Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
yalciner17
yalciner17

391- SULİKO- SALİKO /ARDAHAN ÖYKÜLERİ

Yorum

391- SULİKO- SALİKO /ARDAHAN ÖYKÜLERİ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

877

Okunma

391- SULİKO- SALİKO /ARDAHAN ÖYKÜLERİ



-tahsin balıkçı’ya...

Benim ki arayıştı. Başımı Kafkasya’ya çevirdim mi dalar giderdim. Kafkasya’dan ayrı düştüğümü bilirdim. Bilmez miydim? Cesaret edipte neden uzak kaldığımı soramazdım.
SADA XAR CHEMO SULİKO!
AH NERDESİN SEVGİLİM!
Kafkasya’dan göçmüştük.
Ardahan, Alagöz köyüne hicretmiştik. Hangi sene de geldiğimiz? Kimsenin doğru düzgün söylediğini duymadım. Bilgisizlik bu romantizmi alaşağı ediyordu. Eğitim ve olanak burdaydı.
Bir lokma imdatımıza yetişseydin ne olur özel bir duygu değil midir? HİCRİ! Hicri evvel!..
Mehmet Erensoy bir gün köprüye, Ruslardan kalıt demir köprüye gitmişte. Neler demişti neler?
Çıldır’dan az öteyedir bizim memleket. Gürcistan’dadır şimdi. Aklım yettiğinde, o zaman SSCB derdik, o devletteydi geldiğimiz ata-dede yerimiz.
"Komünizm kötüdür, özgürlük yoktur" derdik. Geldiğimiz ata- dede memleketimizi söylemeğe korkardık. Niye?
"Suliko" şarkıdır... Stalin’in çok sevdiği bir eski Gürcü şarkısıdır.
Korkmadan söyledim... söyleniyormuş demek.
Kafkasya’yı bilmek? Seçtiğin pencereye bağlıdır. Tercihini yapmış mısın?
Pencere zaviyen bir meşakkatdir.
Üstünkör laflarla "Kafkasya" mı, ha o mu canım bilmez miyim?
"Hiç" ve" yok" kavramlar karıştırılır. İdrak ettiğimiz kelimeler yakın manalıysa karıştırıyoruz. Cin- ifrit oluyorum.
İdrak edemediğimiz kelimeye gelmek istiyorum. " hiç" ile "yok" karıştırılıyor.
"Yok" olmayı hiç olma bilen çok insan var tahmin edemezsiniz?
"Hiç olacağım", "Yok olacağım"ı ayırt edemeyen güzel insanlar, buralardan hareket ederek vardığı sonuçla kendini ve insanlık tarihini rezil ederler. Etmezler mi?
Hiç olmak, olmamaktır. Yok olmaksa devam eden bir şekildir. İnsan yok olur. Oğlun da kızın da devam ederek varlanır. Hiç olmak bir daha var olmamak, olmamış olmamaktır: öyle birşeyin varlığından söz açmamaktır.
Bir yaşa, sinne eren kimi insanların, ölecekleri hissiyle konuştuklarını müşahade ettiğimde, yok olmak ve hiç olmağı karıştırdıklarını gördüm. "Ya hu nalları dikip gidecekler", "hiç mi", "yok mu" olacaklarını... bilmiyorlar!
hiç olmayacaksın! Senden sonra oğlunda, kızında devam edeceksin. Yok olacaksın hiç olmayacaksın!
Suliko sadahar?"
Gürcü müziği panduri çalgısı bana birşeyler söylemiştir. Dinlediğim her fırsatta anlamamışsam bile dinlemek üzere anlamamışımdır. Duygusal etki altında kalarak İyi dinleyici olmuşumdur. Gürcü müziği beni etkiler.
Meryem Elişvili, Hamlet Gonaşveli merakla dinleyediğim sanatçılardır.
Gürcüstan çalgıları ve müziği Mısır’a iniyor. Ben müzikolog değilim. Anlayanlar iyi değerlendirecektir.
Panduri bizim bağlama dediğimiz enstrümana benziyor. Çok narin ezgiler çıkarıyor. Kemani ses. Panduri yaylı sazların arketipidir diyecek olmuştum da erbabları LAVTA’dır arketip demişlerdi. Sözümü kesmiş susturmuştu erbablar!
Resim sanatında binlerce şekil görürüz. Bütün kozmik hayatta şekiller vardır birbirlerinden habersiz. Üç şekille sonsuz evrensel şekilleri toplayabilirisiniz. Daire, kare ve üçgen de. Nerde kaldı o trilyonlarla sayılamaz şekiller hani?
Sanırım lisanbilim için böyle bir mutabakat oluşabilir. Dündü galiba İngilizce HEAD kelimesi poşet üzerinde gözüme ilişti. Buna bir Nietzche’nin geneologysi uygalamak istedim. Uzun uzun baktım kelimeye. Bu Arapların HAD kelimesi değil miydi? Hadd-i kenar vs. dediğimiz kelime. Hadd baş olurdu, head de İngilizce baş demekti. Küçük bir sinkretik kayırmayla Arapça bir kelime İngilizce kelimeyle bağdaştırılabiliyordu. Bütün herşey gibi lisanlarda temel epokelerden meydana gelmiş olmasındı?
Evrensellik bu epokeleri bulup göstermek marifetidir büyük ihtimalle.
Çıldırlı aşık Sabri Şimşekoğlu’nun NAZANIM türküsü ile Ermeni aşuği Sayat Nova’nın NAZANİN şarkısı mutabakat şarkılar. Kültürler epoke itibariyle evrenselmiş onu anladım. Sevindim. İnsanoğlu! Birbirini sevmelerine çok sebep varmış.
Adem babadan, Havva anadan gelmek gibi. Mutabık kalacağımız epokeler her şeyde var. Müzikler, lisanlar, matematiğin her yerde değişmez olması misal.
Dünyanın neresine giderseniz 2+2=4 hesabı, değiştiremezsiniz. Bunların hepsi epokelerin varlığını göstermez mi?
Dünya öyle ve ya böyle evrenselliğe işaret ediyor.
Gürcülerin "şeni" si bizim "sen" kelimesi yani....
Husserl’in fenomenolojisi evrenselliği işaret ediyor dersek. İtiraz edenlerin sesleri ta buraya geliyor.
Bu okumayı fenomenolojiye keşif yoluyla pekala yamayabiliriz. Niçin feraget edecekmişiz ki!
Sadahar şemo suliko!







Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
391- suliko- saliko /ardahan öyküleri Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz 391- suliko- saliko /ardahan öyküleri yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
391- SULİKO- SALİKO /ARDAHAN ÖYKÜLERİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL