Bazen karıştırıyor ayırt etmekte güçlük çekiyoruz..Yediğimiz içtiğimiz şeylerde buna dikkat etmiyoruz..Bilemiyoruz,ne nasıl..Her şeyin uzmanı olmamız da mümkün değil.. O sebeple bize sunulan şekliyle kabul etmemiz gerekiyor..
Aslında toplumun hassasiyeti giderek artıyor bu konuda..Daha bilinçli hale geliyor ama henüz istenilen kıvamda değil..
…………………………

Her gün ki güzergahımda, ana yol üzerinde bir satıcı..Baharla birlikte tezgahı kuruyor ve sezon sonuna kadar orada kalıyor..Önü tıklım tıklım..Trafiği bile zorluyor,yol bulmakta güçlük çekiyorsunuz ilerlemek için..Merak ediyorum, bir gün iş dönüşü de ben uğruyorum arabamı güç bela bir yere park ederek..
Pazarda domates bir, hıyar atmış kuruş.. Bu yerli domates diyor kasadakine.. Bunun fiyatı üç,hıyarınki ise iki buçuk lira..
Domatesi geçiyorum..Hıyarsa biraz pörsümüş..Ekili alanı var biraz yol kenarında..Madem beğenmedin dalından toplayıp vereyim sana hıyarı beş lirayı gözden çıkarırsan kilosuna diyor..
Nasıl kazanç değil mi? Atmış kuruşluk hıyarı bize beş liraya pazarlayacak..
Organik-doğal bu diyor..
Sudan başka bir şey verilmedi, ne gübre var ne ilaç diyor..
Doğalmış..
Bilmesek anlamasak..
Konudan bihaber olsak..
Aslında kendisi de farkında değil olayın..O da bilmiyor..Ne faydalı ne zararlı bunu ayıracak durumda değil..Bir piyasa yakalamış ve oradan nemalanma derdinde..
Yol kenarında tozun toprağın,eksoz gazının içerisinde ürün yetiştireceksin ve bu doğal diye sekiz on katlık farklı fiyatla pazarlayacaksın vatandaşa..Üstelik bir de zehirleyeceksin..Faydadan ziyade zarar vereceksin..
………………………….

İşte böyle bir furya başını almış gidiyor..
Bilmeli ve anlamalıyız bu konuda uzman olmasak da..
Prim vermemeliyiz bu işlere.
Piyasada bilinen şekliyle ilaçlı ve gübreli olanı pazarda ucuza tüketiyoruz..Sorun yok bunda..Ancak bu doğaldır, efendim organiktir diye sunulan şeye de birazcık dikkat kesilmemiz gerekiyor..
Ürünün doğalı zaten pazarda manavda pek olmaz, bulunmaz..Çünkü asla dokunulmamış,kendi tabii seyrinde gelişmiş olandır doğal olan..Örnek mi bütünüyle ilaçsız gübresiz insan eli değmeksizin gelişmiş dağda bayırda büyümüş böğürtlen,dağ armudu,dut ,keçi boynuzu,kenger,madımak,çiriş dağ çayı gibi bitkilere rastlarız ya işte doğal olan bunlardır. Dokunulmamış,oynanmamış,bulunduğu yerden alıp bir yere götürülmemiş olandır...Eğer bir bitki üzerinde çalışılmış,kültüre alınmışsa doğallıktan çıkmıştır. Bunlar olsa olsa organik olabilir..
Bunun bile iki türü var..Biri organik diğeri ise iyi tarım uygulamaları sonrası elde edilen şekli..Belki belki bu ayırımı yapmak zor ama bunun için biz tüketicilerin bilinçli olması gerekir..
Öyleyse sağda solda yol kenarında olan satıcılardan değil de doğrudan organik pazarlardan almalıyız yiyeceğimiz ve içeceğimiz şeyleri..
Organik ürün sertifikalı üründür..Sormalıyız hani belgen diye..Belgesini görmeden almamalıyız bu ürünleri..
Ancak o zaman makul fiyata sağlıklı ürünler tüketmiş oluruz..Yani üç beş katına değil olsa olsa yüzde otuz ya da elli fazlasına..
Olay yeni sayılır zaten..Şuracıkta topu topu beş on yıllık geçmişi var bu işin ve hızla yaygınlaşma durumunda..
Biraz pahalı denilebilir ama bu da sağlığımız için yapmamız gereken fedakarlık..Üreten de daha fazla harcama yaparak daha az ürün elde ediyor bu yetiştiricilikte;o sebeple birazcık fiyat farkı olsun bari..
Dedim ya yüzde otuz, çok çok yüzde elli bir fark. Öyle fırsatçıların yaptığı gibi sekiz on kat değil..
Adım adım tabii bu gelişmeler...
Adım adım yol alınabiliyor..
Adım adım bilinçleniliyor..
Zaman gerektiriyor anlamamız kavramamız için..
Üreten,pazarlayan ve tüketen şuurlandığında bir yere varılıyor..

Tesadüf bu ya iyi ki durmuş sormuşum o gün yol kenarındaki satıcıya..
Geçen yıldı..
O hala orada.
Yine tıklım tıklım önü..
Yine insanlar birbirleriyle yarışıyor bir şeyler almak için..
Yine trafik kilitleniyor ..
Yine zehir soluyor yetiştirdiği domates,biber ve hıyar..
……………………………

Oysa pazarı var artık bunun..
Organik ürün pazarı..
Sertifikalı belgeli..
Hemen bir çok yerde..
……………………………

Bilelim farkında olalım..
Faydalı olanı ucuza tüketelim..
Sağlığımızı koruyalım..
Hem kendi hem de gelecek nesillerin..

Kemal GÜL
11.07.2014