"- Baba yazayım, yazmayım demiyorum."
Can kulağıyla...
Dilimiz döndüğünce...
Lisanı çeviren dildir; kulağın kapılarından dahle girdirtmeyen, sorunu, onu hangi kırana koyayım.
Kapıdan eşiğe çıkmış söyleşmek çıkar yol, buydu herhalde.
Suret-i katiyede erim’e: Esas lisan kelimelersiz olandır.
" - Aşk olsun yahu!"
Amerikalı gözlerime bakarak danış demiştir.
Sen sus gözlerin konuşsun söylevini minibüslere asmışlardı. Bizim görenlerimiz görünce: Ulen; böyle de, muhabere de varmış.
Ahıska’da Rus yazarların yaşadıkları bulunmuşluklarını bir hisle sanıvermek; rüyadaymışsın ve uyanmışsın arasında işitirsin. Puşkinler, Gogollar ve kimler.
Ozan Şenlikler, Zülaliler, Karaniler.
Çağdaş Türk yazıcılarıda Kafkasya’da onun arzumarını sürerek yazınca: Gogol ile onun kesilmiş burnun gezişini filan. Gah Ahıska’da, Gahi Haşuri’de denk gelinmesi olağan sıradan olaydır. Adiye-i vaka gibi falan.
Gürcülerin sanatçıları: Rustaveli, Pirosmani, Vale’den başlayan beyaz pelerine bürünmüş Gürcüstan’ı. Soğuktu hava aslına bakarsan. Ağaçlar Kartli şala sarınmış yazı gözekyordular.
Rahmetli Dursun Akçam "Kaf dağının arkası " yazısıyla, bu endemik ağaçları bin yıl hiç depretmemiş zanki...
Oradaydı...
" Baba yazayım"
Kabullenilmeyişlerdenmişler mi?
Usulü dairesince ifa edilemeyenler.
Olmamak veya hiç olmamak niye böyle söylememişki evi yıkılanın oğlu.
Gökte ağaçlar da Abas Tuman’ı sıcak çermiklerin ortasında sanatoryumun kapısında genç bir adam yolu tarif ediyordu. Kolunun altına binlerce dakikalar sığıyordu. Görüş açımız tanıklık etti. Seslere bakan ahaliler eskimiş alemsel vizyonları siyah kalpak gibi geçirmişlerdi başlarına.
İnsanlar: Çol çocuk bir çırpıda karların altında; kapatan form: Kar... karlar kapattı. Şahadet alemi kapanıverdi.
Önümüzcek yol inişe gidiyordu. Kafileler, siluetleri, karaltıları sırtıına binmiş gibiydi. Dayı-yeğen pazarı ... gidişin çıkışına gelmeden önlerine atladık kiiiii: Zamanaşırı formlardı bunlar. Bişiyler dilleştiriyorlardı. Ihhh!...
Serona gezen olduklarını çaktık.
Mecnundular.
Evvel emirden beri kalmışlardı ve sevdacılıklarından dolayı mecnun kesilmiştiler. O yüzden serona kalmış ve serona olmuştular.
Hepsinin ve birinin döşünde: " I LOVE YOU" yazıyordu.
Elvis Presley’i kara kalmasın.
" Love me tender love me."
Ne hoş demişti.