Anne Frank, Yahudi asıllı bir ailenin küçük kızı olarak 1929 yılında Almanya’da doğar. Anne Frank, Hitler’in Nasyonal Sosyalist Partisi’nin 30 Ocak 1933’te iktidara gelmesinin ardından Yahudilere, sosyalistlere ve komünistlere yönelik baskılar nedeniyle ailesiyle birlikte Hollanda’ya gelir.

Baba Otto Frank, Hollanda’da yeniden düzen kurar.Anne Frank ile ablası kısa sürede Hollanda’ca öğrenip okula başlarlar. Ancak İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte yüz binlerce aile gibi Frank ailesinin üzerinde de kara bulutlar dolaşmaya başlar. Nazilerin Hollanda’ya girmesinin ardından, anne ve ablası sadece Yahudilerin gittiği okula gitmek zorunda kalır.

Anne Margot Frank’ın 5 Temmuz 1942’de SS merkezine çağrılmasıyla, tehlike iyice kapıya dayanır. İki seçenek vardır, ya Nazilere teslim olup faşist toplama kamplarının yolunu tutmak yada saklanıp savaşın bitmesini beklemek.

Frank ailesi ikinci yolu seçer. 4 yakın dostları ile birlikte Otto Frank’ın Amsterdam Prinsenracht’taki iş yerinin arasındaki gizli bölmeye saklanırlar. İhtiyaçlarını Otto Frank’ın
sekreteri Miep Gies sağlar.

Anne Frank, ölümle yaşam arasındaki ince çizgide hissettiklerini 13. yaş gününde armağan edilen ’ Anı Defteri ’ ne yazmaya başlar:

’Tüm duygularımı kaydedebilmek bana iyi geliyor. Bunu yapamıyor olsaydım herhalde boğulurdum. Bu müştemilat saklanılacak ideal bir yer. Burası nemli ve kötü bir yer olabilir fakat tüm Amsterda’da-hayır tüm Hollanda’da- daha konforlu bir yer olamaz.’

Anne umutlarını, özlemlerini, korkularını bu deftere kaydeder. Ta ki 1 Ağustos 1944’e kadar. O gün son satırlarını yazar. 3 gün sonra dakendisini bekleyen ’ korkunç son ’ kapısını çalar. Bir ihbar üzerine Naziler 4 Ağustos 1944’te Frank ailesinin saklandığı sığınağı basar. Anne ve ablası Berlin ve Hamburg arasındaki Bergen-Belsen Nazi Kampına götürülür. Faşizmin ağır koşulları ve tifo nedeniyle önce ablası bir kaç gün sonra da Anne Frank yaşamını yitirir.

Auschwitz Kampı’nda kalan Otto Frank ise, Hitler’in yenilgisi nedeniyle kurtulur.

Nazilerin bastığı sığınakta yerlere saçılmış eşyalar arasında bulunan ’ Anne Frank ’ ın Günlüğü Miep Gies tarafından Otto Frank’a uılaştırılır. Böylece Anne Frank’ın yaşadıkları ve faşizmin korkunç yüzü milyonlarca insana ulaşır.

Şairimiz Ümit Yaşar Oğuzcan Anne Frank’a bir şiir yazmıştır. Ümit Yaşar’ın bu şiiri yazımızın da başlığıdır:

Eski ve mağrur bir ev Amsterdam’da
Üstüne bastıkça gıcırdıyor tahtalar
Pencereler mahzun, kapılar yaslı
Bir Anne Frank vardı diyor tahtalar

Bir Anne Frank vardı duyuyormusunuz
Bir Anne Frank vardı duygulu, ince
Dolaşırdı ürkek adımlarla bu odalarda
Şu dolap, şu sedir de gülerdi, o gülünce

Sonra savaş, tanklar,mitralyözler, süngüler
Anne Frank üşüyor, Anne Frank korkuyor
Çocuk dudaklarında, yarım kaldı türküler

Kaçmak, saklanmak boşuna, ergeç bulacaklar
Çökecek üstümüze, utancı, rezil bir ânın
Ve Anne Frank ölecek, değeri kalmayacak dünyanın