Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Bayram KAYA 1
Bayram KAYA 1

Tapınak Ya Da Kutsal Yer Algısı 2

Yorum

Tapınak Ya Da Kutsal Yer Algısı 2

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

463

Okunma

Tapınak Ya Da Kutsal Yer Algısı 2

Birbirine değinişte olan alan bölgeleri; bir grup insanların, karşı grup insanlarıyla temas yapmasını önlüyordu. Bu tür değinim alanı, her biri için böylesi tehditçe olan durumları az çok izole ediyordu.

Bu bölgelerin belli bir yeri diğer karşılaşmalara göre karşılaşmaların sık ve yoğun olduğu özenli yerdi. Şehir meydanı, bir düğüm merkezi gibi en çok sakınılan, dikkatle gözetilme edilen yerdi. Yalıtım alanı, alan içini dokunulmaz kılıyordu. Alan içi “alanlanma” yapar olmanın da kümesiydi.

Sakin, sükûnu ve güvenli küme alanı, ittifaklardan da önce oluştu. Grup totem ürünlerinin ziyan olan, artı veren yansıması bir yandan grup nüfusunu artırırken diğer yandan da karşı grubun şerrini kırmak; öfkesini yatıştırmak gibi vesile nedenlerle yansıdı.

Bu vesilece nedenler bu türden öznelliklerle hediyeleşme oldular. Hediye sunmalar yalıtılmış güvenli bölge içine kondu. Bir grup kendi sunumunu bölge içine bıraktı. Diğer grupta bu sunumu kabule yanaşmakla kendi karşılık sunumunu da oraya bıraktı. Süreç bu tutumun sıklaşır olan yinelemeleriyle güvenli ve sakıncalı bölge içine alan etkisini biriktirir nitelikte oldu.

Yani bu dokunulmazla güvenli, sakıncalı yalıtılmış alan, kendi içinde hediyeler sunmanın davranışsal alanlıma kazanmasına durum olur şekilde kullanıldı. Böylece buralar giderek buluşma yerine döndü.

Yalıtılmış alan, grup can güvenliğine olan katkısı nedenle; bir minnetilik olmanın basıncını taşıyordu. Kısaca bir grup küme, kendi hediyesini bu alan içine bırakıyor; bir başka grup küme de geliyor bu hediyeyi alıp kendi sunusunu bırakıp gidiyordu. Daha sonra tapınak dediğimiz bu yerler gruplar için bir esende olma, bir güvende olma, bir selamet içinde sağ salim olmanın dokunulmaz kıldığı kutsal oluşun, uzaktan değinim ve temaslarıydı.

Güvenli alanın içinde bir grubun diğer bir gruba hediye sunması, hediyeyi sunan gruplarca alan içinin davranışı uzaktan gözleniyordu. Bu hal ileride süreçle kullanılacak envanterlere, malzeme olmanın yansımalarını farkında olunmadan hafızalarda biriktiriyordu. Aniden bilme olan kült merkezi buraydı.

Tapınak, esende olmak, dokunulmazda olmak, sık sık girilmeyen bölge olmak gibi duygu ve düşünsel birikmeli tutum ve davranışlarından sonra; bu algıların toptan cem edilmesiyle ortaya çıkan duygular taşırmalı duygular bölümlenmeli bir müştemilattır.

Merakın ve öğrenmenin temelinde kaygılar olduğunu daha önceki yazılarımda belirttim. Görülmekte ki tapınaklar bugünkü anlaşılır haliyle Yüce Tanrı için değildi. Tapınakta Tanrı yoktu. Zaten bu evreler içinde Tanrı anlayışı da yoktu.

Mezarlığa saklanan birine; mezarlıktan korkan kişiler istese bile nasıl zarar veremezse; tapınaktı alan içindeki bir kişiye de, her iki gruplar tarafından bir zarar verilmezdi.

Bu bir alan tabusudur. Es kaza bu alana yanlışlıkla girmişseniz, genellikle buraya girildiğinde kimsenin yaklaşamaz olmasından ötürü, tam bir dokunulmazlıkla çok kez güvende olmaktaydınız. Eğer tapınak alanı içinden daha derin bölgeye girmişseniz tehlikedeydiniz ve tam bir panikti alarmla tetikteydiniz demektir. Karşılaşma ve saldırıya uğrayıp, av olup yenmeniz (kanlıbalizm) mukadderdir.

Alan dokunulmazlığı, grupları adeta bir bataklık alandan kaçınma gibi davrandırıyordu. Alan içinde tamamen güvende, kaygılardan uzaktanızdır çok kez. Esen yeri, esen yurdudur bu alan. Yani alan içinin kendisini, bataklık etkisi gibi sanı oluştu davrandırması vardı.

İttifak öncesi yalın totem süreçler, her biri kendisine özgü, kendi alan belirlenimlerini oluşturarak olumlu olumsuz tabu devinmelerini ortaya koymuşlardır. İşte grupların yalın oluşla, kendi içlerinde yalıtılmışlıkla; “tek yanlı, tek zamanlı bir alana hükmeden alan etkileri”, vardı.

Tapınaklar şu bakımdan da çok önemlidir. Birincisi tapınak alan tek yanlı alan değildi. Geri bildirişim (feedback) yapıyordu. Bu sistemi oluşmanın temel özelliğidir. İkincisi tarihte ilk kez bir alan, iki zamanlı davranışın yarılması oluşla; dallanıp çatallanması süreçlerine ayrılmış oluyordu.

Yalın totem alan gibi yekpare davranan alan değildi. Komşu olan düşman totem gruplar, tapınağın bataklık alan, ya da mezarlık korkusu çekinmesi veren çift yarılmalı ortam olmaları yanı sıra girişmeye cevaben karşılık olmanın da havasını (ruhunu) oluşturmuşlardı. Alan etkisi temelde bir ruh etkisidir.

Bu tür komşu sınırların değinim bölgelerinde, sesiz ve gizli bir telepati iletilmesi üzerinde tapınak uzlaşması yapılmıştı. Ya da uzaktan ve sessiz onayla adı konmamış olanların ittifakı yapılmış bir uzlaşı noktasıydı. Bu alanın sonradan tapınak olaraktan da ortaya konuş birikmesini vermesi çok önemlidir.

Tapınak algısındaki sesiz ve telepati uzlaşısı gibi ortaya çıkan durumun nedeni, üst paragraflarda söylendi. Yani tapınaklar gruplar üzerinde, uzaktan ve sesiz bir ittifakı icma ettikleri olan, yerdiler. Tapınaklar grup içi ritüel alanı olmayıp, gruplar arası müşterekliğin eseridirler.

Tapınak alanların icma etkisi; her bir gruba, gruplar arası sınırın kesim noktası alan etkisi oluşuyla, bir “dış etki olarak alan etkisini” ortaya koymaktadırlar. Grup insanları da kendi içlerinde gerek sosyal öğrenme, gerekse iç egolu kaygı sal öğrenmeler nedeniyle de bu etkiye cevap olacak duyuş almaçlı algılayıcılarını, zaten taşımaktadırlar.

Sürecek

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Tapınak ya da kutsal yer algısı 2 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Tapınak ya da kutsal yer algısı 2 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tapınak Ya Da Kutsal Yer Algısı 2 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL