Bu gün aslında başka bir yazı yazacak ve benim seçim vukuatlarımdan bahsedecektim. Vukuat dediysem öyle sandık başında kavga ya da adli bir vukuat değil..Oy kullanmak için sandığa gidip oy pusulası ve zarflarını aldığım halde oy kullanamaktan bahsedecektim ama bizim face book hazretlerinde seçim sonuçlerı üzerine yapılan paylaşımları görünce ’’ Benim seçim vukuatları beklesin hele’’ Dedim.

Yok yok merak etmeyin seçimlerle ilgili olarak başlayacağım yazıya ama öyle devam etmeyeceğim..Biliyorum artık bu seçim sonuçları muhabbetinden öğğğ geldiğini...Ben de aynı vaziyetteyim esasında ama bunu yazmazsam çatlardım.

Efendim..Seçim sonuçları pek çok kişide bir şok etkisi yaratmış. Özellikle de ’’ Bu hükümet bitti ’’ Diyerek arkasından çalmak üzere teneke hazırlayanlar şu anda tam manasıyla eşekten düşmüş karpuz durumundalar. En hafif ifadeyle ise kendilerini Nasrettin Hoca gibi görüyor ve şaşkınlıkla soruyorlar ’’ Ne yani hırsızın hiç mi suçu yok ?’’ Diye.

Yine seçim sonuçları üzerine Nietzsche’den Ömer Hayyama, Ömer Hayyamdan Ludwig Anderas Feuerbach’a kadar pek çok düşünürün sözlerini paylaşıyor ve özetle ’’ Cahil halka seçme özgürlüğü verirseniz o gider kendi celladını seçer, seçmekle de kalmaz bir de onun kulu kölesi olur ’’ Diyerek bu milletin % 46,5 ine seçimlerden önce olduğu gibi seçimlerden sonra da Cahil diyorlar. Halkı aşağılamak ve aşağıladıkları halktan dönüp oy istemek gibi bir bir acayipliğe imza atsalar da, kendi elleriyle ve daha çok da dilleriyle gönül verdikleri siyasi partilere en büyük zararı vermiş ve istemedikleri, asla benimsemedikleri bu iktidarın oy oranını artırarak iktidarını perçinlemesini bizzat kendileri sağlamış olsalar da bu tutumlarından vazgeçeceğe benzemiyorlar. Bu noktaya kadar kendi bilecekleri iş. Ama iş deve ve diken olayına gelince artık eleştirinin yerini cinsel fantezilerin aldığını görüyoruz. Ancak bu deve ve diken olayını da yanlış biliyorlar

Pek çok paylaşımda ifade aynen şu : ’’ Deveye diken, insana....(Biiippp ) gerekirmiş’’ ( Sanırım bu sözü bilmeyen yoktur.)

O sözün hikayesi ise çok farklıdır aslında:

Cezayir’in sömürge olduğu yıllarda bir Fransız komutan Cezayir’de çölün ortası sayılabilecek bir yerdeki bir kaleye tayin oluyor. Görev yerine gelip görevi devralan komutan kaledeki düzeni kontrol ettikten sonra askerlerine soruyor:

-Bu ıssız çölde canınız hiç sıkılmıyor mu? Mesela canınız hiç mi bir dişiyle sevişmek istemez sizin? Böyle durumlarda ne yaparsınız.

Er cevap veriyor kalenin dışındaki bir deveyi göstererek.

-Komutanım. Şu deveyi görüyor musunuz? İşte ne zaman canımız bir kadın çekse bu ihtiyacımızı bu deve sayesinde hallediyoruz. Sıkıntı yok.

Komutan bir deveye, bir de ere bakıp ’’ Sapık herifler ’’ Diyor ve görevine devam ediyor. Görevine devam etmesine ediyor ama bekar biri olan komutanın da bir müddet sonra hormonları harekete geçiyor. Bu Allah’ın çölünde nereden bir kadın bulsun? Çaresiz o da deveye yönelmeye karar veriyor ve bir miktar ot ve deve dikeni ile birlikte kaleden çıkarak deveye doğru yöneliyor. Amacı devenin karnını doyurmak sonra da yine devenin kendisine duyacağı minnetin karşılığı olarak deveyi halletmek.

Bir saat kadar sonra komutan kale kapısından içeri giriyor tekrar. İçeri giriyor ama haşatı çıkmış vaziyette...Ağzı burnu dağılmış, elbiseleri paramparça olmuş, kol ve bacaklarında yer yer kırıklar ve morarmalar var.

Komutan içeri girer girmez o eri buldurup tüm öfkesi ile parlıyor ona.

-Ulan namussuz. Ben de sizin gibi cinsel ihtiyacımı gidermek için deveyi kullanayım dedim. O kadar ot ve deve dikeni yedirdim bana itiraz etmesin diye ama deve ağzıma sı.tı resmen. Siz bu işi nasıl beceriyorsunuz anlat bana.

Er, komutanın perişan haline bakarak cevap veriyor:


-Komutanım nasıl olacak? Deveye biniyoruz. Şu tepenin az ilerisinde bir kasaba var oraya gidiyoruz. Kasabada piliç gibi kadınlar var. Onlarla gideriyoruz cinsel ihtiyaçlarımızı.

Deve dikeni sever elbette ama deveyi s...n olmaya kalkarsanız ( BAZILARININ YAPMAYA ÇALIŞTIĞI BUDUR. ) ağzınızı burnunuzu dağıtır. Aynen bu gün olduğu gibi.


Seçim sonuçlarına gelince:


Böyle bir muhalefeti olan iktidarın sırtı yere gelir mi hiç? Bence RTE hiiiç hava yapmasın seçimi kazandım diye...Muhalif seçmenlerine dua etsin...Onlar olmasaydı zor kazanırdı.