, cehalet, hurafe, nefret….İlle velakin üç şey daha var ki İslam dininin olmazsa olmazları (!) Hatta aslında İslamın temel şertları o sayılan beş şart değil de işte bunlar: Pedofili mesela. Yani İslam dini müslümanlara sübyancılığı emrediyor. Mesela ben bir sübyancıyım (!)
çünkü müslümanım. Bir İslam dini mensubuyum.
5- İslam Dini demek şeriat demekmiş. Bunu yeni anlıyorlar anlaşılan. Evet..İslam dini şeriat demektir. Şeriat demektir de şeriat ne demektir? Bu kafalara göre şeriatın ne olduğu ile cihadın ne olduğunun tarifi aynıdır. Şeriat=Kafa kesme
6- Yukarıdaki resimden de anlaşılacağı üzere bu ve benzeri resimleri hazırlayıp sunanlar İslam Dininden ve onun mensuplarından korkuyorlar. Neden peki? Çünkü İslam dini demek aynı zamanda Homofobi demektir (!) Yani İslam dini mensupları gay, transseksüel, bi seksüel, lezbiyen gibi cinsi sapıklara hoş görü göstermiyor, onları dışlıyor. Orospu ve fahişelere de hoş görüsü yok bu dinin(!)
7- Hımmmmm…Meselenin özü anlaşıldı sanırım. İslam dini aysbergi resimlerini düzenleyenler demek ki gay, transseksüel, lezbiyen ya da biseksüel…Fahişe ya da orospu da olabilirler ( Fahişe canının istediği ile yatar. Orospu ise parayı veren herkesle yatar ) Korkuları bu yüzden…E hani haksız da sayılmazlar. Her ne kadar Cübbeli Ahmet Hoca bile ‘’ Yahu karışmayın milletin gay ya da lezbiyen, travesti vs olmasına. Belki de ileride tövbe edip senden benden daha müslüman olacaktır. Bilemezsiniz ki’’ dese de pek hoş gözle bakamıyoruz islam dini mensupları olarak ib…lere ve fahişelere.
2.RESİM 2. MESELE
Artık okullarımızda İlkokul 4. Sınıftan itibaren kız öğrenciler derslere başı kapalı gelebilecekler. Yani 9 Yaş ve üstünde olan bir kız çocuğu okulda başını kapatabilecek.Öncelikle şunu belirtelim ki ‘’Kapatabilecek’’ İle ‘’Mutlaka kapatacak’’ arasında çok fark var. Yani devlet bu konuda zorlama yapmıyor. İsteyen kapatacak, istemeyen kapatmayacak. İsteyen-istemeyen derken de burada doğrudan doğruya çocuğun iradesi söz konusu değil tabii ki. Velisinin iradesi söz konusu.
Veli iradesi söz konusu olunca da değişen çok şey olmayacak. Özellikle Liselerde ve orta okulların son sınıflarında günümüze kadar yaşananların bir benzeri yaşanacak. Geçmişte ve günümüzde kızlarımıza uzun etekler giydirip okula yolluyorduk ama kıslarımız eteklerini yukarı kıvırıyorlardı ya şimdi de başı örtülü olarak yollayacağız ama kızımız okula girer girmez açacak başını hatta eteğini de kıvıracak. Ya da tersi olacak. Nasıl mı?
Kız çocuğu farzedelim Bakırköy Lisesinde okuyorsa ve ailesi onu baş örtüsüyle okula göndermişse o lisede başörtülü olmasının zorluklarını, hatta imkansızlığını görüp başını açacaktır. Bunun tersi olarak da Sultanbeyli’de bir Lisede ya da ortaokulda okuyor ve başı açık olarak okula geliyorsa artık başını kapatmak zorunda kalacaktır.
Kısacası okullarda artık mahalle baskısı dönemi başlayacak, sınıfta başı açık öğrenciler kümesi, başı kapalılar kümesi gibi kümeler oluşacak, teneffüslerde ayrı ayrı gruplar oluşturularak her biri kendi grubuyla kümelenecektir kız öğrenciler.
Memlekette binleri bulan hatta geçen İmam-Hatip Ortaokulları ve Liseleri varken ve veli çocuğunu istediği gibi bu okullara gönderme hürriyetine sahipken kararın tüm okulları kapsaması bana göre yanlış olmuştur. Ayrıca Liseler haydi neyse de orta okullar için gereksiz bir karadır. Gereksizdir çünkü bu ülke başı açıklar sayesinde çağ atlayamadığı gibi başı kapalılar sayesinde de bilim ve teknolojide dünya ülkelerini sollayamayacaktır. Çünkü hâla kafaların içi ile değil üstü ile meşgulüz.
Evet bu karar bence doğru olmamıştır. Hiç kimse bana ‘’ Hocam sen dinin emirlerine karşı mı geliyorsun? ‘’ ya da ‘’ Yahu kızlar okula mini etekle geliyorlar o acaip olmuyor da başı kapalı gelince mi sorun oluyor?’’ Demesin. Kız çocuklarının okula mini etekle gelmeleri ne kadar yanlışsa dokuz yaşındaki bir kız çocuğunun kafasını sarıp sarmalayarak gelmesi de o kadar yanlıştır. İlle de kızının kafasını örtmek mi istiyorsun? İmam-Hatip okullarına göndereceksin. Hatta devletine baskı yapacaksın kız çocuklar için ayrı imam-hatipler açtırsın diye. Malum kız ve erkek çocukların aynı okullarda, aynı sınıflarda eğitim görmesi de dinen sakınacalıdır (!) Kızın sesini bir erkeğin duyması bile dinen sakıncalıdır (!)
Bir zamanlar İmam-Hatip Liselerindeki kız öğrencilerin başlarının zorla açtırılması olayının şimdi tam tersini yaşamaya doğru gidiyorsak bu çok çok daha sakıncalıdır. Sakıncadan öte tehlikelidir. Bir iktidarı nasıl ki başörtüsü devirdiyse mevcut iktidarın devrilmesi de başörtüsü yüzünden olabilir.
Bu arada Bakan Beyin yapmış olduğu ‘’ İlk okulun ilk dört sınıfı ile ana okullarında böyle bir uygulama yok’’ şeklindeki açıklamayı da oldukça sevimsiz bulduğumu belirtmeliyim. Bir yerde ‘’ Şimdilik yok ama ileride neden olmasın ‘’ demiş gibi geldi bana. Böyle bir açıklamaya hiç gerek yoktu.
Yine de ortada bir zorlama olmadığı için alınan bu kararın -yanlış olmakla beraber- insafsız ve vicdansız bir karar olduğunu düşünmüyorum.
Resim 2 deki ve benzeri karikatürlere ise gülüp geçiyorum sadece. Yani insan paranoyak olur tamam ama bu kadarına pes doğrusu.
3. RESİM 3. MESELE
Şimdiki Cumhur başkanımız, başbakan olduğu dönemlerde ‘’Sultanlarımız hep Selatin Camileri Suriçi’ne yapmışlar. Anadolu yakasına da Selatin Cami yapmak bize nasip oldu.İstanbul’un en zirvesine de biz yapıyoruz.’’ Demiş Çamlıca tepesine yaptırılacak olan cami için. Bir vatandaş da bunun üzerine bir yazı kaleme almış. O yazıdan bazı alıntılar da yaparak bir iki kelam eyleyelim ama öncelikle şunu peşin peşin söyleyeyim: İstanbul’un aşağı yukarı her noktasından görülecek bir caminin yapılmasına bir müslüman olarak asla karşı değilim. Karşı olduğum hususlar tamamen farklı.
1- Selatin Camii demek ‘’ Sultanların Camii’’ demektir. Yani Osmanlı Padişahları ve Hanım Sultanlar tarafından yaptırılan camilere ‘’Selatin Camii’’ denir. Çamlıca Selatin Camii hangi sultan tarafından yaptırılmaktadır?
2- Selatin Camilerinin tamamı padişahların özel hazinesi olan Hazine-i Hassadan yani bir yerde padişahın maaşından masrafları karşılanarak yaptırılmış camilerdir. Sırf cami yaptırılmak üzere kurulan vakıflar karşılar caminin yapım ve daha sonraki masraflarını. Çamlıca Selatin Camii Hangi sultanın özel hazinesi yani maaşı ve hangi vakfın gelirleriyle yaptırılmaktadır? Eğer cami milletin parasıyla yapılacaksa nasıl selatin camii olacak?
3- Osmanlı Padişahları ve hanım sultanlar İstanbul’un Anadolu yakasında hiç selatin camii yaptırmadı da bu iş mevcut Cumhurbaşkanımıza nasip olduysa Üsküdar’daki Mihrimah Camii ile yine Üsküdar’daki Valide Camii nedir? Malum: Mihrimah Camii Kanuni’nin kızı Mihrimah Sultan adına, Valide Camii ise III.Ahmet’in annesi Emanetullah Rabia Gülnuş Sultan adına yaptırılmış camilerdir. Yani Osmanlı, İstanbul’un Anadolu yakasında da Selatin Camii yaptırmıştır.
4- Suudi Arabistan’ın III. Selim zamanında Kabe’de yaptırılan revakları yıkma kararı alması üzerine bu revaklar parça parça sökülüp Çamlıca’daki Selatin Camiine getirilerek orada kullanılacakmış.Ayrıca Cumhurbaşkanımız o caminin bahçesinde kendisi için türbe de yaptıracakmış ( Dedikodu da olabilir tabii ki ) Böyle bir durum olması halinde Yeni bir Eyüp Sultan yaratmış olmayacak mıyız? Artık çaputunu, mumunu alan, koltuğunun altına bir tavuk sıkıştıran Rumeli yakasında Eyüp Sultan’a koştuğu gibi, Anadolu yakasında Çamlıca Selatin Camiine mi koşacak? Ya da Rumeli Yakasında Teşvikiye Camii, Anadolu Yakasında Şakirin Camiinin sosyetenin elit kesimin cenaze kaldırma camileri olduğu gibi bu cami de dindar ve muhafazakar elit kesimin cenaze kaldırma camisi mi olacaktır?
5- 21. Yüzyılda hâla Mimar Sinan’ı, Mimar Kemalettin’i taklit etmek, onlardan kopya çekmek ne derece doğrudur? Onların döneminden günümüze kadar mimari sanatımız hep olduğu yerde mi saymıştır?
4.RESİM- DÖRDÜNCÜ MESELE:
Yok yok o mesele değil. Sadece gülmece amaçlı koydum o resmi. Ben çok güldüm. Umarım sizlerde de aynı etkiyi yapar.))))))))))))))))